• Turkhane Logo

Ülkemin perişanlık tablosu…

2020 yılına girdik. İnşallah; huzur, sağlık, mutluluk ve bereketli bir yıl yaşarız. Mevcut perişanlık tablosundan kurtuluruz. Zira, 2019 sonu itibariyle içler acısı bir durumda bulunmaktayız.

21:45 04 Ocak 2020 Cumartesi
Ülkemin perişanlık tablosu…
2020 yılına girdik. İnşallah; huzur, sağlık, mutluluk ve bereketli bir yıl yaşarız. Mevcut perişanlık tablosundan kurtuluruz. Zira, 2019 sonu itibariyle içler acısı bir durumda bulunmaktayız.



gozlemgazetesi.comdan Dr. Burhan ÖZFATURAnın haberine göre; 1- Ekonomi, (tarımı, sanayisi, ücretlisi, emeklisi, esnafı, velhasıl tüm kesimleri itibariyle) tam anlamında çökmüştür. İşsiz sayısı 8 milyonu aşmıştır. Özellikle genç işsizlerin ve üniversite mezunu işsizlerin oranları trajik boyutlardadır. En önemlisi de toplumun (yandaşlar dışındaki) büyük kesimde ümitsizlik hakim olmuştur. Sefalet ve fakirlik zirve yapmıştır.

a) Ülke yönetiminde tecrübe, liyakat ve istişare mekanizmaları yok edilmiştir. Tüm kararlar tek bir kişinin iki dudağı arasına hapsedilmiştir. Tek faktör kayıtsız itaat olmuştur. Bürokrasi, yargı, eğitim kurumları tam anlamı ile zaafa uğratılmıştır. Neticede dış borç 447 milyar dolara yükselmiş; AKP döneminde 460 milyar dolar faiz ödenmiş, (2020 bütçesindeki faiz rakamı da 130 milyar TL’dir) ithalat / ihracat farkı, yani “Ödemeler dengesi açığı” 1 trilyon 50 milyar dolar olmuştur; 2019 bütçe açığı (Merkez Bankası ihtiyaçlarına el konulmasına, aflara, satışlara rağmen) 110 milyar TL’yi aşmıştır. Zenginler daha zengin, fakirler iyice sefalete düşmüştür.


b) Ülkede; fikir/ ifade/ inanç ve teşebbüs hürriyetleri; mal ve can güvenliği, hukuk düzeni, demokrasi kalmamıştır. Tam bir baskı, iftira ve tehdit düzeni hakim kılınmıştır.

c) Dış politikada devamlı olarak vahim hatalar yapılmış; ABD ile Rusya arasında pinpon topuna dönülmüştür. Dünyada hiçbir dostumuz kalmamıştır. Suriye batağına iyice gömülmüş, yetmez gibi, Libya macerasına girilmiştir.

d) Eğitim; ilk öğretimden üniversitelere kadar tam anlamı ile dökülmektedir. Amaç, iktidarın yönetebileceği kitleler üretmektir. Sistem yaz/boz tahtasına dönmüştür. Evlatlarımızın istikballeri karartılmıştır. (Üniversite rektörlerinin yarısı, yabancı dil bilmemektedir. 68 tanesinin uluslar arası bilimsel yayını yoktur. 71 tanesinin yayınına da atıf yoktur.)

“203 üniversitemiz var” diye övünmenin bir anlamı yoktur. Önemli olan Dünya sıralamasında kaç adet üniversitenin bulunduğudur. (Sadece; yolsuzluk ve kayırma olayları ile gündeme gelebilmektedirler.) Bu yüzden, parlak beyinlerimizi hızla kaybetmekteyiz.

2- Sosyal yapımız tam anlamı ile çökmüş, dejenere olmuştur. Milli/ manevi değerlerimizde, Türk Tarihi’nin en büyük tahribatı yaşanmıştır. Müslüman / Süslüman olmuş; muhafazakarın sadece kârı kalmış, mücahitler/ müteahhit olmuş; mazlum edebiyatı yapanlar/ zalim olmuştur. Tevazünün yerini / gurur, kibir, enaniyet, lüks, israf, görgüsüzlük, arsızlık almıştır. Kula kulluk (şirk), kul hakkına tecavüz, rüşvet, yolsuzluk, haram, gıybet, iftira, yalan, fuhuş, sapıklık, ensest ilişkiler, uyuşturucu (son 10 yılda yüzde 908 artmıştır), hırsızlık, cinayetler, kadına şiddet, kuman, Muta nikahı (?) zirve yapmıştır. Dinimizin hedefi olan güzel ahlakın yerini çıkarcılık; bilimin yerini koyu cehalet; Hanefi mezhebinin yerini Ateizm /Deizim/ Şia/ Vehhabilik ve Selefilik; Sevgili Peygamberimizin (SAV) yerini ise ne idüğü belirsiz şeyhler almıştır. Diyanet teşkilatı, (diğer tüm kamu birimleri gibi) iktidarın emrine girmiştir. İslam’ın tüm farzları, şartları devre dışı bırakılmış; türban, sakal, AKP’ye oy vermek, şeyhe kölelik etmek, aklını kullanmamak, İmam Hatipli olmak, esas olmuştur. Neticede ne Allah korkusu kalmıştır ne de kuldan utanmak.

a) Okuma, yazma, araştırma devre dışı kalmıştır. İstersen İslamın ve İmanın şartlarını; 32 farzı, hiç olmazsa namaz surelerinin anlamını bilme? AKP’ye oy ver ve de bir şeyhin kölesi ol yeter? Cennet garanti? Dinimizde kul ile Rabbi arasında aracı olmadığını, Cenneti pazarlamaya kimsenin yetkisi bulunmadığını, idrak eden kalmadı. İslami Yaşama Endeksinde 153 ülke içinde 95. olmamız da kimsenin umurunda değil. İslam dünyasında tam 150 bin cemaatin olmasını da idrak edemiyoruz. (Çoğu dış istihbarat güçlerinin emrindedir.)

b) Ülkemizde; 30 silsile/ 400 tarikat kolu/ sayısı belirsiz cemaat/ 800 medrese/ 2,6 milyon mürit (1,1 milyon aktif) / 5.138 İmam Hatip Okulu (1,3 milyon öğrenci) / 105 İlahiyat Fakültesi/ sadece 310 Fen Lisesi/ 84.684 cami/ 23 bin Kur’an Kursu (2,5 milyon öğrenci) / 46.571 vakıf (çoğu iktidara cemaatlere ait) / 85.179 dernek (2.480’i cemaatlere ait)/ 4.000 öğrenci yurdu mevcuttur. Hiç biri denetlenmiyor ve kamu kaynaklarından bol bol yararlanıyorlar. (Osmanlı İmparatorluğu’nu bilimin düşmanı, Kadızade grubu yıktı. Rabbim ülkemizi korusun)

Ve bu perişanlık tablosunun müsebbibi olan iktidar, hala saltanatını koruma peşindedir. Ülkenin durumu, onları ilgilendirmiyor. Halkı; Kanal İstanbul/ Libya/ yerli ve milli (?) otomobil vb. konularla uyutmaya devam ediyorlar. Başarı masalları anlatıyorlar.

Bu arada serbest bıraktıkları psikopat katiller, her gün masumları öldürmeye devam ediyorlar. Buna rağmen, yeni afları uygulamayı planlıyorlar.

Son güncelleme: 21:45 04.01.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı