• Turkhane Logo

TÜİK mi haklı BETAM mı? Kiralar uçarken resmi veriler neden geride kaldı?

TÜİK yıllık kira artışı yüzde 11 diyor. Sahibinden.com verilerinden hesaplama yapan BETAM ise kira enflasyonunun yüzde 28 olduğunu, bu oranın bazı illerde yüzde 40'ı aştığını söylüyor.

16:41 31 Ağustos 2021 Salı
TÜİK mi haklı BETAM mı? Kiralar uçarken resmi veriler neden geride kaldı?
TÜİK yıllık kira artışı yüzde 11 diyor. Sahibinden.com verilerinden hesaplama yapan BETAM ise kira enflasyonunun yüzde 28 olduğunu, bu oranın bazı illerde yüzde 40'ı aştığını söylüyor.


Son dönemde kira fiyatlarındaki ciddi yükselişe ilişkin şikâyetler her geçen gün artarken, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı temmuzdaki yıllık kira artışının yüzde 11’de kalması dikkat çekti.

TÜİK’e göre, Türkiye genelinde ortalama kira fiyatları 2021 Temmuz’da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11 artarak 1192 TL’ye yükseldi. Yani temmuz ayı enflasyonu yıllık yüzde 18.95 iken aynı dönemde konut kiralarındaki yıllık artış TÜFE’nin çok altında kalmış oldu.


Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) verileri ise, temmuzdaki yıllık kira enflasyonunun yüzde 28.2 olduğunu ortaya koyuyor. Bu oran Ankara’da yüzde 30 iken İstanbul’da yüzde 42.3’e çıktı.

Peki TÜİK ve BETAM verileri arasında neden bu kadar fark var? Son 12 aylık TÜFE ortalamasına göre zam yapma hakkı yasayla sabit olan ev sahipleri, gerçekten enflasyonun altında mı kira artışı yaptı?

TÜİK MEVCUDU, BETAM BOŞALAN EVİ HESAPLIYOR

Sözcüde yer alan habere göre,  BETAM Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, TÜİK’in hanehalkı bütçe anketiyle mevcut kiracıların kiralarındaki artışı takip ederken, BETAM’ın sahibinden.com verilerini kullanarak boşalan evlerin kirasını takip ettiğini, bu yüzden de iki kurumun açıkladığı oranların farklı olduğunu anlattı.

“Bizim verilerimizde piyasadaki güncel fiyatlar geçerli” diyen Prof. Dr. Gürsel, “Bu yüzden bu kadar dehşet fark var. Şu an kiralık ev arayanlar çok çarpıcı fiyatlarla karşı karşıyalar. Bizim ölçtüğümüz tam da bu” diye konuştu.

TÜFE’NİN ALTINDA KALMASINDA PANDEMİ ETKİSİ

Prof. Dr. Gürsel, TÜİK’in açıkladığı verilere göre temmuzdaki yıllık kira artışının TÜFE’nin altında kalmış olmasını ise şöyle değerlendirdi:

“Pandemiden dolayı kiracılar ev sahiplerine ‘fiyatlar artmasın’ talebinde bulundu. Bazı ev sahipleri de düzenli kira ödeyen kiracıları için fiyat artırmadı. 2021 Temmuz enflasyonunun on iki aylık ortalamalara göre yüzde 15 olduğu hatırlanırsa, temmuzda yıllık kira artışının yüzde 11’de kalması çok da tuhaf karşılanmaz. Yani yüzde 15’e yaklaşsaydı sorun olmazdı ama yüzde 11 de çok uzak değil.”

Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara ise, değerlendirmesinde TÜİK ile BETAM’ın hesaplama yöntemlerindeki farklılıktan dolayı verilerin kıyaslanabilir olmadığına dikkat çekti.

“TÜİK Türkiye genelinde oluşturduğu örneklemde kira verisini düzenli aralıklarla topluyor. Toplanan kiralar ağırlıklı olarak yenilenen kontratlardan oluşuyor” diyen Prof. Dr. Kara, “BETAM ise internette yer alan kiralık ilanlar üzerinden bir hesaplama yapıyor. Dolayısıyla BETAMın verileri daha çok boşaldıktan sonra yeniden kiralanan evlerin kiralarını temsil ediyor. Bu farklılıktan dolayı TÜİK kira verileri iktisadi gelişmelere daha geç tepki veriyor” diye konuştu.

Prof. Dr. Kara, şöyle devam etti: “Özetle bu iki seriyi birebir kıyaslamak doğru değil. Yine de iki serinin uzun vadede birbirinden çok uzaklaşmaması lazım. Son yıllarda ekonomide yaşanan büyük çalkantılara rağmen TÜİK kira enflasyonunun neredeyse yatay kalması örneklemin veya yöntemin gözden geçirilmesinde fayda olabileceğini gösteriyor. Türkiye genelinde ortalama kira artışı BETAMla TÜİK verilerinin arasında bir yerlerde olabilir.”

GENÇLER ‘EV EDİNME SEVDASINDAN’ VAZGEÇTİ

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, kiralardaki yıllık artışların çok fazla enflasyonist baskı yarattığına dikkat çekiyor.

“Özellikle yeni evlenecek, yuva kuracak ailelerin “ev edinme sevdasından!” çoktan vazgeçtiklerini, bunun artık bir rüyadan ibaret olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır” diyen Prof. Dr. Ulusoy, “Tüm bunlara bir de gelirsizliğin eklendiği bir ortamı koyarsak, daha çok uzun yıllar bir ev edinmek için çalışılması gerektiğini görebiliriz” diye konuştu.

Ulusoy, bunun yalnızca konut edinmede değil, araba satın almada da temel sorun olarak karşımıza çıktığını ifade etti.

YENİ BİR KRİZ VURGUSU

Öte yandan, piyasa ile uyuşmayan sektör enflasyonu verisinin gelirdeki artışın çok üstünde olması, istihdam yaratmadaki güçlükler, artan işsizlik, enflasyon/maaş zammı dengesindeki bozukluk ve göçmen/sığınmacı akınının nüfusun yüzde 10’nunu aşması gibi durumların yeni bir krizin kapısını araladığına işaret eden Ulusoy, şöyle devam etti:

“Bu saydığım faktörler orta gelire hitap eden konut arzındaki azlıkla birleşince ortaya çarpık, dengesiz ve belki de yeni bir krizi doğuracak ortamı hazırlıyor. Karar vericilerin bu soruna eğilmeleri, günlük verimsiz siyasi tartışmaların dışına çıkmaları gereğini vurgulamak isterim.”

Son güncelleme: 16:41 31.08.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı