• Turkhane Logo

Denetimsiz fon ve bankadan sonra Erdoğan'ın yeni hedefi: Emlakbank

Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB) yıllar önce yurt dışında çalışan işçilerin tasarruflarını yatırıma dönüştürmek, işçi şirketlerini finanse etmek amacıyla kurulmuştu.

10:09 09 Ekim 2018 Salı
Denetimsiz fon ve bankadan sonra Erdoğan'ın yeni hedefi: Emlakbank
Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB) yıllar önce yurt dışında çalışan işçilerin tasarruflarını yatırıma dönüştürmek, işçi şirketlerini finanse etmek amacıyla kurulmuştu.

O dönemde Almanya, Belçika, Avusturya, Fransa’daki on binlerce işçinin gönderdiği marklarla, franklar ve şilinlerle kurulan işçi şirketlerinin dolandırıldı, DESİYAB’ın ve işçi şirketlerinin içi boşaltılıp, batırıldı. Akabinde içi boşaltılan diğer kamu bankası Turizm Bankası ile birleştirildi ve Türkiye Kalkınma Bankası’na (TKB) dönüştürüldü.

Şimdi ise AKP Grup Başkanvekilleri Mehmet Muş ve Naci Bostancı tarafından 28 Eylül’de verilen yasa değişikliği teklifiyle, TKB’nin kuruluş yasasının değiştirilmesi ve bünyesinde Türkiye Kalkınma Fonu adıyla(TKF) bir de fon kurulmasına yönelik düzenlemeler, TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu’nda AKP-MHP’lilerin oylarıyla kabul edildi.

Değişiklikle; banka ve fon, her türlü yasal ve kurumsal denetimden muaf tutularak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda denetimsiz şekilde kullanımına tahsisi edilmesi öngörülüyor.


TKB ve TKF yasa değişikliği teklifi;  CHP, HDP ve diğer muhalefet vekillerinin sert tepki ve eleştirilerine karşın, bu hafta Genel Kurul gündemine geliyor.

AKP’li vekillerin verdiği ve kabul edilen değişiklik teklifi ile TKB, kamu bankalarının ve kamu iktisadi teşebbüslerinin tabi olduğu yasal mevzuatın, Bankalar Yasası düzenlemelerinin,  Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) denetim ve gözetimi dışına çıkartılıyor.

TKB, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlanırken, bankaya ve yeni kurulan TKF’ya aktarılacak kaynakların tahsis edilmesi, kullanılması, kredi olarak dağıtılması konusunda da tek söz sahibi Cumhurbaşkanı olacak.

Bankanın yönetiminin belirlenmesi, atanması, personel alımları vb. konularda Banka Ana Sözleşmesi’nin değiştirilmesi, uygulamalarla ilgili iç tüzük çıkartılması gibi konularda da Cumhurbaşkanı yetkilendiriliyor.

Erdoğan’ın vereceği talimatlar doğrultusunda kaynak aktarılarak kurulacak TKF’ye ise para ve sermaye piyasalarında borçlanma, menkul kıymet ihraç etme, yurt içi ve yurt dışında yapacağı tüm işlemlerde denetim istisnası yanında, gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti sağlanıyor.

Dolayısıyla TKF, kaynaklarının kontrolü, tahsis edildiği alanların takibi, kaynaklarının öngörülen amaçlar doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığı konusunda Maliye ve Hazine’nin, Sayıştay’ın da denetimi dışında olacak.

Basel Bankacılık Kriterleri’nin tamamıyla dışındaki bu düzenlemelerle, TKB ve yeni Kurulan TKF bir anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel tercihleri doğrultusunda ve keyfi kullanımına tahsis ediliyor.

Banka ve fonun SPK ve BDDK denetimi dışına çıkartılmasıyla, kaynaklarının usulüne uygun olup olmadığının, sağlanan kredilerin yerinde kullanılıp kullanılmadığının, amaç dışı kullanım sonucu kredilerin batırılıp batırılmadığının denetimi ve takibi söz konusu olmayacak.

Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek kaynakların TKB ve TKF’ye aktarılacağı yönündeki düzenleme çerçevesinde; geçtiğimiz günlerde Halkbank, Vakıfbank ve Türk Eximbank’a 11 milyar liralık (yaklaşık 2 milyar dolar) kaynağın aktarıldığı İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki 120 milyar TL’ye (20 milyar dolar) ulaşan tutarın önemli bir bölümü, bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile TKB ve TKF’ye aktarılacak.

İşçi ve işverenlerden yapılan kesintilerden oluşan ve işsiz kalanlara yeni bir işe girene kadar aylık ödenmesini sağlayan İşsizlik Sigortası Fonu’nun yönetim ve denetimi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile İş ve İşçi Bulma Kurumu’na (İŞKUR) ait.

Ancak bugüne kadar İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki kaynaklar, gerek 16 Nisan 2017’deki Anayasa değişikliği referandumu, gerekse diğer seçimler öncesinde açıklanan istihdam seferberliği, ‘torun bakan büyükannelere maaş’ vb. kampanyalarda Erdoğan yönetimin elinin altında, kullandığı önemli fonlardan birisi oldu.

TKB için getirilen SPK, BDDK ve diğer düzenleyici, denetleyici kurumların yetki alanı dışına çıkartılmasına dönük düzenlemeler gerçekte uluslararası finans ve bankacılık kriterlerine tümüyle aykırı.

TKB’nin Dünya Bankası, Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası (EBRD), Asya Altyapı ve Kalkınma Bankası gibi uluslararası banka ve fonlardan veya yurt içi ve dışında menkul kıymet ihracıyla kaynak sağlamaya çalışması durumunda; bilançosu şeffaf olmayan, denetlenmeyen, kaynakları siyasi tercihler doğrultusunda ve Cumhurbaşkanı talimatıyla kullanılan bir bankaya kimsenin fon, kaynak, kredi sağlaması, ihraç edeceği menkul kıymetleri güvenip satın alması söz konusu olamayacak.

Dolayısıyla yapılan yasa değişiklikleri, TKB ve TKF’nin bir anlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘şahsi kasası’ gibi kullanılacağı anlamına geliyor.

12 Eylül’de yayınladığı kararname ile 60 milyar dolar dolayındaki kamu varlığının devredildiği TVF Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı kendisi üstlenen ve başkanvekilliğine de damadı Berat Albayrak’ı getiren Erdoğan; yönetim kurulu üyeliklerine de Albayrak’ın doktora tez hocası Prof. Erişah Arıcan, Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, AKP döneminde palazlanan Tosyalı Holding’in patronu Fuat Tosyalı ve Zafer Sönmez’i atamıştı.

THY, Türk Telekom vb. gibi halka açık kamu şirketlerinin, kamu bankalarının, kamuya ait petrol, doğal gaz şirketlerinin, Türksat uydu işletmelerinin ve milyonlarca dönüm Karadeniz, Ege ve Akdeniz kıyı şeridindeki kamu arazilerinin devredildiği TVF; yurt içi ve dışında kaynak sağlamak için hisse alım satımları, tahvil ihraçları yapmak, yatırım ortaklıkları kurmak, şirketlere ortak olmak amacıyla bu kaynakları yönetim kurulu kararıyla kullanacak.

TVF’deki bu yönetim değişikliğinin hemen ardından gerçekleştirilen Borsa İstanbul Genel Kurulu’nda da  (BİST) Erdoğan’ın TVF Yönetim Kurulu Üyesi yaptığı Berat Albayrak’ın tez hocası Prof. Erişah Arıcan, BİST Başkanlığına seçilirken, TVF Genel Müdürü Zafer Sönmez ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da BİST Yönetim Kurulu üyesi oldu.

Böylece Erdoğan, TVF üzerinden İstanbul Borsası’na da kendisine yakın isimleri getirerek, BİST’i de kontrolü altına aldı.

TKB yasa değişikliğiyle, adeta kaynaklarını dilediği gibi dağıtabileceği bir banka ve fonu kontrolüne alan ve her türlü denetim sisteminin dışına çıkartan Erdoğan’ın bir sonraki adımı ise, önümüzdeki günlerde Emlakbank’ın yeniden faaliyete geçirilmesi olacak.

Türkiye’nin en eski köklü bankalarından olan Emlakbank, konut kredisi ve inşaat sektörünün finansmanı için Atatürk’ün talimatıyla 13 Temmuz 1926 yılında kurulmuştu.

İstanbul’un mutena semti Ataköy başta olmak üzere, büyük kentlerde ve Anadolu şehirlerinde on binlerce konutu kredilendiren, müteahhitlik sektörünün gelişiminde çok önemli roller üstlenen Emlakbank, ANAP döneminde ‘Turgut Özal’ın Prensleri’ olarak adlandırılan ve çoğu ABD’den gelerek kamu bankalarının başına atanan isimlerden Engin Civan’ın genel müdürlüğü döneminde içi boşaltılarak battı.

Skandal; Turgut Özal’a yakın müteahhit işadamı Selim Edes’in kendisinden rüşvet aldığı ve sözünü tutmadığı gerekçesiyle dava açtığı Engin Civan’ın mahkemede rüşvetin belgesini talep etmesi üzerine Edes’in mahkemedeki ifadesinde söylediği “Rüşvetin belgesi mi olur ulan?” sözleriyle medyanın manşetlerinde yer almıştı.

ABD’ye kaçan Engin Civan’ın ardından mali bünyesini bir türlü toparlayamayan Emlakbank, daha sonra tasfiye edilmek üzere Ziraat Bankası’na devredildi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ağustos ayında açıkladığı Yeni Ekonomik Model’de (YEM), Emlakbank’ın yeniden açılması yönünde hazırlıkların tamamlandığını, yasa düzenlemesinin ekim ayında TBMM’ye sevk edileceğini açıklamıştı.

İnşaat sektöründe peş peşe patlak veren konkordatolarla AKP’ye yakın pek çok müteahhitlik şirketi batma sürecine girerken, Emlakbank’ın Erdoğan’a ve iktidara yakın müteahhitleri kurtarmak amacıyla faaliyete geçirilerek devreye sokulacağı dile getiriliyor.

Emlakbank’ın da TKB’de yapıldığı gibi özel statü tanınarak, yasal ve kurumsal denetim sistemlerinin dışında tutulacağı, BDDK, TBMM ve Sayıştay denetiminden muaf olacağı öne sürülüyor.  (ahvalnews.com)



 

Son güncelleme: 10:09 09.10.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı