• Turkhane Logo

Türk Lirası'ndaki değer kaybı ilaç sıkıntısına yol açıyor mu?

Türk Lirası'ndaki hızlı değer kaybı, yeni ilaç ithalatını ve eczaneleri de etkilemeye başlamış durumda.

11:00 05 Eylül 2018 Çarşamba
Türk Lirası'ndaki değer kaybı ilaç sıkıntısına yol açıyor mu?
Türk Lirası'ndaki hızlı değer kaybı, yeni ilaç ithalatını ve eczaneleri de etkilemeye başlamış durumda.




Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut BBC Türkçeye yaptığı açıklamada, Depolarda şu an ilaç var ancak 15 Eylülden itibaren depolar boşalacak ve döviz artışı etkisini gösterecek derken, İstanbul Eczacı Odası, çoğu kanser ve kronik rahatsızlıklarda kullanılan 1000e yakın yakın ithal ilacın piyasada bulunamadığını söylüyor.


Sağlık Bakanlığı yaptığı açıklamalarda ilaç sektörünün etkilenmeyeceğini vurguluyor.

Ancak ilaç bulmanın zorlaştığını eczaneler de dile getiriyor. Bursadan bir eczane çalışanı, İthal ilaçlarla ilgili sıkıntılar olmadığı doğru değil. İlaç eksikler listesini depoya okuyoruz, depolar yok yanıtını veriyor diyor.

Peki sektördeki kaygıların nedeni ne? Sağlıkçılar ve hükümet yetkilileri ne diyor?

Firmalar ilacı piyasadan çekmiyor ama limitli bir şekilde dağıtıyor

ABD ile yaşanan gerilim sonrası Türk Lirasının sert değer kaybetmesi, sağlık sektöründen kaygılı seslerin yükselmesine neden oldu.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre Türkiyede eczacılık ürünlerinin ithalatı 2017de 4,44 milyar dolardı. Bu, toplam ithalatın yaklaşık yüzde 2si.

Türk Eczacıları Birliği Başkanı Eczacı Erdoğan Çolak, yaptığı yazılı açıklamada Elimizdeki verilere baktığımızda ilaç yokluğu yaşandığını söylememiz tam olarak doğru değil. Ancak sahadan aldığımız veriler, 503 kalem ilacın piyasaya kısıtlı bir şekilde verildiğini gösteriyor. İlaç firmaları, ilacı piyasadan çekmiyor ama limitli bir şekilde dağıtıyor ifadelerini kullandı.

/

Tabip Odaları tam da bu nedenle, arz-talep dengesini karşılamadığı gerekçesiyle Ankaraya sabit kuru güncellemesi çağrısında bulundu.

Bu arada Sigorta Güvenlik Kurumu (SGK) geçtiğimiz ay yerli ilaç üretimini teşvik etmek amacıyla bazı kanser ilaçlarının da aralarında olduğu 143 ilacın geri ödemesini durdurma kararı aldı.

İlaçların eşdeğerlerinin eczacıların kullandığı otomasyon sistemi Medulada halihazırda verilmiyor olması nedeniyle hastaların mağdur edileceği de gündeme geldi.

SGK ise endişelere karşın ilaçların piyasada birden fazla eşdeğerinin bulunduğu ve geri ödemesinde herhangi bir sorun olmadığını, Medulanın da hızla güncelleneğini duyurdu.

Ancak Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Buluta göre bu hamle, krizin başlangıcıydı:

Depolar zamanında dövize bağlayarak aldıkları ilacı stoklayıp, yavaş yavaş piyasada eritiyorlar. Ancak bu ilaçlar bittiğinde yeni ilaçları pahalı alacakları için devletin ödeyeceği para karşılığı devlete veremezler. Türkiyede hastaların yüzde 95i SGK şemsiyesi altında. Diyelim 3 liralık ilaç 6 lira olduğunda, devlet 3 lira ödeyeceğim diyorsa depolar bunu zarara getirmek istemeyecek, ilaçlara erişim de engellenecektir.

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasının Türkiye İlaç Sektörü 2017 raporuna göre:

Türkiyede biyoteknolojik ilaçlar 2017 yılında, 4,1 milyar TL ile reçeteli ilaç pazarı içerisinde yaklaşık %19,5lik bir paya sahipti,
 
Mevcut fiyat politikaları nedeniyle ilaç sektörü net satışları 2010-2016 yılları arası dönemde reel olarak geriledi.
 
2017 yılında başta Almanya, ABD, İsviçre, İrlanda ve İngiltere olmak üzere toplam 84 ülkeden ithalat gerçekleşti.

İlaçta sabit kur sanayinin beklentisini karşılamıyor

İlaca erişimle ilgili kaygılar geçen ay, New York Timesın (NYT) sayfalarına da konu oldu.

NYTnin haberinde İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Cenap Sarıalioğlunun Eczanemde hastalara onları hayatta tutacak ilaçları verememekten endişe ediyorum ifadelerine yer verildi. Sarıalioğlu toptancıların kritik ilaçları artık kâr elde edemeyecekleri endişesiyle satmayacağından kaygı duyan başka eczanelerden de sıklıkla telefon aldığını söyledi.

BBC Türkçeye konuşan uzmanlara göre, ilaca erişimde şu an bir sıkıntı yaşanmadığı geçerli bir görüş. Ancak stokların erimesiyle beraber bu ayın ortasından itibaren bir krizin baş gösterebileceği endişesi mevcut.

Türkiye İlaç Sanayi Derneğinin dönemsel olarak sabitlediği Euro/TL kuru üzerinden devlet, ilaç ithalatçılarından alım yapıyor.

Devletin firmalara ödeme yaptığı Euro/TL seviyesi Şubat ayında 2,69 olarak belirlenmişti.

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasının (İEİS) raporuna göre bu kurda, 2018 yılı için yüzde 23lük bir artış gerekirken, artırım yüzde 15 oranında kalmıştı.

Ancak Euro/TL kuru, Ağustos ayının başından bu yana 7 seviyesinin üzerinde seyrediyor. Ankara Tabip Odası Başkanı Vedat Bulut mevcut sabit kur seviyesinin ilaç sanayisinin beklentisini karşılamadığını vurguluyor.

Yani firmaların, zarar edecekleri kaygısıyla, stokları eriyen bazı ilaçları yeniden ithal etmeyebileceği belirtiliyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise, son yaptığı açıklamada ilaç fiyatlarının artmayacağını, stoklarda ilaç sorunu olmadığını vurguladı.

Yerelleşme çağrısı gerçekçi mi?

Bakan Kocanın bir diğer çağrısı da, Muadili olan, yerli ve Türkiyede üretilen ilaçların tercih edilmesiydi. Ankara Eczacı Odası da ABD menşeili ilaçların yazılmaması önerisinde bulundu.

Görüştüğümüz eczane çalışanı da, bazı ilaçlar yerine yerel ilaçların yazıldığına şahit olmaya başlamış.

Ancak Vedat Bulut, reçetelerdeki yerelleşme çabasının bilimsel açıdan yanlış olduğu görüşünde.

Standart tedaviden uzaklaşılmasının da uygun olmayacağını söyleyen Bulut, özellikle kanser tedavisinde maliyetin önemli bir kısmının ham madde olduğunu ve bunların yurt dışından geldiğini, daha sonra Türkiyede doldurulup ambalajlandığını söylüyor.

Bulut, sözlerine şöyle devam ediyor:

Yerelden kasıtla daha ucuzu kast ediliyor ve onda bir sorun yok. Ancak bazı ilaçların muadili yok, bazıları onaylı ve patentli. Üretim devam ediyorsa, ArGe çalışmaları yapılmışsa, bu firmalar yatırımlarının karşılığını almak isteyeceklerdir.

Kanser tedavisi etkilenir mi?

İlaç, tıbbi malzemeler ve teknolojik cihazlar dahil yüzde 85 dışa bağımlı olan kanser tedavisi de kurdaki dalgalanmalara duyarı alanlar arasında.

Hükümet Temmuz ayında kanser tedavisinin tamamen ücretsiz olduğunu açıklamıştı. Ancak depolardaki ilaçların yenilenmemesi halen potansiyel bir sorun.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden Onkolog Prof. Dr Nazan Günel, kamu hastanelerinde ilaç sıkıntısıyla karşılaşmadıklarını ancak ilerisini de öngöremediklerini söylüyor.



Ağustos ayında döviz kurunda güncelleme ve ücret politikasıyla ilgili düzenlemeler yapılmadığı için ilaçların yenisini temin etmede sorunlar yaşanırsa, bir bürokratik süreç devreye girecek.

Vedat Buluta göre bu kanser tedavisi için soru işareti yaratıyor.

Yönetim ve denetlemede ana merci olan Ankaranın yapacağı her güncellemenin 15 ila 45 gün gecikme yaratabildiğini söyleyen Bulut, Kurban Bayramı tatilinin de araya girmesiyle olası bir düzenlemenin daha da sarktığını ifade ediyor.

Bulut, Bu durum, kanser tedavi protokolleri ile kemoterapi için kritik olan zaman planlamasının aksaması anlamına gelecek. Metastazın gelişmesi, kanserin başka organlara da yayılması ise, en büyük risk diyor.

Son güncelleme: 11:00 05.09.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı