• Turkhane Logo

Seçim sonrasının ekonomik faturası kabarıyor

14 Mayıs'ta sandıktan çıkacak sonuç, Türkiye finans piyasalarındaki dalgalanma açısından da belirleyici olacak. Uzmanlara göre, iktidara kim gelirse gelsin son yıllarda uygulanan politikaların faturası ağır olacak.

09:18 05 Nisan 2023 Çarşamba
Seçim sonrasının ekonomik faturası kabarıyor
14 Mayıs'ta sandıktan çıkacak sonuç, Türkiye finans piyasalarındaki dalgalanma açısından da belirleyici olacak. Uzmanlara göre, iktidara kim gelirse gelsin son yıllarda uygulanan politikaların faturası ağır olacak.

Türkiye 14 Mayısta gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine doğru yol alırken, seçimlere kadar mevcut ekonomi politikalarında bir değişiklik beklenmiyor. Ancak 14 Mayıs sonrasında iktidara kim gelirse gelsin, önünde ağır bir fatura olacağını dile getiren uzmanlara göre, AKPnin 2018 sonrasında uygulamaya koyduğu ekonomi politikalarının yarattığı tahribatı düzeltmek yıllar alabilir.

Bütçe, dış ticaret ve enflasyonda tablo kötü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın Kasım 2021de ilan ettiği Yeni Ekonomi Modeli ile ortaya konan düşük faiz-yüksek kur politikaları, geçen 1,5 yılda Türkiye ekonomisinde ağır bir yüke neden oldu. Bütçe ve dış ticaret açığında tarihi rekorlar kırılırken, iktidarın seçime kadar tek haneye düşmesini vaat ettiği yıllık enflasyon ise resmi rakamlara göre hala yüzde 50nin üzerinde seyrediyor.

Enflasyonda Avrupa Birliği (AB) ve OECD ülkeleri içerisinde ilk sırada, G-20 ülkeleri içerisinde ise Arjantinden sonra ikinci sırada yer alan Türkiye, Dünya Bankasının açıkladığı son rapora göre gıda enflasyonunda Lübnan, Zimbabve, Arjantin ve İranın ardından dünya liginde beşinci sırada bulunuyor.

Türkiye, Dünya Bankasının açıkladığı son rapora göre gıda enflasyonunda dünyada beşinci sırada bulunuyorFotoğraf: Sha Dati/Xinhua/imago images
Dolar kurundaki yükselişi durdurmak için ortaya konan Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının Hazine ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) maliyeti 180 milyar TLye ulaşırken, Türkiyenin brüt dış borç stoku 459 milyar dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. 6 Şubatta yaşanan deprem felaketi nedeniyle oluşan zararın ise 100 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Şimdi Türkiye finans piyasasında gözler, 14 Mayıs akşamı sandıktan çıkacak sonuca kilitlenmiş durumda.

Seçim sonrası oluşacak piyasa ortamına göre şimdiden pozisyon almak isteyen yatırımcılar, olası senaryoları merak ediyor. Seçim sonrasında KKM uygulamasının uzatılıp uzatılmayacağı, döviz kurunda ve borsada yaşanabilecek olası dalgalanmalar tartışılıyor.

Seçim sonrası için belirsizlik var
Seçime kadar ve seçimden sonra ekonomide yaşanabilecek olası gelişmeleri DW Türkçeye değerlendiren İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, seçimden önceki son faiz kararının açıklanacağı 27 Nisan tarihindeki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından yeni bir faiz indirimi beklemediklerini dile getiriyor.
Özer, Dolayısıyla seçime kadarki süreçte para politikalarında bir oynama, değişiklik öngörmüyoruz. Seçimden sonra ise KKM’den çok kolay vazgeçilebileceğini düşünmüyorum. Şu an zaten seçim sonrası kim gelirse gelsin, ekonomi politikalarına ilişkin bir belirsizlik var diye konuşuyor.

Yeni iktidara ilk soru KKM olacak
Özellikle ekonomide yarattığı yük bakımından KKM’lerin geleceğinin piyasa oyuncuları tarafından önemli bir tartışma konusu olduğunu anlatan Özere göre, seçilecek iktidara sorulacak ilk sorulardan birinin KKMnin getirdiği yüke katlanmaya devam edilecek mi? olacağını vurguluyor.

Özer, İktidar değişirse, KKM kademeli olarak kaldırılacaktır ama bu süreç uzayabilir. Mevcut politikalar birdenbire, şok etkisiyle değiştirilemez. Yani Ortodoks politikalarına geçiş, ani bir şekilde değil; öncelikle adım adım olacaktır ve önemli olan beklentileri yönlendirecek bir söylem olmasıdır diye konuşuyor.

14 Mayıs tarihi yaklaştıkça, siyaset dünyasındaki gerilim ve polemikler de artıyor. ABD ve ABde yaşanan ama hızlı kararlarla etkisi zayıflatılan bankacılık krizi ve büyük merkez bankalarının faiz artırımında kararlı bir duruş sergilemesi ABD Dolarını güçlendiren bir etki yaratırken, Türk Lirasının sürekli değer kaybettiği Türkiye ekonomisine dair beklentiler ise kötüleşmeye devam ediyor.

Döviz piyasası riskleri ilk sırada

Son olarak uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global, Türkiyenin kredi notunu teyit ederken, görünümünü aşağı yönlü revize etti. S&P Globalden yapılan açıklamaya göre, Türkiyenin uzun dönem kredi notu B olarak teyit edildi; Türkiyenin kredi notunun görünümü ise durağandan negatife düşürüldü.

Yapılan açıklamada negatif görünümün Türkiyenin kredibilitesine yönelik savunulamaz olarak kabul ettikleri parasal, mali ve ekonomik politika ortamlarından kaynaklanan riskleri yansıttığı kaydedildi.  S&P Globalin dolar/TL için beklentisi bu yıl sonunda 24 TL, gelecek yıl sonunda ise 27 TL oldu.

Fitch Ratings EMEA Kıdemli Direktörü Erich Arispe ise, bir web seminerinde yaptığı konuşmada, Türkiyede seçimden sonra gelecek hükümetin ajandasında ilk maddesinin döviz piyasası riskleri olacağını söyledi.

Uluslararası yatırımcının da ilgisi arttı
DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Güldem Atabaya göre, yalnızca yurt içindeki değil, uluslararası piyasa oyuncularının da gözü kulağı 14 Mayıs seçimlerinde.

Son dönemde uluslararası finans kurumlarının Türkiye ekonomisine ilişkin açıklama ve raporlarında bir artış olduğuna dikkat çeken Atabay, Son yıllarda artık Türkiye ile ilgili rapor kaleme alınmazken, yatırımcı ilgisi ve merakı nedeniyle son dönemde Türkiye ekonomisine dair senaryolar kaleme alınmaya başladı. Türkiyeye hangi dolar kurundan giriş yapmanın doğru olacağı tartışılıyor diyor.

Atabayın da dikkat çektiği gibi, son dönemde aralarında Goldman Sachs, Standard Chartered ve Wells Fargonun olduğu uluslararası finans kuruluşları Türkiyedeki seçimlere ilişkin farklı senaryolar içeren raporlar yayınladılar.

Döviz kurunda ikinci tur endişesi
Piyasalarda 14 Mayıs ile birlikte en merak edilen konulardan biri de Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalıp kalmayacağı. Zira, Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turda tamamlanmaması halinde, ikinci tura kadar geçecek zamanda döviz piyasasında ciddi bir yükseliş beklentisi hâkim.

DW Türkçeye konuşan Sagam Strateji Danışmanlık Kurucusu ekonomist Murat Sağman, Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa ve bu arada Millet İttifakı Meclis çoğunluğunu alırsa, TCMB kura müdahaleyi bırakabilir ve burada dolar kurunda ciddi bir yükseliş olabilir değerlendirmesinde bulunuyor.

2023ün ikinci yarısında ekonomi küçülebilir
İlk turda hem Cumhurbaşkanlığını hem de Meclis çoğunluğunu muhalefetin kazanması halinde ise, kurda yine bir miktar yükseliş olacağını dile getiren Murat Sağman, Ama bir yerden sonra dolar kuru, Ortodoks politikalara geçileceğine dair söylemlerle stabilize olur. Aynı zamanda Merkez Bankasının da hatırı sayılır bir faiz artırımına girmesini bekleyebiliriz. Fakat bu durum da 2023ün ikinci yarısında durgunluk yaratacağı için ekonomide bir küçülme olabilir diye konuşuyor.
Kim gelirse gelsin fatura ödeyecek
Sandıktan yeniden Erdoğan ve AKP çıkması halinde, mevcut politikaların devamıyla dolar kurunun ve enflasyonun tutulamaz noktaya gelebileceğinin altını çizen Sağman, sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın, kısa sürede dolar kurunun çok aşağıya inmesini beklemediğini ifade ediyor.

Sağman, görüşlerini Seçimden sonra kim gelirse gelsin, seçime kadar uygulanan politikaların faturası ödenecek. Çünkü seçim odaklı olarak bütçeden yapılan harcamalar enflasyonu artırıyor. Cari açık zaten çok kötü durumda. Dolayısıyla kim gelirse gelsin, bu faturayı ödemek zorunda. Bu da Türkiye ekonomisinde küçülme demek diyerek dile getiriyor.

Son güncelleme: 09:18 05.04.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı