• Turkhane Logo

Alman ekonomisi resesyondan çıkış arıyor

Alman hükümetinin yıllık ekonomik raporu hayli karamsar. Ekonominin 2024'te yeniden toparlanabileceğine dair umutlar fazla değil. Şirketler ve vatandaşlar tedirgin.

10:56 23 Şubat 2024 Cuma
Alman ekonomisi resesyondan çıkış arıyor
Alman hükümetinin yıllık ekonomik raporu hayli karamsar. Ekonominin 2024'te yeniden toparlanabileceğine dair umutlar fazla değil. Şirketler ve vatandaşlar tedirgin.

Alman ekonomisinde işler iyi gitmiyor. Bu yeni bir haber değil. Alman Sanayiciler Birliği (BDI) Başkanı Siegfried Russwurm, Diğer büyük sanayileşmiş ülkelerle karşılaştırıldığında, ülkemiz daha da geride kalıyor. 2024 yılında hızlı bir toparlanma şansı görmüyoruz yorumunu yapıyor.

Yine de pek çok uzman, Alman hükümetinin 2024 yılı için büyüme tahminini yüzde 1,3ten yüzde 0,2ye indirerek keskin bir şekilde aşağı yönlü revize etmesini beklemiyordu. Essendeki RWI Ekonomik Araştırma Enstitüsünden Almut Balleer, bu duruma oldukça şaşırdıklarını söylüyor.

Ne de olsa bazı şeyler olumlu yönde gelişmeye başlamıştı. Örneğin enflasyon düşüşe geçti: Geçen yıl ortalama yüzde 5,9 olan enflasyonun, Alman hükümetinin yıllık ekonomi raporuna göre yüzde 2,8 dolayında gerçekleşmesi bekleniyor. Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner temkinli bir iyimserlik içinde, Enflasyon yönetilebilir hale geldi dedi.

Tasarruf eğilimi güçleniyor
Bir diğer olumlu noktada da iş gücü piyasasının istikrarlı olması. Almanyada halihazırda yaklaşık 46 milyon kişi çalışıyor ve bu yıl istihdamın daha da artması bekleniyor. Ücret ve maaşlar da arttığı için insanların harcayacak ve tüketimi artıracak daha çok parası olması gerekirdi. Ancak çalışanlar, beklendiği kadar fazla harcama yapmıyor; aksine tasarruf yapma eğilimi güçleniyor.

Hükümeti oluşturan Sosyal Demokratlar (SPD), Yeşiller ve Hür Demokratlar (FDP), henüz ortak bir yön belirlemeyi başaramadı. Özellikle Yeşiller partili Ekonomi Bakanı Robert Habeck ile FDP lideri ve Maliye Bakanı Christian Lindner arasında ekonomik ve mali konularda sürekli anlaşmazlıklar yaşanıyor.

Oysa her ikisi de Almanyanın bir üretim merkezi olarak, uluslararası rekabet gücünün risk altında olduğu konusunda hemfikir. Berlinde yıllık ekonomik raporu kamuoyuna sunan Ekonomi Bakanı Habeck, Son derece zorlu bir durumdan bahsetti. Lindner, şirketler için vergi indirimi isterken Habeck daha fazla yatırım için borçla finanse edilen özel bir fon oluşturulmasını savunuyor. Lindner ise bunu reddediyor.

Nitelikli iş gücü açığı büyüyor
Habeck, koalisyon içindeki derin anlaşmazlıklar konusunda kamuoyu önünde yorum yapmaktan kaçındı. Yıllık ekonomik raporda yekvücut olunacağı ve bunu uygulamak için büyük bir kararlılık sergileneceğine vurgu yapmakla yetinildi.
Almanya, uzun yıllar boyunca biriken yapısal sorunlardan muzdarip. Habeck, özellikle kalifiye iş gücü sıkıntısının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı ve bunun büyümeyi frenleyeceği kanaatinde: Tüm bilgi ve birikimlere, tüm ellere ve beyinlere, tüm yeteneklere ve becerilere ihtiyacımız var. Daha fazla eğitim, kadınlar için daha iyi fırsatlar ve yaşlıların gönüllü olarak daha uzun süre çalışmasına yönelik cazip teşviklerin yanı sıra daha fazla vasıflı iş gücü göçüne ve ülkedeki mültecilerin istihdam piyasasına daha iyi entegrasyonuna ihtiyacımız var.

Birçok gereksiz yasa
Hükümetin ekonomiyi canlandırma reçetesi hayli iddialı: Yenilenebilir enerjiler yaygınlaştırılacak ve sübvansiyonlar yoluyla endüstriyel süreçler iklim açısından nötr hale getirilecek. Gereksiz bürokrasi azaltılacak ve ilave bürokrasinin gerekli olduğu durumlarda, orantılılık dikkate alınacak. Diğer ülkelerle ticari ilişkiler genişletilecek, daha uygun fiyatlı konutlar yapılacak ve ulaşım altyapısı modernize edilecek. 2024 yılı içinde bu alanlarda toplam 70 milyar euro tutarında yatırım yapılması planlanıyor. Buna iklim fonundan sağlanacak 49 milyar euro daha eklenecek.

Hükümetin vaatlerini yerine getirip getiremeyeceğini merakla bekleyenler sadece şirketler değil. SPD, Yeşiller ve FDP yılda 400 bin yeni konut inşa etme hedefinin hayli uzağında. Koalisyonun göreve gelmesinden bu yana, bürokrasinin azaltılması konusunda açıklanan hedeflerde de ilerleme kaydedilmiş değil. Münihteki ifo Ekonomik Araştırmalar Enstitüsünden Clemens Fuest, Çok sayıda gereksiz yasamız var, bunları kaldırırsak hiçbir şey kaybetmeyiz. Tabi mevcut durumda, önceki hükümetlerin de suçu var, diyor.

Muhafazakârlardan acil program çağrısı
Federal Meclisteki en büyük muhalefet grubu olan Hristiyan Birlik Partileri CDU/CSU da bürokrasinin azaltılmasını talep ediyor. Ancak bu, muhafazakârların ekonomiyi durgunluktan çıkarmayı amaçlayan acil eylem programında özetlediği toplam on iki noktadan sadece biri. Program, şirketler için vergi indirimi, sosyal güvenlik primleri ve enerji giderlerinde indirim gibi çok sayıda önlem ve düzenleme öngörüyor.

Ekonomi Bakanı Habeck ise 45 ila 50 milyar euroluk bir vergi açığına yol açacağı için, söz konusu programın maliyetinin karşılanamayacağını savunuyor.

Enerji fiyatları düşecek mi?
Doğal gaz ve elektriğin önemli ölçüde ucuzladığını hatırlatan Federal Ekonomi Bakanı, bu konuda bir umut ışığı görüyor. Enerji fiyatları henüz olmasını istediğimiz seviyede değil, ancak birkaç ay önce beklediğimizden daha hızlı bir şekilde düştü.
Peki bu, uluslararası alanda rekabet edebilmek için yeterli mi? Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü (DIW) Başkanı Marcel Fratzscher bu konuda şüphe duyuyor: Kısa vadede, Almanyadaki enerji maliyetlerinin Rus doğal gaz ve petrolüne o kadar bağımlı olmayan diğer ekonomilere kıyasla, bariz şekilde yüksek kalacağı gerçeğinde bir değişiklik olmayacak.

Dönüşüm değişime izin vermeli
Fratzscher, enerji şirketlerini finansal olarak desteklemenin yanlış bir yaklaşım olduğuna inanıyor: Dönüşüm, mevcut yapıları sağlamlaştırmak değil, değişime izin vermek anlamına gelir. Bazı enerji şirketlerinin üretimlerini ve istihdamlarını yurtdışına taşımaları, o kadar da kötü bir şey değil.

Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü Başkanı, buna karşılık gelecek vaat eden sektörlerin teşvik edilmesi gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: Şu anda en önemli eksiklik koordineli bir Avrupa politikasının ve bir stratejik yönelim planının olmayışıdır.

Son güncelleme: 10:56 23.02.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı