Anayasa Değişikliği Referandumu ile geniş yetkileri elinde toplayan Erdoğan’ın, Türk Lirası’daki düşüşü durdurmak için aldığı tedbirlerin yabancı yatırımları olumsuz etkilediği kaydedildi. Doğrudan net yabancı yatırımları yüzde 30 gerilerken, lira yüzde 36 değer kaybetti. Yaşanan süreçte, ithalata dayalı büyüyen Türkiye, artan bütçe açıkları ve borç yüküyle karşı karşıya.
Financial Times gazetesinden Laura Pitel‘in analiz haberinde şu bilgilere yer verildi:
Türk lirasındaki düşüş için 2018 yılında alınan tedbirlerin yabancı yatırımcılar üzerindeki etkisi çarpıcı oldu. Son iki yılda Türk lirası yüzde 36 değer yitirirken, yabancı yatırımcılar paralarını Türkiye’ye getirmekten vazgeçti.
Dünya Bankası, geçen yıl yüzde 30 gerileyen doğrudan net yabancı yatırımın 2018 yılındaki seviyesine gelebilmesinin en iyi ihtimalle 2021 yılından sonra olacağını açıkladı. Reuters tarafından yayınlanan habere göre yaşanan süreç önemli riskleri de beraberinde getiriyor. İthalata dayalı olarak büyüyen Türkiye’den para çıkışının sürmesi durumunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik toparlanma için çok ihtiyaç duyduğu parasal kaynağı bulamayabilir.
YABANCILAR KAÇIYOR
Reuters’in haberinde yabancı yatırımcıların Türkiye piyasasına girmek istemediği gibi bazı yatırımcıların da stratejilerini gözden geçirdiği bilgisine yer verildi. Haberde ayrıca HSBC Bankası’nın Türkiye’den çıkmayı değerlendirdiği, Citigroup’unsa en az iki döviz ve bono işlemcisini İstanbul’dan Londra’ya aldığı aktarıldı.
SWAP’A MÜDAHALE KAYBETTİRDİ
Geçtiğimiz yıl Türk bankalarına liradaki değer kaybını durdurmak için Londra’daki TL swap piyasasına yeni likidite vermeyi durdurması talimatı Goldman Sachs ve bazı şirketlerin mali kayıp yaşamasına sebep oldu. İsmi geçen şirketler konuyla ilgili yorum yapmazken, liradaki düşüşü durdurmak için alınan tedbirler ekonominin farklı dallarında risklerin birikmesine neden oluyor. Merkez Bankası’nın faiz indirimleriyle birlikte kamu harcamalarının artması ve kamu bankalarının verdiği kredilerdeki artış, ekonominin durgunluktan çıkmasını sağladı.
LİRANIN DEĞER KAYBI SÜRÜYOR
Ekonomistler, kredi kullanımındaki yükseliş ve kamu harcamalarındaki artışın, borç yükü altında ezilen bir ekonomiye yeniden borç vermek anlamına geldiğini belirterek, bunun bütçe açığı ve sorunların daha da birikmesine yol açacağına dikkat çekiyor. Öte yandan kamu bankaları geçen yıl Mart ayından bu yana liranın düşüşünü önlemek için Merkez Bankası rezervlerinden 32 milyar dolar kullansa da TL geçen yıl yüzde 11 değer yitirdi.
KOVULAN YATIRIMCI GERİ GELMEYECEK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre Ocak ortası itibarıyla yabancıların elindeki devlet tahvillerinin oranı 2018 başlarındaki yüzde 17 düzeyinden yüzde 8.3’e geriledi. Ekonomistler, yaşanan sürecin 2017 yılındaki referandumunda adalet, ordu ve ekonomik kararlar üzerinde geniş yetkiler elde eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı piyasaların tepkisi olduğunu belirterek, “Bütün bunları yaparak kapı dışarı ettikleri misafirlerin bir daha kapılarını çalmayacağının farkındalar” yorumunda bulunuyor.
