Ekonomist Atilla Yeşiladanın analizi şöyle;
Hani şampiyonluğu kaybeden takımın taraftarı inler ya “Sen Kaplerin Şampiyonu’sun!”, dün ABD ve TC arasında imzalanan geçici ateşkes mütabakatı da o tatta bir şey, Kalplerin Ateşkesi. Çünkü imzalayan taraflar dahi içeriğinin ne olduğu konusunda aynı fikre sahip değiller.
YPG-PYD anlaşmayı tanımıyor. Rusya ve Şam’dan henüz yorum yok, herhalde “Trump iyice kafayı yedi” diye düşünüyorlar. Pentagon “Biz bu anlaşmayı nasıl uygulayacağız, o bölgeden askerimizi çektik?” diye hayıflanıyor. Kongre “Trump gelini çeyiziyle birlikte nikahsız Erdoğan’a verdi” diye iyice kızdı, yaptırımlardan vazgeçmiş değil. 120 saat sonra şenlik bir kez daha başlayacak.
Cumhuriyet yazıyor: “Görüşmelerin ardından ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde basın toplantısı düzenleyen Pence, “Trump ve Erdoğan’ın güçlü dostluğu ve liderliği, Türkiye ve ABD’nin güçlü dostluğu sayesinde bugün bir ateşkes konusunda anlaşmaya varıldı” dedi.
Türkiye’nin harekâta YPG’nin, Suriye’nin Türkiye sınırında 32 kilometre derinlikte oluşturulacak güvenli bölgeden güneye çekilmesine izin vermesi için 120 saatliğine ara vereceğini belirten Pence, ayrıca Türkiye’nin Kobani’ye bir askeri operasyon düzenlememe sözü verdiğini de savundu.
Çavuşoğlu, Pence’in “Türkiye, Kobani’ye operasyon düzenlememe sözü verdi” ifadesini de yalanlayarak “Biz oraya girmeyeceğiz ya da bir şey yapmayacağız diye bir şey konuşulmadı. Onların söylediği şu, artık orada Ruslar ve rejim var. Onu siz de Ruslarla görüşürsünüz dediler” dedi.
Çavuşoğlu, Münbiç, Kobani ve Kamışlı’da Suriye hükümet güçleri ve Rusya’nın olduğunu belirterek “Bu akşam Cumhurbaşkanımız Putin’le görüşme gerçekleştirdi. Amacımız 32 km derinlikte ve de 444 km’lik uzunlukta hiçbir terörist kalmaması. Bir kısmını Amerika ile hallediyoruz, Münbiç ve bazı kısımlarını Rusya ile görüşeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bu ilk anlaşmazlık, ABD ateşkes diyor, Kobane’ye harekat yok diyor, Çavuşoğlu tam tersini.
YPG lideri General Mazlum ateşkesin sadece Tel Abyad-Raselayn arasında geçerli olduğunu anlamış. Türkiye’nin 440×30 km yüzölçümündeki alanı YPG’den arındırma planını kabul etmiyor. Salih Müslim de güvenli bölgenin TSK’nin kontrolünde olmasına arıza yapıp “kahramanca direneceğiz” diye ilave ediyor. (The Guardian)
New York Times’a göre, Pentagon daha bir hafta önce tüm askerlerini çektiği bölgede TSK ile birlikte YPG’nin geri çekilme, mevzilerini imha etme ve ağır silahlardan arındırma faaliyetini nasıl denetleyeceğini çözmeye çalışıyor. Hala Kürt kankalarını satmaya zorlandığı için kızgın.
Ve en önemlisi. Ateşkes Beyaz Saray ve TC’ni bağlıyor, Kongre’yi değil. ABD’de Washington haberlerinde uzmanlaşan The Hill şöyle yazıyor:
Perşembe günü Türkiye’ye karşı yaptırım yasasını Senato’ya sunan Sen. Chris Van Hollen (D-Md.) ve Sen. Lindsey Graham (R-S.C.) ateşkes sonrası çabalarından vazgeçmeyeceklerini teyit ettiler.
Ek olarak, Graham artık açıkça Trump’a cephe alarak kanının son damlasına kadar Suriye’den çekilme kararına direneceğini TV’de açıkça beyan etti. Graham Senato çoğunluk lider Mitch McConnel’le beraber olası bir azil oylamasında Cumhuriyetçileri hizada tutacak isimler. McConnel da Trump’ın Suriye politikasına isyan edenler arasında. Trump Erdoğan’a arka çıkma ısrarının gittikçe azil meselesinde şansını azalttığı fark edecek yakında ki, o zaman Türkiye’nin manevra alanı sıfıra daralacak.
Graham’ın gözünü o kadar kin bürümüş ki, dün Bloomberg’de yayınlanan “Graham’s Turkey Sanctions Bill Includes Ban on Sovereign Debt” başlıklı bir habere göre (maalesef linki yok, Londra’dan bir arkadaş e-maille yolladı), yaptırım tasarısına bir madde ekleyerek ABD vatandaşları ve kurumların Hazine’nin ihraç ettiği euro-bondları da satın almasını yasaklıyor.
Yani, Ulan Sayın Seyirci, maç bitmedi. Biraz sonra uzatmalar başlayacak. Ya uzatacağız, ya da uzanacağız.
İstanbul’da saat 04:30. Dün gece ABD-TC anlaşmasını TV’de seyredince bir buçuk aydır ilk kez keyifle yatağa gittim. Rüyada bu gün yazacağım “Ekonomide bitiş düdüğü” makalesini hayal ettim. Sabah bir kalktım, beş dakikada moralim sizlere ömür. Yine şişeler, yine haplar, yine iğneler, bana aşkın gözyaşları, sana bol acılı adana.
Dolar/TL “an itibarıyla” 5.82. Eh, doğal; ben ve dünyayı cehenneme çevirmeye ahdetmiş zebaniler dışında herkes uyuyor. Uyansınlar, başlıklar okunsun, para babaları Washington’da kontaklarıyla konuşsun… Patlamanın sesi Hakkari’den duyulur. Sonra? Sonra daha kamuda çok satacak döviz, Londra’da kilitlenecek bir swap pazarı var.
