Türkiye’de açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki makas rekor seviyeye ulaştı. Türkiye’de çalışanların yüzde 66’sı açlık sınırının altında ücret alıyor. TÜRK-İŞ’in Eylül 2025 verilerine göre, dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını baz alan açlık sınırı 27 bin 111 TL’ye yükselirken, net asgari ücret 22 bin 104 TL’de sabit kaldı. Aynı ay itibarıyla yoksulluk sınırı 88 bin TL, bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti ise 35 bin TL oldu.
MAKAS YÜZDE 33, YIL SONUNDA YÜZDE 36’YA ÇIKACAK
Eski Merkez Bankası Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, asgari ücretin açlık sınırının yüzde 33 gerisinde kaldığını, yıl sonunda ise bu farkın yüzde 36’ya ulaşacağını tahmin etti. Kara, sosyal medya hesabından paylaştığı grafikte, 2018’den itibaren açlık sınırı ile asgari ücret arasındaki farkın özellikle 2022 sonrası hızla açıldığını vurguladı.
ASGARI ÜCRETLE GEÇİNEN MİLYONLAR
Türkiye’de çalışanların yarıya yakını (yaklaşık yüzde 50) asgari ücretle geçiniyor. Sanayi sektöründe bu oran yüzde 50,4, giyim sektöründe ise yüzde 70,5’e çıkıyor. Bu da toplamda 8–9 milyon işçiye karşılık geliyor.
DİSK-AR’ın 2025 raporuna göre ise, özel sektörde çalışanların yüzde 47,8’i (8,3 milyon kişi) asgari ücretin yüzde 5 fazlası ve altında maaş alıyor. Bu oran, asgari ücretin yüzde 20 fazlasına kadar çıkarıldığında 11,5 milyon işçiye (yüzde 66,1) ulaşıyor.
Bu da, Türkiye’de çalışanların üçte ikisinin açlık sınırının altında gelir elde ettiği anlamına geliyor.
“ARTIK ÜCRET ANALIZI YAPMAK ANLAMSIZ”
TÜSİAD’ın imalat sanayi raporuna atıf yapan bir takipçisine yanıt veren Kara, mevcut ekonomik programın eksik olduğunu belirterek, ücret artışlarını izole biçimde tartışmanın anlamlı olmadığını söyledi:
“Programı yeniden yazmayı öneririm. Eksik programla ücret analizi yapmak anlamlı gelmiyor.”
Gelir ile gıda fiyatları arasındaki makasın derinleşmesi, geçim sıkıntısının ulaştığı boyutları gözler önüne sererken; milyonlarca işçinin açlık sınırının altında yaşaması, tartışmaları daha da alevlendiriyor.
