• Turkhane Logo

Economist: Türkiye'deki ekonomik kargaşa ne kadar endişe verici?

Economist dergisi, Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığını, ekonomi politikalarında ise ılımlılığı terk ettiğini yazdı.

12:15 17 Ağustos 2018 Cuma
Economist: Türkiye'deki ekonomik kargaşa ne kadar endişe verici?
Economist dergisi, Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığını, ekonomi politikalarında ise ılımlılığı terk ettiğini yazdı.



Haftalık Economist dergisi bugün yayımlanan yeni sayısında, Türk Lirasıyla ilgili yaşanan sorunların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın otokratik politikalarıyla düzelemeyeceği ancak Türkiyenin vazgeçilemeyecek kadar da önemli bir ülke olduğu değerlendirmesini yaptı.



Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrakın Perşembe günü yabancı yatırımcılar ile gerçekleştirdiği telekonferans öncesi kaleme alınan Türkiyedeki kargaşa ne kadar endişe verici? başlıklı makalede, giderek otokratikleşen ülkenin ekonomik fırtınanın merkezinde olduğu yorumu yapılıyor.

Economist, Türkiyenin Batıdan uzaklaştığını, ekonomi politikalarında ise ılımlılığı terk ettiğini yazıyor:
Bir zamanlar laik, demokratik Türkiyenin sonunda Avrupa Birliğine ve Batı olarak bilinen zengin liberal ülkeler arasında katılacağı düşünülürdü. Ve yine bir zamanlar, henüz birkaç yıl önce, Türkiye gelişmekte olan ülke yatırımcılarının gözdesiydi. Ama artık o günler geçmişte kaldı.

Siyasi olarak ülke yıllardır Batıdan uzaklaşıyor: giderek daha İslamcılaşan, NATOdaki müttefikleriyle kavga eden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimi altında kendisini otokratik bir ülkeye çeviren bir Türkiye var.
Ekonomi politikalarında ılımlılık çöpe atıldı. Yüksek büyüme verileri dışarıdan alınan borçlara bağlıydı: şirketlerin döviz borcu 2009dan bu yana neredeyse iki katına çıktı. Yüksek faiz oranlarının enflasyonu iyileştirmek yerine sihirli bir şekilde enflasyonu artırdığına inanan Erdoğan, Merkez Bankasının makul bir yol izlemesine de izin vermedi.

Ama artık işler son haddine vardı. Türkiye döviz krizine girdi. Türkiyenin saçma bir şekilde terörle suçladığı Pastör Andrew Brunsonun serbest bırakılmaması üzerine ABDnin uyguladığı yaptırımlar bu durumu kısmen hızlandırdı. ABD Başkanı Donald Trump Türkiyeden alınan metale ek gümrük vergisi getireceğini açıklayarak durumu daha da kötüleştirdi.

Economiste göre mevcut kriz üç farklı risk içeriyor. Buna göre öncelikle sorunun diğer gelişmekte olan ülkelere de yayılması ve yatırımcıların kaçmasından korkuluyor.
İkincisi ise Türkiyenin ekonomisinin derin bir durgunluğa girmesi riski. Üçüncü risk olarak ise Batının Türkiye ile yıpranan bağlarının artık tamamen kopabileceği belirtiliyor.

Peki işler ne kadar kötüleşebilir?
Dergi daha sonra İşler ne kadar kötüleşebilir? diye soruyor:

En az kötü olanla başlarsak... Liranın çöküşü Türkiye ile yetersiz tasarruf oranı, büyük bütçe açığı ve döviz borcu ve yüksek enflasyon gibi benzer özellikleri taşıyan bazı gelişmekte olan ülkelerin de sendelemesine neden oldu. Güney Afrika ve Hindistan para birimleri değer kaybetti; bu yıl içinde kendi krizini yaşayan Arjantin yeniden faiz artırdı. ABDnin para politikasını sıkılaştırmasıyla güçlenen dolar ve Çinin büyüyen ekonomisi ile, gelişmekte olan piyasalar için ortam daha az affedici hale geldi.
Ancak yine de büyük bir döviz krizi riski çok düşük. Gelişmekte olan büyük ekonomiler arasında sadece Mısır ve Arjantinde enflasyon iki haneli sayılarda ve hiçbirinin bütçe açığı Türkiyeninki kadar büyük değil. Diğer piyasaların politika manevraları daha geniş. Ve benzer sorunlar yaşayan diğer ülkeler, bunlarla başa çıkmak için daha şevkli görünüyor.

