Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüyle ilgili soru işaretleri devam ediyor. Aradan geçen bir yıla rağmen dosyada birçok delilin toplanmadığı ortaya çıktı.
Diyarbakır ve Van Barolarının Adli Tıp Kurumu (ATK) hakkında yaptığı suç duyurusu sonrasında, ATK 10 Ekim 2025’te 9 ay sonra raporunu dosyaya ekledi. Rapora göre Rojin’in vücudundan alınan iki DNA örneği, biri göğüs (sternal), diğeri vajina bölgesinde bulundu. Örnekler erkeğe ait olarak tespit edildi.
Delil karartıldığına yönelik bulgular
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Helin Tapancı, soruşturma sırasında birçok delilin karartıldığını ve bölgede bulunan kameraların “bozuk” denilerek izlenmediğini söyledi. Tapancı, şüphelilerin açığa çıkarılması için olay yerinde bulunan herkesin ifadesinin alınması gerektiğini vurguladı.
ATK ve polis ihmalleri
Tapancı, polisin delil toplama sürecinde de ihmallerin bulunduğunu belirtti. Rojin’in başörtüsünün suya sokularak çıkarılması ve bir süre kumsalda bırakılması, DNA örneklerinin kaybolma riskini artırdı. Ayrıca, olay yerindeki bazı kameraların bozuk olması soruşturmanın eksik yürütüldüğünü gösteriyor.
Hukuki süreç ve güvenlik zafiyeti
ATK’nin gecikmeli rapor sunması ve soruşturmadaki ihmaller nedeniyle dosyada ilerleme sağlanamadı. Tapancı, ATK’nin TCK 257 ve 258’inci maddelerini ihlal ederek delil gizleme ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediğini açıkladı. Rojin’in ölümünde intihar ihtimali bulunmadığını belirten Tapancı, bölgedeki tüm araç ve kişilerin tespit edilip ifadelerinin alınması gerektiğini söyledi.
Erişilemeyen telefon
Rojin’in telefonuna hâlâ ulaşılamadığına dikkat çeken Tapancı, “Türkiye’de devlet en derin verilere ulaşabiliyor ancak bir kadının ölümünde telefona erişim bu kadar zor. Acılı ailenin, kızlarının neden öldüğünü öğrenmeye hakkı vardır” ifadelerini kullandı.