Sakarya’da KHK mağdurlarının dayanışması suç oldu. Sakarya merkezli 4 ilde sabah saatlerinde gerçekleştirilen ev baskınlarında, aralarında KHK ile ihraç edilenlerin ve cezaevlerinde yakınları bulunan kişilerin de olduğu 7 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 3’ü tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 4 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Yetkililer, baskınların gerekçesi olarak “esnaf ve mağdur yapılanması” iddiasını öne sürdü. Ancak kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, suçlamaların temelini mağduriyet yaşayan kişilerin kendi aralarındaki dayanışması ve yardım ilişkileri oluşturuyor.
KaranlıktakiAydınlık’ten Sevinç Özarslan’ın haberine göre, Sakarya merkezli olarak Ankara, Kocaeli ve Aydın’da belirlenen adreslere yapılan eş zamanlı ev baskınlarında, kişilerin özel yaşam alanlarına girildi; kitaplar, CD’ler ve dijital materyallere el konuldu.
DELİL: VİCDAN KÜLTÜRÜ ADLI VAAZ KASEDİ, TÜRKÇE OLİMPİYATLARI CD’Sİ
Dosyada dikkat çeken en önemli unsur ise, Fethullah Gülen’e ait “Vicdan Kültürü” adlı bir vaaz kaydı Ve Türkçe Olimpiyatları CD’si delil olarak sunulması oldu. Hukukçular, şiddet çağrısı içermeyen dini veya ahlaki içerikli bir konuşmanın suç delili haline getirilmesinin ifade ve inanç özgürlüğüne ağır bir müdahale olduğunu vurguluyor.
Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen 7 kişiden 3’ü tutuklanırken, 4 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklama kararlarının gerekçeleri kamuoyuyla net ve somut delillerle paylaşılmadı.
AİHM’E GÖRE DAYANIŞMAK SUÇ DEĞİLDİR
Olağanüstü hal döneminde çıkarılan KHK’lerle işlerinden edilen, sosyal ve ekonomik hayattan dışlanan binlerce kişinin yaşadığı mağduriyetler sürerken, bu kişilerin birbirleriyle dayanışma içinde olması yeni bir suçlama konusu haline getiriliyor. İnsan hakları savunucuları, yaşananların masumiyet karinesini ve örgütlenme özgürlüğünü açıkça ihlal ettiğini belirtiyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 26 Eylül 2023’te açıkladığı KHK’lı öğretmen Yüksel Yalçınkaya kararına göre, bankaya para yatırmak, derneğe üye olmak, ByLock kullanmak, gazeteye abone olmak, çocuklarını kapatılan okullara göndermek, kamuya açık yerlerdeki ankesörlü ya da büfelerdeki kontörlü telefonlardan aranmak ve benzeri eylemler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7. maddesinde belirtilen “kanunsuz suç olmaz” ilkesine göre suç teşkil etmiyor.
Sözleşmenin tarafı olan Türkiye dahil tüm ülkelerin AİHM kararlarına uyma zorunluluğu bulunuyor.
KAYNAK: KaranlıktakiAydınlık – SEVİNÇ ÖZARSLAN