Türkiye için de, ülke ekonomisi benzer dar boğazlara girince izlenecek görece standart bir plan mevcut: faiz artırmak, Uluslararası Para Fonundan (IMF) acil finansman aramak gibi.
Ancak Türkiye şu ana kadar ateşe ateşle karşılık vermekten çok da fazlasını yapmadı; bankacılık sistemine yardım önerdi, liraya yönelik spekülasyonlar yapmayı zorlaştırdı ve Katar gibi, dolar sağlayan ancak güvenirlirlik vermeyen yatırımcıları çekmeye çalışıyor.
Erdoğanın yüksek faize gösterdiği direnç ve IMFye başvurmanın ABD önünde de eğilmeyi gerektirecek olması, Türkiyenin işleri yoluna koyması şansını azaltıyor. Bu da gözetimli bir ayar ile kaotik bir çöküş arasındaki fark olabilir.
Erdoğan ABDyi suçluyor
Economist, Cumhurbaşkanı Erdoğanın otokratik tarzının kötü politikaları teşvik ettiği yorumunu yapıyor.
Kendisine karşı çıkması gereken kurumların temelini çürüttü. Bağımsız ve teknokrat olması gereken Merkez Bankası, uçuk görüşleri olan bir lidere boyun eğdi. Maliye Bakanlığının başında Erdoğanın damadı var. Erdoğanın hatalarını göstermesi gereken medya o kadar korkmuş ki sadece onun komplo teorilerini tekrar ediyor.
Gerçek haberlerden mahrum olan Türklerin çoğu, sorunların Batının entrikalarından kaynaklandığına inanıyor. Onu frenleyecek kimse olmadığından Erdoğan iç güdülerine göre hareket etmenin keyfini sürüyor.

Normal bir zamanda olsaydık, Türkiyenin Batılı müttefikleri belki Erdoğana yolunu değiştirmesini söyleyerek yardım edebilirdi. Ama onlar da Suriyeli mültecilerin Avrupaya akın etmesinden korktukları için Erdoğanı sinirlendirmek istemiyor.
Trump ise Türkiyenin lideri ile saçma bir böbürlenme yarışına girişti. İkisi de, zayıf görünmemek için, geri adım atmak istemiyor.

Kısa vadede Türkler krizden çok daha fazla zarar görecektir. Birçoğu şimdiden çok daha fakir hissediyor. Ama uzun vadede ABD de zarar görecektir. Türkiye kritik bir coğrafyadaki önemli bir müttefik. Eğer Batı ile arası daha da açılırsa, Rusya ve Çine daha da çok yaklaşabilir.

Trump, Pastör Brunsonun serbest bırakılması için baskı yapmakta haklı olabilir ama ek gümrük vergilerini bir baskı aracı olarak kullanması hatalı.
Trump ve Erdoğan, ikisinin de zaferini ilan edeceği ve durumu kurtaran bir yol bulmalı ve tansiyonu düşürmeli. Erdoğan bunu daha önce Rusya ile, Trump da Kuzey Kore ile yaptı. Bu, IMF de dahil Batıya Türkiyeye yardım etme imkanı sağlar.
Ülkenin başının neden dertte olduğunu anlamayan bir lideri olan Türkiyeyi kurtarmak zor olacaktır. Ancak Türkiye terk edilemeyecek kadar önemli bir ülke.

Son güncelleme: 12:15 17.08.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı