• Turkhane Logo

Alman yatırımcı neden Türkiye'ye gelmiyor?

Türkiye ve Almanya arasındaki ticaretin siyasetteki sorunlara rağmen rekor kırdığına dikkat çeken Alman düşünce kuruluşu SWP, Alman yatırımcıları Türkiye'de zora sokan risklere değindi.

11:33 21 Aralık 2023 Perşembe
Alman yatırımcı neden Türkiye'ye gelmiyor?
Türkiye ve Almanya arasındaki ticaretin siyasetteki sorunlara rağmen rekor kırdığına dikkat çeken Alman düşünce kuruluşu SWP, Alman yatırımcıları Türkiye'de zora sokan risklere değindi.

Almanyanın saygın düşünce kuruluşu Bilim ve Politika Vakfı (SWP) tarafından yayımlanan rapora göre Almanya ile Türkiye arasında yaşanan siyasi gerilimlere rağmen iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde rekor kırılıyor ve bu ilişkilerin daha da gelişmesi için potansiyel mevcut.

SWP bünyesindeki Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Merkezi (CATS) uzmanları Dr. Yaşar Aydın ve Dr. Jens Bastian tarafından kaleme alınan rapor, Alman-Türk ticari işbirliğinin dinamikleri başlığını taşıyor.

Türkiyede faaliyet gösteren Alman şirketleri için bir krizden söz etmek mümkün değil tespitine yer verilen raporda iki ülke ticari ilişkilerinde 2022 yılında yeni rekorlar kırıldığına işaret ediliyor.

Siyasi gerginliklere rağmen ticari ilişkiler hızla gelişti
Uzmanlar, Alman ve Türk hükümetleri arasında son dönemde yapılan üst düzey temaslara insan hakları, İsrail ile ilişkiler ve Gümrük Birliği’nin modernizasyonu konularındaki görüş ayrılıklarının damgasını vurduğunu anımsatmakla birlikte Siyasi gerilimlere rağmen Türkiye ile Almanya arasındaki ikili ekonomik işbirliği son yıllarda büyük bir hızla gelişti ve çeşitlendi tespitini yapıyor.

Raporda, Almanyanın Türkiyenin en önemli ticaret ortağı olduğu, Türkiyede 8 binden fazla Alman ortaklı şirket ya da Alman sermayeli Türk şirketinin faaliyet gösterdiği, bu şirketlerin de Türkiyede 100 binden fazla kişiye istihdam sağladığı kaydediliyor. Bu şirketlerin Türkiyede özellikle makine mühendisliği, kimya sanayi, tekstil, giyim ve turizm gibi sektörlerde faaliyet göstermekte oldukları belirtiliyor.

Raporda veriler de paylaşılıyor. Buna göre 2022 yılında ikili ticaret hacmi toplam 51,6 milyar euro ile rekor seviyeye ulaştı. Türkiyenin Almanyaya ihracatı bir önceki yıla göre dörtte bir oranında artarak 24,6 milyar euroya yükseldi. Türkiyenin Almanyadan ithalatı ise üçte bir oranında artarak 27 milyar euro olarak gerçekleşti. 2023 göstergeleri yükseliş eğilimin süreceğine işaret ediyor.

Türkiyeyi cazip kılan etkenler

CATS uzmanları kaleme aldıkları raporda, Türkiyeyi Almanya için cazip bir ekonomik ortak ve Alman girişimciler için popüler bir hedef haline getiren etkenleri de sıralıyor.
Türkiyenin coğrafi konumunun Avrupa, Asya ve Afrikanın kara ve deniz ulaşım yollarının kesişme noktasında yer aldığına, genç nüfusu, modern ulaşım ve lojistik altyapısı ve rekabetçi özel sektörü ile önemli avantajlar sunduğuna işaret ediliyor.

Raporda, Türkiyenin ekonomik potansiyelini değerlendirirken jeostratejik etkenlerin göz önünde bulundurulduğuna vurgu yapılıyor, Bu durum özellikle Türkiyenin Avrupa enerji piyasasına entegrasyonunda kendini gösteriyor. Ülkenin coğrafi konumu onu tüm Avrupa için bir enerji merkezi haline getiriyor ifadeleri yer alıyor.

Alman yatırımcıları Türkiyede zora sokan risk faktörleri
SWP raporunda ayrıca Türkiye ekonomisindeki gelişmelere de ışık tutuluyor, bunların yabancı yatırımcıları, ticari ilişkileri çok sayıda sınamayla karşı karşıya getirmekte olduğu belirtiliyor.
Bu sınamalara Türkiyedeki hiperenflasyon ile kurlarda yaşanan dalgalanmaların kaynaklık ettiği, ayrıca hukukun üstünlüğünün ortadan kalkmasının da önemli bir endişe kaynağı olduğu aktarılıyor.

Uzmanlar, Avrupa Komisyonunun Kasım ayında yayımladığı Türkiye raporunda yer verdiği Türkiyenin piyasa ekonomisinin düzgün işleyişine dair ciddi endişeler var tespitine atıf yapıyor. Türk Lirasındaki dramatik değer kaybı ve yüksek enflasyonun, Alman şirketlerinin ve Türkiyedeki iş ortaklarının günlük operasyonlarını sekteye uğrattığının altı çiziliyor, Mal ve hizmetler için haftalık fiyat ayarlamaları risk faktörleridir deniliyor.

Raporda ayrıca iç siyasetteki dalgalanmaya, artan baskıcı politikalara işaret ediliyor. Çoğu on yıllardır Türkiyede iş yapan Alman şirketlerinin günlük faaliyetlerinde, kurumlardaki zaafiyetler ile demokrasinin tasfiyesinin yol açtığı sonuçlarla karşı karşıya geldikleri ve bunları görmezden gelemedikleri aktarılıyor.

CATS uzmanları, Alman iş dünyasının Türkiyede görmezden gelemediklerine vurgu yaptıkları endişelerini ise şu ifadelerle aktarıyor:

Bunlar arasında Merkez Bankasının bağımsızlığına ilişkin kuşkular, Türkiye İstatistik Kurumu ve Sayıştayın bilgilendirme politikasına ilişkin kamuoyunda dile getirilen şüpheler, yargının siyasallaşması ve medya alanındaki kısıtlamalar yer almaktadır.

Raporda ayrıca son zamanlarda Türkiyede İsrailde faaliyet gösteren yabancı şirketlere yönelik boykot çağrılarının da rahatsızlığa yol açtığı bilgisi paylaşılıyor.

Erdoğan ve yerel seçimler endişesi
SWP raporunda, Türkiyede yeni ekonomi yönetiminin rasyonal politikalara dönüş adımları hakkında da ihtiyatlı yorumlara yer verildi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkanın çabaları konusunda Yeni ekonomi ve maliye politikalarının esaslı bir yön değişikliği sağlayıp sağlayamayacağını bekleyip görmemiz gerekiyor görüşü dile getiriliyor.

Ayrıca Erdoğanın Mart ayındaki yerel seçimlere kadar bu politikaların uygulanmaya devam edilmesini destekleyip desteklemeyeceğinin de hiçbir şekilde kesin olmadığı vurgulanıyor, Türkiyedeki mevcut kurumsal çerçevenin hem Türkiyedeki Alman şirketleri hem de Almanya ile iş yapan Türk şirketlerinin faaliyetlerini ve yatırımlarını zorlaştırdığı aktarılıyor.

Eurofighter düğümü
Türkiyenin Eurofighter savaş uçaklarını satın alma talebi ile ilgili olarak da raporda dikkat çekici uyarılar yapılıyor, düğümü çözebilecek bir formül öneriliyor.

Ankara-Berlin hattında giderek artan siyasi görüş ayrılıklarının özellikle savunma sanayi alanındaki işbirliklerini zora soktuğu anımsatılırken Türkiye NATO ortaklarıyla ve özellikle de Almanya ile daha yakın bir savunma işbirliği için çabalarken Berlinden Eurofighter talebi konusunda gelecek olumsuz bir karar Ankarayı savaş uçağı için alternatifler aramaya yönlendirecektir deniliyor.

Bunun sonucunda Berlin ve Ankara arasındaki siyasi anlaşmazlıkların daha da artabileceği, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin de olumsuz etkilenebileceği belirtiliyor.

SWP raporunda şu ifadeler yer alıyor:

Eğer Alman hükümeti Eurofighterın Türkiyeye ihracatını engellerse, bunun jeostratejik sonuçları olur, bu durum NATOnun bütünlüğü gölgeleyebilir ve Türkiyenin Rusya ve İran karşısındaki jeopolitik askeri konumu zayıflayabilir.

Alman hükümetinin Ankaranın Eurofighter talebine onay vermek için Türkiyeden bazı taleplerde bulunabileceğine dikkat çeken uzmanlar, bu bağlamda Ankaradan ABnin Rusyaya yönelik yaptırım politikasına katılımı ile Türkiye’de hukukun üstünlüğünün geliştirilmesi için adım atılmasının talep edilmesini öneriyor.

Alman yatırımcılara Rusya uyarısı
CATS uzmanlarının SWP için kaleme aldıkları raporda Alman yatırımcıların Türkiyeye yatırım yaparken jeopolitik risk faktörlerini de dikkate almak zorunda olduklarına vurgu yaparak Rusyaya işaret etmeleri de dikkat çekiyor.

Rusyaya uygulanan AB yaptırımlarının anımsatıldığı raporda, bu yaptırımların Türkiye ve Türk şirketleri üzerinden delinme ihtimalinin Alman şirketleri için risk oluşturduğu vurgulanıyor. Burada özellikle askeri amaçlarla da kullanılabilinen çift kullanımlı teknoloji ürünlerinin altı çizilerek şu uyarı yapılıyor:

Yaptırım uygulanan malların Rusyaya ulaştırılmasında transit istasyon ve aracı olarak hizmet veren Türk şirketleriyle ilişkilendirmek Alman yatırımcıların çıkarına olmayacaktır.

Son güncelleme: 11:33 21.12.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı