Döviz kuru dalgalanmaları, geri ödeme belirsizlikleri ve artan üretim maliyetleri ilaç erişimini zorlaştırıyor. Eczacılar, “300’ün üzerinde ilaç piyasada yok” derken, bazı basit ağrı kesiciler ve kas gevşeticilerin dahi bulunamadığını belirtiyor.
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin (AİFD) 2024 raporuna göre Türkiye, kişi başına sağlık harcamasında OECD ülkeleri arasında en alt sıralarda. Ocak 2025 itibarıyla üretici fiyat endeksindeki yıllık artış yüzde 52’yi aştı; bu artış temel eczacılık ürünlerinin maliyetine doğrudan yansıyor. Eczacılar, özellikle kronik hastalığı olanlar için erişim sorununun büyüdüğünü ifade ediyor.
İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu üyesi eczacı Murat Tülü, yaptığı açıklamada, “Yaklaşık bir yıldır ilaç fiyatlarına zam yapılmadı ve ilaç fiyatlarını belirleyen ‘ilaç fiyat kararnamesi’ndeki Avro kuru hâlâ 21.67 TL seviyesinde sabitken reel kur 49 TL’ye dayanmış durumda. Bu kur makası nedeniyle ilaç sanayisi uzun süredir bir güncelleme talep ediyor ve yüzde 25’e varan bir artışın gündemde olduğu konuşuluyor” dedi.
Cumhuriyet’in aktardığına göre Tülü, zam beklentisiyle firmaların eczanelere ve depolara ilaç akışını durdurduğunu belirterek, “Özellikle yurtdışına bağımlı olduğumuz başta ithal menşeli kanser ilaçları, tansiyon ilaçları, göz damlaları, bağışıklık sistemini baskılayan immünolojik ilaçlar, nanoteknolojik ve akıllı ilaçlar şu anda büyük ölçüde bulunamıyor” ifadelerini kullandı. Bazı basit ağrı kesiciler ve kas gevşeticilerin de “yok” listesinde olduğuna dikkat çeken Tülü, “Şu anda 300’ün üzerinde ilaç piyasada bulunamıyor” dedi.
Hastaların reçetelerini temin edebilmek için eczane eczane dolaştığını aktaran Tülü, sorunun temelinde Türkiye’nin ilaçta yüksek düzeyde dışa bağımlı olmasının yattığını vurguladı.
