Özellikle demir fiyatlarının dövize endeksli olması, dekorasyonda kullanılan malzemelerin ithal edilmesi bu maliyet artışını körükleyen en büyük neden.
Bu yüzden bir taraftan talep düşüklüğü nedeniyle konut satmakta zorlanan inşaat firmaları diğer taraftan maliyet baskısıyla karşılaştıkları için mecburen kardan, özsermayeden yemek zorunda kalıyor.
Dünya’dan Tevfik Güngör, piyasadaki bu sıkıntıyı yazmış. Satılan konut sayısına ve ortalama satış fiyatlarına göre sektörün büyüklüğünün 300 milyar TL ile 500 milyar TL arasında tahmin edildiğini belirtiyor. Güngör’e göre geçen yıl yeni konut satışlarının değeri ise 250 milyar TL’yi buluyor..
2017 yılında konut inşaat maliyetlerinde “ortalama” yüzde 19 .7 oranında artış gerçekleştiğini ifade eden yazar bunun enflasyonun üzerinde bir artış olduğunu kaydediyor. Ortalama inşaat maliyetlerinin 2015’de yüzde 5.9, 2016’da yüzde 7.7 arttığını söylüyor.
Diğer taraftan Merkez Bankası’nın yayınladığı verilere yeni konut fiyatlarındaki artışın Ekim sonu itibariyle yüzde 11.68 oranında kaldığına dikkat çeken Güngör, ‘Bu bilgiler, önümüzdeki dönemde konut inşaat maliyetlerindeki artışın satış fiyatlarına yansıtılacağını, önümüzdeki günlerde satış fiyatlarında önemli artışlar olacağını gösteriyor’ diyor.
2018 yılında konut sektöründeki hareketin devam etmesinin beklendiğini kaydede yazar konut maliyetlerindeki artış nedeniyle satış fiyatlarında artış olmasına rağmen talebin artacağını ileri sürüyor. Çok kişinin konut ve gayrimenkul yatırımını uzun dönemli yatırım olarak değerlendirdiğini de belirten Güngör şunları söylüyor:
Özellikle ilk el-yeni konutların kısa sürede tekrar satışa çıkarılması halinde kolaylıkla alıcı bulamaması, alınan fiyatın altında fiyatla satılması, ilk el-yeni konuta yatırım yapacakları korkutmuyor. Bu işi bilenler ise “Bugünler, yatırım için, kiraya vermek, satıp para kazanmak için yeni konut alma günü değil. Oturmak için ise konut satın almanın günü olmaz. Oturmak için konut satın alacaklar, imkanları olduğunda bir an önce konut almalı” diyorlar.
