• Turkhane Logo

Yolsuzluğun Türkiye'ye maliyetini hesaplamaya çalıştılar

Yolsuzluk, Türkiye'de ekonomiyi ve Hazine'yi de büyük zarara uğratıyor. Peki bu zararın boyutu ne? Türkiye'de yolsuzluğun önlenmesine ilişkin yasal düzenlemeler ne oranda uygulanıyor? DW uzmanlarla konuştu ve HESAP EDİLEBİLEN, KAMUOYUNA YANSIYABİLMİŞ yolsuzlukların miktarıyla ilgili bir haber denemesi yaptı. Ancak uzmanların ortaya koyduğu rakamların 'Tespit edilebilenler' olduğu şerhiyle haberi sitemizde paylaşıyoruz.

12:34 10 Aralık 2021 Cuma
Yolsuzluğun Türkiye'ye maliyetini hesaplamaya çalıştılar
Yolsuzluk, Türkiye'de ekonomiyi ve Hazine'yi de büyük zarara uğratıyor. Peki bu zararın boyutu ne? Türkiye'de yolsuzluğun önlenmesine ilişkin yasal düzenlemeler ne oranda uygulanıyor? DW uzmanlarla konuştu ve HESAP EDİLEBİLEN, KAMUOYUNA YANSIYABİLMİŞ yolsuzlukların miktarıyla ilgili bir haber denemesi yaptı. Ancak uzmanların ortaya koyduğu rakamların 'Tespit edilebilenler' olduğu şerhiyle haberi sitemizde paylaşıyoruz.

DWden Pelkin Ünkerin haberine göre, Küresel düzeyde yapılan çalışmalar, dünyada enerji, yapım işleri, inşaat, madencilik, ilaç gibi sanayilerin yolsuzluğa karşı en açık sektörler olduğunu gösteriyor.

Bu sektörlerdeki şirketlerin devletle ilişkileri, aldıkları ihaleler, özellikle de izin ve ruhsat aşamalarının bürokratik olması bunda etkili.

Türkiyede de benzer bir tablo söz konusu. DW Türkçeye 9 AralıkDünya Yolsuzlukla Mücadele Günü çerçevesinde konuşan Uluslararası Şeffaflık Örgütü Türkiye Temsilcisi Oya Özarslan, Türkiyede küçük ölçekli yolsuzluklardan, büyük ölçekli yolsuzluklara kayma olduğunu ifade ediyor.

İhaleler, vergi afları, imtiyazlar
Küçük ölçekli yolsuzluklardan biz trafik polisine verilen rüşvet ya da tapu, vergi dairelerindeki yolsuzlukları anlıyoruz. Bunlar online işlemler dolayısıyla bir miktar azalma göstermiş olabilir. Ama büyük ölçekli yolsuzluklar aslında çok kaygı verici bir durumda diyen Özarslan, büyük ölçekli yolsuzlukların ise temel olarak ihaleler aracılığıyla gerçekleştiğini söylüyor.

Özarslan, Uzun dönemli yükümlülükler içeren kontratlar, vergi afları, indirimleri, imtiyazlar, büyük ve mega projeler. Bunlardaki gerçekleşen miktarlar hem çok yüksek hem de siyasi ilişkiler dolayısıyla ayrıcalıklar tanınması mümkün diye konuşuyor.

2004-2019 yılları arasında kamu ihale kurumunun yaptığı ihaleler arasında açık ihale sisteminin oranı yüzde 75ten yüzde 63lere kadar düştü.

Kamu İhale Kurumunun verilerine göre 2021 yılının ilk dört ayında 920den fazla ihale, acil durum gerektirdiği gerekçesiyle 21B kapsamında, yani pazarlık usulüyle yapıldı.

Türkiyede yolsuzlukla ilgili düzenlemeler mevcut. Türk Ceza Kanununa göre rüşvetin 5 yılla 12 yıl arasında hapis cezası bulunuyor.
Cezasızlık yaygınlaştı
Ancak Özarslana göre düzenlemelerin uygulanmasıyla ilgili sıkıntılar var.

Türkiyenin problemini yolsuzluk konusunda cezasızlığın yaygınlaşması olarak vurgulayan Özarslan, buna ilişkin bulguların da son 10 yıla ait adli sicil istatistiklerinden görülebildiğine dikkat çekiyor. Özarslan, Son 10 yılda rüşvet gibi yolsuzluk suçlarına ilişkin soruşturmalara baktığımızda bunlara ilişkin verilen takipsizlik kararının yüzde 44ten yüzde 54e kadar çıktığını görüyoruz. İhaleler gibi ekonomik suçlara ilişkin verilen takipsizlik kararları ise yüzde 29dan yüzde 47ye kadar ulaşmış durumda” bilgisini veriyor.

Şeffaflık Derneğinin yürüttüğü çalışmaya göre, 2009-2020 yılları arasında vergi usul kanunun uyarınca açılan soruşturmalarda artış olsa da kovuşturmaya gerek olmadığına dair verilen karar sayısı iki katına çıktı. Öte yandan 2009da yaklaşık yüzde 13 olan beraat kararlarının oranı da 2020de yüzde 16ya yükseldi. Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunu kapsamında açılan soruşturmalarda ise ilk soruşturmaların açıldığı 2017de beraat kararının toplam kararlara oranı yüzde 18 iken, bu oran 2020de yüzde 40a çıktı.

Türkiye gri listeye girdi
Oya Özarslan, Türkiyenin yolsuzlukları yeterince cezalandıramaması ve sorgulayamaması nedeniyle Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütüne bağlı (OECD) Mali Eylem Gücü (FATF) tarafından gri listeye alındığını hatırlatıyor. FATF, kasım ayında kara para aklama ve terörizmin finansmanının engellenmesinde yetersiz kaldığı gerekçesiyle Türkiyeyi gri listeye aldığını duyurmuştu.

Özarslan, ABDnin talebiyle Avusturyada kara para aklamak suçundan tutuklanan iş insanı Sezgin Baran Korkmazın, Türkiyede hakkındaki soruşturma devam ederken yurtdışına çıkış yasağının ve malvarlığı üzerindeki tedbirlerin kaldırıldığını belirtiyor ve Bu kişi yurtdışına çıkıp mal varlığını satarak bundan kâr elde edebildi. Yani yargının elinden kurtulabildi aslında. Burada yargının dikkatsizlik yapma, hata yapma, ihmal etme gibi bir lüksü yoktur. Bunların altını çizmek lazım diye konuşuyor.

Özarslan, yargının tarafsız olmadığına işaret eden tutumuna da dikkat çekiyor: “Örneğin muhalefete ait belediyelere yapılan yolsuzluk soruşturmalarına sıkça rastlarken iktidar partisine ait bir belediyeye yapılan yolsuzluk soruşturmasına takipsizlik kararı verilebildiğini ya da İçişleri Bakanlığının hemen yolsuzluk dosyalarına el koyabildiğini görüyoruz. Bunlar aslında cezasızlık konusundaki algımızı gittikçe artıran hususlar.”

En az 4 milyar dolar kayıp
Dünya genelinde yolsuzluğun küresel gayri safi milli hasılanın en az yüzde 5ine denk geldiğine yönelik araştırmalar mevcut.

Peki yolsuzluğun varlığı Türkiye ekonomisi ve Hazine açısından neye mal oluyor?

Oya Özarslan, Türkiyenin geçen seneki GSYİHsinin 720 milyar dolar civarında olduğu düşünüldüğünde bu rakamın en az 4 milyar dolara karşılık geldiğini söylüyor. Özarslan, 4 milyar dolar; eğitime, sağlığa, barınmaya, okula, ihtiyacı olan kişilerin sosyal yardımına harcanabilecek iken yanlış ellere, gizli işlemlere, karanlık birtakım faaliyetlere gitmiş durumda diyor.

Büyüme ve yatırımları olumsuz etkiliyor
DW Türkçeye konuşan vergi uzmanı Nedim Türkmene göre ise yolsuzluk; yatırımları, tasarrufları ve büyümeyi olumsuz etkilerken kayıt dışı ekonominin büyümesine yol açıyor.

Türkmen, Kamu harcamaları artıp kamu gelirleri azalırken kamu kesiminin finansman ihtiyacı artıyor ve dengeler bozuluyor. Bu da gelir dağılımı adaletsizliklerine yol açıyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlikler enflasyonu körüklüyor. Kayıtdışı ekonomi bunlara bağlı olarak artıyor diye konuşuyor.

Türkmene göre bu durum, vergide gelir üzerinden vergilendirme yerine harcamalar üzerinden vergilendirmeyi teşvik eden bir sistemin yerleşmesine neden oluyor. Nedim Türkmen, bu yapının küçük işletmelerin varlığını tehdit ettiğine ve ekonomide rekabeti ortadan kaldırırken de yabancı sermayenin ülkeye girişini engellediğine dikkat çekiyor.

Gelir eşitsizliği yolsuzluğun göstergesi
Dünya rekabet liginde Türkiyenin 61inci sırada olduğuna işaret eden Türkmen, Ekonomist Thomas Pikettynin kurduğu Paris merkezli Inequality Lab tarafından paylaşılan Dünya Eşitsizlik Raporunun 2021 sonuçlarına göre de Türkiyede en zengin yüzde 10luk kesimin yaratılan toplam gelirin yüzde 54ünü aldığını belirtiyor.

Türkmen, Dünyada çok az ülkede bu kadar ciddi bir gelir eşitsizliği var. Bu da Türkiyede yolsuzluğun geldiği noktayı net bir şekilde ortaya koyuyor ifadelerini kullanıyor.

Uluslararası Şeffaflık Örgütünün 2020 Yolsuzluk Algı Endeksine göre Türkiye, yolsuzluk algısında 180 ülke arasında 86ncı sırada yer alıyor. Türkiye, son sekiz yılda 32 basamak düşüşle bu alanda en fazla kötüleşme yaşayan beş ülkeden biri.

Son güncelleme: 12:34 10.12.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı