Büyükçekmece Adliyesi emanet odasından 150 milyon TL değerindeki altının göçmen kaçakçılığı soruşturmasında tutuklanan Kapalı Çarşı’daki iki kuyumcuya ait olduğu belirlendi.
Büyükçekmece Adliyesi emanet odasından 150 milyon TL’lik altın ve gümüşle İngiltere’ye kaçan memur Erdal Timurtaş soruşturmasında kritik bir detay ortaya çıktı. Çalınan kıymetli eşyaların, göçmen kaçakçılığı soruşturmasında tutuklanan iki Kapalıçarşı kuyumcusuna ait olduğu belirlendi.
Büyükçekmece Adliyesi’nde emanet odasından yaklaşık 75 kilogram altın ve gümüşü çalarak yurt dışına kaçan adliye memuru Erdal Timurtaş’la ilgili soruşturmada çarpıcı ayrıntılar netleşiyor.
T24 yazarı Tolga Şardan’ın aktardığı bilgilere göre, çalınan kıymetli eşyaların, geçen yıl eylül ayında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen “usulsüz Türk vatandaşlığı veren suç örgütü” soruşturması kapsamında el konulan mallar olduğu tespit edildi.
SUÇ ÖRGÜTÜNÜN PARA TRAFİĞİ KAPALIÇARŞI’DAN GEÇMİŞ
Soruşturma dosyasında, suç örgütü lideri Medet Anlı’nın yabancılara 50 bin dolar karşılığında usulsüz Türk vatandaşlığı sağladığı belirlendi.
Bu süreçte Kapalıçarşı’da faaliyet gösteren iki kuyumcunun, vatandaşlık almak isteyen yabancıların getirdiği altın ve mücevherleri dövize çevirerek örgütün finansmanında rol oynadığı iddia edildi.
Bu nedenle söz konusu kuyumcuların tüm mal varlığına “suçtan elde edilen gelir” kapsamında el konulduğu ve emanet odasına teslim edildiği öğrenildi. Çalınan altın ve gümüşlerin de bu dosyaya ait olduğu kesinleşti.
TEMİZLİK İŞÇİLİĞİNDEN KATİPLİĞE UZANAN YOL
Firari memur Erdal Timurtaş’ın geçmişi de soruşturma kapsamında yeniden inceleniyor. Timurtaş’ın adliyede önce taşeron temizlik işçisi olarak çalıştığı, daha sonra adliyelerdeki personel açığı nedeniyle kurum içi sınavla memurluğa geçtiği ve komisyon kararıyla katip olarak görevlendirildiği ortaya çıktı.
Aynı dönemde temizlik personeli olarak başlayan birçok kişinin de katip ve mübaşir olarak görev yaptığı bilgisi dosyaya girdi.
EMANET KASA ANAHTARLARI TEK KİŞİDEYDİ
Soruşturmadaki en ciddi ihmallerden biri, suç delillerinin saklandığı iki kasanın anahtarının emanet şefi yerine Erdal Timurtaş’ta bulunması oldu. Güvenilir personel olarak bilinen Timurtaş’ın vurgundan iki gün sonra işe gelmemesinin bile ilk etapta fark edilmemesi, denetim zafiyetini gözler önüne serdi.
Bu durumun, büyük miktardaki altın ve gümüşün rahatlıkla adliyeden çıkarılmasını mümkün kıldığı değerlendiriliyor.
VURGUN GÜNÜ İKİ ARAÇ AYNI NOKTADA BULUŞMUŞ
Kamera kayıtlarında, çalınan eşyaların yüklendiği kiralık aracın yanında ikinci bir aracın daha olduğu belirlenmişti. Polis ekipleri, her iki aracın hem vurgun günü hem de bir gün öncesinde Beylikdüzü’ndeki aynı sitenin kapalı otoparkında buluştuğunu tespit etti.
İkinci aracı kullanan kişinin kimliği belirlendi ve İstanbul merkezli operasyon kapsamında gözaltına alındı.
“BENİ AİLEMLE TEHDİT ETTİLER”
Firari memur Timurtaş’ın, olaydan bir gün sonra bir adliyede görevli arkadaşını arayarak itirafta bulunduğu da soruşturma dosyasına girdi. Timurtaş’ın, “Bunu yapmak zorundaydım, ailemle tehdit edildim. Borcumu ödeyeceğim” dediği aktarıldı.
Yapılan incelemede Timurtaş’ın söz konusu arkadaşına yaklaşık 400 bin lira borcu olduğu belirlendi. Polis, Timurtaş’ın adliyedeki tek görevinin emanet eşyaları taşımak olması nedeniyle rutin hareketlerinin dikkat çekmediğini değerlendiriyor.
