• Turkhane Logo

“Ekonomik zorluk döneminde Türkiye Batı'ya dönüyor”

Reuters haber ajansı, Türkiye'yle ilgili analiz haberinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi Batılı müttefiklerinden uzaklaştırdıktan sonra taktik değiştirerek Amerika'yı memnun edecek, Rusya'yı ise üzecek adımlar attığını kaydetti. Ajans, Erdoğan'ın bu yön değişikliğinin amacının kısmen Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik zorlukları hafifletmek ve yabancı yatırımları körüklemek olduğu yorumu yaptı.

08:52 12 Temmuz 2023 Çarşamba
“Ekonomik zorluk döneminde Türkiye Batı'ya dönüyor”
Reuters haber ajansı, Türkiye'yle ilgili analiz haberinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi Batılı müttefiklerinden uzaklaştırdıktan sonra taktik değiştirerek Amerika'yı memnun edecek, Rusya'yı ise üzecek adımlar attığını kaydetti. Ajans, Erdoğan'ın bu yön değişikliğinin amacının kısmen Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik zorlukları hafifletmek ve yabancı yatırımları körüklemek olduğu yorumu yaptı.

Habere göre dış siyasetteki değişim, yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinden altı hafta sonra Erdoğanın yaptığı geniş kapsamlı ayarlamaların bir parçası. Erdoğanın ekonomide de yön değişimine giderek Türkiyede enflasyonun kontroldan çıkmasının ve liranın değerinin düşmesinin sorumlusu olarak görülen olağandışı mali politikaları geri çevirdiği gözleniyor.

Erdoğanın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile olan bağları, Türkiyenin geleneksel müttefikleri olan Batılı ülkelerle olan ilişkilerde uzun yıllardır bir yük olarak algılanıyor. Erdoğanın giderek daha çok otoriterleşmesi gibi erkenlerin yarattığı kaygılar da Batıyla olan ilişkileri olumsuz etkiliyor.

Ancak Erdoğanın aylar boyunca direndikten sonra İsveçin NATO üyeliğine yeşil ışık yakması, Rusyanın Ukraynayı işgali sonrasında ittifakı güçlendirmenin yollarını arayan Batılı liderler tarafından memnunlukla karşılandı.
Batının Türkiyeye karşı daha yumuşak bir tavır takınması, Ankaranın geçen hafta Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskinin Türkiyede bulunan beş Azov Taburu askeriyle birlikte ülkesine dönmesine izin verilmesi sonrasında Moskovadan gelen sert tepkiyle tezat oluşturdu.

Azov Taburu komutanlarının Ukraynaya gitmelerine izin verilmesini tutuklu takası anlaşmasının ihlali olarak niteleyen ve kınayan Rusya, Ankaranın bu komutanları Türkiyede tutma sözü verdiğini, karar değişikliği konusunda bilgilendirilmediğini kaydetti.

Uzmanlar, Ukraynanın NATOya girmesine destek açıklaması yapmak dahil Erdoğanın attığı adımların tesadüfi olmadığı görüşünde.

Düşünde kuruluşu Chatham Housedan Galip Dalay, “Türk-Rus ilişkisinin fazla ileri gittiği şeklinde son yıllarda bir algı oluşmuştu. Son gelişmeler açık bir yeniden dengelenme olduğunu gösteriyor” dedi.

Dalay, ana motivasyonlardan birinin Türkiyenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan çıkma ve yabancı yatırımları yeniden canlandırma çabası olduğunu kaydetti ve Batıyla olan gerilmiş ilişkilerin ekonomiyi ve yatırım akışını olumsuz etkilediğini belirtti.

Türkiye Körfez Arap yatırımlarını kendine çekmeye başlamış olsa da daha fazlasına ihtiyaç olduğunu söyleyen Dalay, “Türkiye, Türk-Rus ilişkilerinin ağır hasar almasını istemiyor, ancak bunun (Azov Taburu komutanlarının Ukraynaya geri dönmesine izin verilmesi) ilişkiler üzerinde bir etkisi olması kaçınılmaz. Erdoğan, seçimden sonra kendisine daha fazla manevra alanı açıldığını hissediyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, konuya ilişkin görüş bildirmesi talebini yanıtsız bıraktı.

F-16lar ve vizesiz seyahat

Ankaranın İsveçin NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasından bir gün sonra Washington, Kongreyle yapılacak danışmalar çerçevesinde F-16 savaş uçaklarının satışında gelişme sağlanması için adım atacağını bildirdi. Türkiye, 2021 yılı Ekim ayında F-16 savaş uçağı ve mevcut uçakları için yaklaşık 80 modernizasyon kiti satın almak istediğini bildirmişti.

Ancak hem Türk yetkililer hem de Biden yönetimi, Ankaranın İsveçin NATO üyeliğine onay vermesiyle F-16 satışının birbiriyle bağlantılı olduğu iddiasını reddetti.

Reutersa konuşan üst düzey bir Türk yetkili, Türkiyenin Batıyla ilişkilerini iyileştirirken Rusyayla olan bağlarına zarar vermeyeceğini belirtti ve Batının Türkiyeyi mali ihtiyaçlarını karşılamada desteklemesi gerektiğini söyledi.

Erdoğanın Rusya Cumhurbaşkanı Putin ile olan bağları, Ukraynadaki savaşa ilişkin diplomaside rol oynamış ve Erdoğan, Ukraynanın Karadenizdeki limanlarından tahıl ürünlerini güvenli şekilde ihraç etmesi için anlaşmaya varılmasını sağlamıştı.

Ancak tahıl anlaşmasının süresi, 17 Temmuzda doluyor. Moskova, Batının Rus tahıl ve gübresinin ihracatının önündeki engelleri kaldırma sözünü tutmadığı gerekçesiyle anlaşmadan çıkma tehdidinde bulunuyor.

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, şu anda anlaşmanın yenilenmesi için Putin ve Erdoğan arasında bir görüşme yapılmasına ilişkin plan olmadığını, Putinin ne zaman Türkiyeyi ziyaret edeceğinin de bilinmediğini söyledi.

Ankara, Erdoğanın Batılı ülkelerin Ukrayna işgali nedeniyle Rusyaya uyguladığı yaptırımlara katılmayı reddetmesi nedeniyle Moskova açısından önemli bir konumda. İki ülke arasındaki tarifeli uçak seferlerine devam edildiği bu dönemde Türkiye, Rus doğalgazının da önemli bir alıcısı.

Moskova da ticaret ortağı ve turizm gelirinin büyük bir kaynağı olarak Ankara için önem taşıyor.

Moskova, Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde 4 milyar dolarlık doğalgaz faturasını erteleyerek değer kaybeden Türk Lirası üzerindeki baskının azaltılmasına yardımcı olmuştu.

“Pembe gözlükler”

Kremlin, “tüm anlaşmazlıklara rağmen” Türkiye ile olan ilişkileri geliştirme niyetinde olduğunu kaydetti.

Kremlin Sözcüsü Peskov, “Türkiye Batıya yönelebilir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Batıya güçlü yönelmeler olduğunu biliyoruz, bu yönelmelerin hafiflediği dönemler de var” dedi.

Peskov, sözlerine, “Ancak şunu da biliyoruz, Türkiyeyi hiç kimse Avrupada görmek istemiyor, Avrupalıları kastediyorum. Türk ortaklarımız pembe gözlük takmamalı” ifadeleriyle devam etti.

Türkiyenin Avrupa Birliğine katılma planı, üyelik müzakerelerinin başlatıldığı 2005 yılından sonra uzun yıllar boyunca rafa kaldırılmıştı. 2009 yılında Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiyenin AB müzakerelerinin parçası olan 35 başlığın altısını engellemişti.

Uzmanlar, demokrasi ve diğer alanlarda ilerleme kaydedilmesine bağlı olan üyeliğin uzak bir ihtimal olarak kalmasına rağmen Erdoğanın Türk vatandaşları için vizesiz seyahat dışında AB ile daha yakın ticaret ilişkileri de istediği görüşünde.

Birçok Avrupa hükümeti, Türkiyenin AB müzakere sürecinin canlanması konusunda fazla isteklilik göstermiyor.

Özyeğin Üniversitesinden uluslararası ilişkiler profesörü Evren Balta, “Türkiye, Avrupa Birliğinin ekonomik iyileşmede rol oynamasını istiyor. Türkiye-AB ilişkilerini yeniden canlandıralım demek, bunu dolaylı biçimde ifade etmektir” şeklinde konuşuyor.

Son güncelleme: 08:52 12.07.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı