• Turkhane Logo

AB'nin yaptırım olarak müzakereleri dondurduğu Kapsamlı Havacılık Anlaşması nedir?

Avrupa Birliği, Türkiye'nin Kıbrıs açıklarında doğalgaz arama faaliyetleri nedeniyle 15 Temmuz günü bazı yaptırımlar açıkladı.

14:56 17 Temmuz 2019 Çarşamba
AB'nin yaptırım olarak müzakereleri dondurduğu Kapsamlı Havacılık Anlaşması nedir?
Avrupa Birliği, Türkiye'nin Kıbrıs açıklarında doğalgaz arama faaliyetleri nedeniyle 15 Temmuz günü bazı yaptırımlar açıkladı.

Bu yaptırımlardan biri de Kapsamlı Havacılık Anlaşması müzakerelerinin dondurulmasıydı. Peki Kapsamlı Havacılık Anlaşması (KHA) nedir?

Üye ülkelerin kendi aralarında serbest bir havacılık pazarına sahip olduğu AB, hem komşu ülkelerle hem de önemli ilişkiler kurduğu ülkelerle havacılık alanında daha iyi hizmet verebilmek için KHA imzalıyor.

 KHAlarda taraf ülkeler, iki ülke arasında hangi havayolu şirketlerinin hangi kentler arasında ne sıklıkta uçabileceği üzerinde anlaşmaya varıyor.


 Bu tür havacılık anlaşmaları genellikle iki ülke arasında imzalanan türden anlaşmalar olsa da AB, tüm üye ülkeler adına müzakere yürütüyor.

Avrupa Birliği, kendi internet sitesinde yayımladığı bilgilere göre, komşu ülkelerle yürüttüğü KHA müzakerelerinde hem AB ile bu ülke arasındaki uçuş trafiğinin serbestleştirilmesini hem de bu ülkenin AB havacılık kurallarını uygulamaya başlamasını hedefliyor. Ancak anlaşma sonucunda ne kadar serbestlik tanınacağı, müzakerelere bağlı olarak değişebiliyor.

AB bugüne kadar ABD, Kanada, İsrail, Ürdün, Gürcistan, Moldova ve İsviçrenin de aralarında bulunduğu çeşitli ülkelerle KHA imzaladı.

AB, bu anlaşmaların daha fazla uçuş nedeniyle büyüme, daha fazla rekabet nedeniyle düşük fiyatlar ve daha fazla uçuş rotası nedeniyle yolcular için daha fazla konfor ve iş dünyası için de daha fazla iş imkanı yarattığını vurguluyor.

AB Türkiyeyi Havacılık sektöründe kilit bir ülke, Avrupanın en stratejik ve en hızlı büyüyen pazarlarından biri olarak niteliyor.

AB verilerine göre Türkiye, ABDnin ardından AB ile en fazla uçuşun yapıldığı ülke konumunda.

AB yıllık 5 milyar euro ekonomik katkı, 48 bin yeni iş imkanı öngörüyordu

ABnin Havacılık Strateji Belgesine göre bu anlaşmanın Türkiyeye ve ABye çeşitli faydaları olacak. Bunların başında, artacak turizmin de etkisiyle yıllık 5 milyar euroluk ekonomik katkı gösteriliyor.

Anlaşmanın yaratacağı yeni istihdam sayısının 48 bini bulabileceği öngörülüyor.

AB buna örnek olarak KHAların ardından uçuşlarda taşınan yolcu sayısının bazı Balkan ülkelerinde üçe, Fas ile imzalanan anlaşmanıyla da ikiye katlanmasını gösteriyor.

Şu anda müzakerelerin devam ettiği ülkeler arasında Türkiye en fazla iş imkanı ve en fazla ekonomik faydanın görüleceği ülke olarak tanımlanıyor.

Peki ABnin Türkiye ile anlaşma müzakerelerini dondurması Türkiye havacılık sektörünü nasıl etkileyecek?

HaberTürk gazetesinde ulaşım alanında köşe yazan Güntay Şimşek, bu müzakerelerin dondurulmasının yaptırım sayılamayacağını, bu anlaşmanın imzalanmasının zaten mümkün olmadığını söylüyor:

Çünkü 28 AB üyesi ülkeden birisi de Türkiyenin tanımadığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY). Bu anlaşma imzalanma aşamasına gelmiş olsaydı, Türkiye tanımadığı GKRY ile masaya oturmayacağından zaten sonuca ulaşmayacaktı. Dışişleri Bakanlığı da Tanımadığım GKRY ile anlaşma imzalamam dediği için konu dört ay önce kapanmıştı. AB, Türkiyenin kapattığı bir müzakereyi kendisi yapmış gibi sunmaya çalışıyor.

Öte yandan AB bu anlaşmayı, üyesi ülkelerin daha rahat havacılık faaliyeti yürütmesi için istiyordu. Adil rekabet, sermaye hareketi, AB ile Türkiye hava sahasında sınırsız uçuş gibi hususları öngörüyordu.

Müzakerelerde Kıbrıs tıkanıklığı

BBC Türkçeye konuşan AB uzmanı ve AB Komisyonu Ankara Temsilciliği yapmış olan Can Baydarol da Türkiyenin AB ile bu tür anlaşmaları Kıbrısı tanımak zorunda kalacağı gerekçesiyle imzalamadığını söylüyor.

10 yıldır Türkiyenin AB ile havacılık müzakereleri yaptığını hatırlatan Baydarol, Benim gördüğüm, yaptırım diye ortaya koyulan şeylerin çok da önemi yok bu aşamada diyor.

Bu müzakerelerin yaklaşık son dört yılı KHA müzakereleriyle geçerken ondan öncesi de Yatay Anlaşma (Horizontal Agreement) adlı başka bir havacılık anlaşmasının müzakeresiyle geçmiş, o anlaşma da yürürlüğe girmemişti.

Yatay Anlaşma döneminde bu konuda araştırmalar yapmış ve Eskişehir Teknik Üniversitesi Havacılık Yönetimi Bölümünden Doç. Dr. Ender Gerede, KHA müzakerelerinde konuşulan konuların basında yer almadığını ancak Yatay Anlaşma döneminde görüşülen şartların Türkiyeye zarar verme ihtimali bulunduğunu söylüyor.

Hava hukuku konusunda uzmanlaşan, THYde Uluslararası İlişkiler ve İttifaklar Başkanlığı yapmış Lale Kaplan ise Yatay Anlaşma da Kıbrıs konusu yüzünden imzalanamamıştı diyor ve ekliyor:

 Türkiye ABye aday ülke olduğu için KHAnın diğer ülkelere göre farklı bir şekilde müzakere edilmesi gerektiğini savundu.

 Ben bu anlaşmanın çok taraftarı değildim. Türkiyenin bir olduğu tarafta karşısında bir sürü ülke olacak şekilde bir anlaşmaydı, adil olacağını düşünmüyorum.

Şu anda Özyeğin Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesinde Hava Hukuku dersleri veren Kaplan, AB ülkelerinin birbirleri arasında serbest taşımacılık yaparken Türkiyeye bu hakkı vermemelerinin, Türk taşıyıcının AB ülkeleri arasında serbest dolaşım hakkına aynı şekilde sahip olmaması sonucunu doğurduğunu söylüyor.

Kaplan, anlaşmanın Lufthansa gibi AB şirketlerine Türkiyede iç hatlar uçuşu düzenleme hakkı vermek zorunda olmadığını, bunun müzakere edilecek konulara bağlı olduğunu vurguluyor.

Kabotaj Kanunu fiilen rafa kalkacaktı

Airport Haber Genel Yayın Yönetmeni Ali Kıdık da bu konunun Yatay Anlaşma döneminde gündeme geldiğini hatırlatıyor ve bu anlaşmada müzakerelerin başarıya ulaşması durumunda AB merkezli taşıyıcıların Türkiyede iki nokta arasında taşımacılık yapabileceğini, böylece Kabotaj Kanununun fiilen rafa kalkacağını belirtiyor.

Aynı zamanda İYİ Parti İBB Meclis Grup Sekreteri olan Kıdık, Dışişleri Bakanlığının müzakerelerin dört ay önce durduğuna dair açıklamasının ardından müzakerelerin sonlanması hakkında şunları söylüyor:

Müzakerelerde masadan kalkan, Rum Kesimini tanımayan Türk Dışişlerinin geri adım atmaması üzerine AB tarafıdır.

Rum Kesimi AB üyesi olduğu için imzalanacak anlaşmadan doğacak haklardan Türkiyenin tanımadığı bir ülke faydalanabilecekti. Bu sorun çözülemediği için AB masadan kalktı.

Kıdık, müzakerelerin Şubat ayında askıya alınmasının ardından bu durumun Türkiyeye somut bir zararının dokunmadığını söylüyor ve ekliyor:

Mevcut uçuş hakları, sertifikasyon ve lisanslandırma işlemlerinde etkilenme olmayacağı için kazanılmış haklarda geriye gidiş de olmaz. Ancak bundan sonra, ilerlemeye katkı sağlayacak adımları daha yavaş atmamıza neden olabilir. Bu politik baskı kurma çabasıdır. Yeni seçilen ancak Eylül ayında göreve başlayacak olan komisyon belki de bu askı sürecini iptal bile edebilir.

Son güncelleme: 14:56 17.07.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı