• Turkhane Logo

'Türkiye durgunlukta değil bataklıkta!'

Hükümetin seçimleri kazanabilmek için ekonominin DNA’sına radyasyon verdiği tespitini yapan ekonomist Atilla Yeşilada, “Türkiye durgunlukta değil, bataklıkta. Kurtulmak için çırpındıkça daha da batıyor. IMF olmadan çıkamaz.” tespitini yaptı.

14:02 26 Şubat 2019 Salı
'Türkiye durgunlukta değil bataklıkta!'
Hükümetin seçimleri kazanabilmek için ekonominin DNA’sına radyasyon verdiği tespitini yapan ekonomist Atilla Yeşilada, “Türkiye durgunlukta değil, bataklıkta. Kurtulmak için çırpındıkça daha da batıyor. IMF olmadan çıkamaz.” tespitini yaptı.

Ekonomist Atilla Yeşilada, yerel seçimler öncesi AKP hükümetinin seçim yatırımlarına dikkat çekerek,  “Yerleşikler manzarayı çaktı, hafiften dövize tüydü, bir de yabancılar tüyerse, doları kimse tutamaz. Zaten bu senaryonun önünü kesmek için Hazine’miz yakında Eskimo pazarında da borçlanacak.” yorumunu yaptı.

HÜKÜMET 100 MİLYAR LİRA ULUFE DAĞITTI

Para Analiz dergisindeki makalesinde, yaklaşan yerel seçimleri ve hükümetin seçim kazanmak için yaptığı hamleleri değerlendiren Yeşilada, “Seçimlere beş hafta kaldı, ocakta Hazine neredeyse 100 milyar TL ulufe dağıtmış topluma, herkesin kredisi yenide yapılandırılmış, ayılana limon, bayılana lavanta, ama AKP-MHP oylarında tık yok.” ifadesini kullandı.


BEKA İTTİFAKI TELAŞTAN TİTRİYOR

Elindeki anket sonuçlarının bu durumu ortaya koyduğunu kaydeden Yeşilada, “Bir, anketler öyle diyor. İki, Başkanım Erdoğan, ‘Anketlere de güvenim kalmadı artık’ diyor. Türkiye’de ankete göre siyaset yapmayı sanat haline getiren bir liderden acıklı bir itiraftır ve her gün kapsamı genişletilen BEKA İttifakı ile birlikte AKP-MHP’nın sandık yolunda telaştan tir tir titrediğinin de oldukça açık bir işaretidir.” diye yazdı.

FİYAT DENETİMİ ESNAFI MAHVETTİ

İstanbul’da hala Binali Yıldırım’ın önde olduğunu ancak AKP’nin bir ay öncesine nazaran ciddi oranda oy kaybettiğini kaydeden Yeşilada, “Bu tanzim satış ve fahiş fiyat teftişi esnafı mahvetti.  Öfke kusuyor. İzmir zaten umutsuz vaka. Nihat Zeybekçi’nin uzun ekonomi bakanlığı döneminde hatırladığınız tek bir icraat varsa, bana konum atın lütfen.” ifadesini kullandı.

AKP – MHP YÜZDE YÜZDE 50’NİN ÇOK ALTINDA KALACAK

Antalya, Mersin, Adana ve Bursa’yı diğer Millet İttifakı’na geçmeye eğilimli kentler olarak tanımlayan Yeşilada, “Öte yanda sadece bir tek anket var, o da Eskişehir de yarışın başa baş gittiğini gösteriyor. En önemlisi, bu seçimde AKP-MHP oyları yüzde 50’nin çok altında kalarak “siyasi meşruiyet” sorunu gündeme gelecek.” yorumunu yaptı.

MARTTA ŞENLİK VAR!

Yeşilada, hükümetin seçimi kazanmak için mart ayında çok ciddi hamleler yapacağı tespitini yaparak, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla, Mart’ta gerçek bir şenlik yaşayacağız. Daha önce tarihin yazmadığı popülizm örnekleri Türkiye’de siftah yapacak. Bunların neler olduğunu öngörmek güç, ama Merkez Bankası (TCMB) munzamları 200-300 baz puan daha indirirse, ya da kamu bankları politika faizinden çok yüksek meblağda borçlanıp bol keseden kredi dağıtırsa, şaşırmam. Son çare olarak banka kredilerinin menkulleştirilip (VIDIMIK haline getirilip) TCMB’ye kakalanması da gündeme gelebilir.”

YABANCI YATIRIMCI ÜRKERSE DOLARI KİMSE TUTAMAZ

Bu tür yöntemlerin zaten Türkiye’de pozisyon almakta tereddüt eden yabancı yatırımcıyı ürküteceği tespitini yapan Yeşilada, bu durumda Moodys’in dediği gibi dış kredilerin çevrilmesinin de zorlaşabileceğini kaydetti.

Yeşilada, “Yerleşikler manzarayı çaktı, hafiften dövize tüydü, bir de yabancılar tüyerse, doları kimse tutamaz. Zaten bu senaryonun önünü kesmek için Hazine’miz yakında Eskimo pazarında da borçlanacak.” dedi.

EKONOMİNİN DNA’SINA RADYASYON VERİLİYOR

Tüm bu alınan ve alınacak önlemlerin, AKP-MHP’ye oy kazandırmayacağı gibi, ekonominin DNA’sına radyasyon vermeye başladığı tespitini yapan Yeşilada, yazısını şöyle bitirdi:

“Bankalar, enerji sektörü, inşaat, gıda tedarik zinciri, özel hastaneler, perişan. Şubatta yayınlanan tüm güven endeksleri “iyimserlik” sınırı olan 100’ün altına kaldı. Sadece artık daha fazla düşmesine imkan olmayan inşaat ve imalat sanayinde bir miktar A/A toparlanma olduğunu göreceksiniz. Burası tüketim ekonomisi. Hane halkı güveni 58’e kadar düşmüş, harcamaz, üretim ve satış da olmaz. Şirket borcunu ödeyemez, bankalarda “sorunlu kredi” birikir. Onlar da yeni kredi veremez.

Yeşilada, “Seçimden sonra ne olacak?” sorusuna şu cevabı veriyor:

“Türkiye durgunlukta değil, bataklıkta. Kurtulmak için çırpındıkça daha da batıyor. IMF olmadan çıkamaz.”

İŞTE SEÇİMDEN SONRAKİ TÜRKİYE MANZARASI

Atilla Yeşilada, seçimden hemen sonraki Türkiye ekonomisi manzarasını da madde madde şöyle sıraladı:

Enerjiye zam şart, çünkü tüm enerji şirketleri ya zararda, ya da santralleri kapatıyor.

Akaryakıt marjlarına zam şart, çünkü bayiler sapır sapır dökülüyor.

Tanzim satış ve fahiş fiyat denetimi bitince, esnaf-tüccar-perakendeci kaybettiği kâr marjının intikamını alacak.

Hastane ve tıbbi cihaz üreticileri de ilaç kadar zam alacak, yoksa sağlık hizmetleri duracak.

Müteahhit alacaklarının temizlenmesi gerekecek.

Hükümet vergi toplayamıyor, KDV-ÖTV indirimlerinin yerini insafsız emlak, kurumlar, tüketim vergisi zamları alacak, sopa zoruyla vergi toplanacak.

Trafikten Rekabet Kanunu’nu ihlale kadar her alanda amansız cezalar kesilecek.

Kamuya eleman alınmayacak.

Birtakım YİD yani mega-projelerde devlet gelir garantisi iptal edip, konsorsiyuma “güle güle” diyecek.

Diplomasi kökünden değişecek. Batı’ya iyice yanaşacağız. Bu artık siyasi bir tercih değil ekonomik bir mecburiyet.

Piyasa değeri yüzde 50 düşen şirketleri bir tek Batılılar devralabilir. Taze kredi Batı’dan geliyor. Yeni Gümrük Birliği olmazsa, ihracatın nefesi kesilecek.

1 Nisan sabahı bir çağın geride kaldığını, ne hükümet ne de vatandaş ve iş dünyasının yeni çağa hazır olmadığını göreceğiz. Tam anlamıyla güçlünün ayakta kaldığı bir döneme gireceğiz.
 

Son güncelleme: 14:02 26.02.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı