Türkiyede Ocak ayındaki cari açık 2017nin sonundan bu yana en yüksek düzeyine ulaştı.
12 aylık cari açık ise 20 milyar doların üzerine çıktı.
Merkez Bankasının açıkladığı rakamlara göre, Ocak ayında cari açık bir önceki yılın aynı dönemine göre 5,3 milyar dolar artış göstererek 7,1 milyar dolara çıktı.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) bu gelişmeyi dış ticaret açığının artmasına bağlıyor.
TCMBnin değerlendirmesi, bu gelişmede, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığının 6,43 milyar dolar artarak 8,33 milyar dolara yükselmesinin etkili olduğu şeklinde.
Ocak ayında portföy yatırımlarında ise 766 milyon dolar tutarında net çıkış görüldü.
Alt kalemler itibarıyla yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi piyasasında 352 milyon dolar net satış ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 98 milyon dolar net satış yaptığı belirlendi.
TCMBnin açıkladığı rakamlar, ekonomistlerin beklentileriyle de uyumlu.
Piyasanın beklentisi, ortalama olarak 7 milyar 200 milyon dolar açık verileceği yönündeydi.
Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükseliş etkili olduCari açığı azaltmak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın büyüme, ihracat, istihdam ve düşük faiz oranlarına ağırlık veren yeni ekonomi programının başlıca hedeflerinden biri.
TCMB, Erdoğanın ekonomi programı uyarınca politika faizini Eylülden bu yana 500 baz puan indirdi.
Bunun üzerine TL, geçen yıl ABD doları karşısında yüzde 44 değer kaybına uğradı.
Enflasyon da Şubat ayında yaklaşık yüzde 55e yükseldi.
Ocak ayında cari açıkta meydana gelen artışta, Rusyanın Ukraynayı işgali üzerine petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki yükseliş de etkili oldu.
Rusya-Ukrayna krizinin Türkiyenin turizm gelirlerini de etkilemesi bekleniyor.
Reuter ajansına görüş bildiren ekonomistler, Rusyanın Ukraynaya girmesinden sonra yıl sonu beklentilerini değiştirdi.
Sekiz ekonomistin 2022 için yıllık cari açık beklentisi ortalama 29 milyar dolar düzeyinde.
Hükümetin ekonomik programında ise bu açığın 18,6 milyar dolar olması öngörülüyor.
Cari açık bu yıl 30 milyar doları aşabilirEkonomist Haluk Bürümcekçinin değerlendirmesine göre Ocak ayına dair veriler, kötüleşme eğilimininin devam ettiğini yansıtıyor.
Son dönemde TLnin değer kaybının beklenen ithalat azalışını getirmediğine dikkat çeken Bürümcekçi, buna karşılık doğal gaz ve petrol fiyatlarındaki belirgin artışla enerji ithalatı tutarlarının ciddi boyutta artarak cari açıktaki kötüleşmeyi hızlandırdığını ifade etti.
Bürümcekçiye göre, ilk aylardaki eğilimler korunursa bu yıl cari açık 30 milyar doları aşabilir.
Tera Yatırımdan Enver Erkan da Ukraynadaki savaş durumu nedeniyle petrol fiyatlarındaki hızlı yükselişin enerji faturasını artıracağına dikkat çekiyor.
Bunun ağırlıklı etkisinin Mart ayından sonraki dönemde gözlemleneceğini belirten Erkan, kriz yaz aylarına doğru çözülmezse turizmden kaynaklı gelirlerin düşmesinin de hizmetler dengesi katkısını azaltacağını belirtiyor.
Erkan, yıllık bazda bakıldığında cari açık/GSYH oranının büyük olasılıkla 2020 seviyelerine doğru gerçekleşme eğiliminde olacağı yorumunu yapıyor.
Emtia fiyatlarındaki artış baskı yaratıyorFX Prodan mali analist Alex Kuptsikevich de TL üzerindeki baskının Türkiyenin buğday başta olmak üzere tarım ürünleri, gaz ve petrolde büyük ölçüde dışa bağımlı olmasından kaynaklandığını ifade ediyor.
Kuptsikevich, Şubat ayında ve Mart başında emtia fiyatlarında daha karamsar bir tablo görüyoruz ve bunun ödemeler dengesi üzerinde daha da fazla baskı oluşturacağı kesin diyor.
Temel emtia fiyatlarındaki artış, sanayi üretiminde düşüşe neden oluyor ve durumun önümüzdeki aylarda daha da kötüleşebileceği belirtiliyor.
Kuptsikeviche göre bu durumda döviz kuru, müdahaleler veya ciddi sermaye kontrolleriyle yapay olarak belli bir düzeyde tutulmadığı sürece bir doğal damping mekanizması işlevini görüyor.
Kuptsikevich sermaye kontrollerinin ise ekonominin zamanla duruma uyum sağlaması sürecini uzattığını söylüyor.







