• Turkhane Logo

ABD Merkez Bankası FED, Türkiye'yi neden kurtaramaz?

Türkiye’nin para krizi, hiçbir azalma belirtisi göstermiyor. Lira, bu yıl içerisinde dolara karşı değerinin yüzde 40'ını kaybetti.

11:59 12 Eylül 2018 Çarşamba
ABD Merkez Bankası FED, Türkiye'yi neden kurtaramaz?
Türkiye’nin para krizi, hiçbir azalma belirtisi göstermiyor. Lira, bu yıl içerisinde dolara karşı değerinin yüzde 40'ını kaybetti.



Bu, dolar cinsinden olan borçları ödemeyi çok daha zor hale getiriyor. Bu da Türkiye’nin ötesindeki bankaları ve piyasaları etkileyebilecek potansiyel bir finansal kriz tehdidini oluşturuyor.

Bununla birlikte, neyse ki dünya daha önce de böyle sorunlarla uğraştı.


2008 finans krizinin hemen sonrasında, birçok Avrupa bankası, Türkiye’nin şu anda yaşadığı sorunla karşılaşmıştı.  Dolar cinsinden, geri ödemeleri olanaksız muazzam taahhütlerle yüklüydüler. Fakat bir kurtarıcı buldular: Amerikan Merkez Bankası (FED)

The Weekte Jeff Spross imzasıyla yayımlanan makalede, Öyleyse neden FED Türkiyeyi kurtarmıyor? sorusu yöneltiliyor.

Yazı şöyle devam ediyor:

ABD, Türkiye ve Avro Bölgesinin kendi para birimlerini işleten merkez bankaları var. Her merkez bankası, istediği kadar kendi parasını basabilir. Bu, onları ülkelerinin bankacılık sistemine son merci olarak borç veren yapar. ABD bankaları dolar cinsinden işlemlerde boylarını aşan işlere kalkışırsa, FED bilançolarını onarabilmeleri için onlara her zaman daha fazla dolar verebilir. Aynısı, kendilerini lirada aşırı aşan Türk bankaları için de geçerli.

Ancak, bankalar döviz ile başlarını derde soktuklarında, bu hazır çözümü olmayan bir problemdir. Bu, Türk bankaları tarafından desteklenen birçok şirketin, ekonomik büyümeyi ateşlemek için dolar cinsinden ağır olarak borçlandığı Türkiyede yaşanan şeydir.

Benzer bir şey daha önce de oldu. Büyük Durgunluktan önce, Avrupa bankaları Amerikan konut piyasası çılgınlığına gönüllüce katılarak yıllarını harcadılar. 2007ye gelindiğinde, yabancı bankalar Amerikan Mortgage’lerine ve bunların üzerine yapılan pek çok finansal araca 6,5 trilyon dolar kredi vermişti.  

Kriz geldiğinde, Avrupa bankacılık sistemi dolar cinsinden devasa taahhütlerle baş başa kaldı ve onları ödemek için neredeyse elde yeterli dolar yoktu. Muazzam bir riskle aniden zehirlendiklerinde, özel piyasalara daha fazla borç vermeye gönüllü birisini bulamadılar. Ancak, Avrupa Merkez Bankası dolar basamazdı. Günü kurtarmak için devreye giremedi. Bunu yapabilecek tek merkez bankası FED’ti.

Ve yaptı.

Bunun bir kısmı FEDin meşhur parasal genişleme programıydı. FED, parasal genişleme sırasında çoğu Avrupalı olan yabancı bankaların bilançolarını satın alarak, ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin yarısından biraz fazlasını aldı. Ancak daha da önemlisi para takas hatlarının oluşturulmasıydı.

Aslında FED, yabancı bir merkez bankasına kendi para birimi karşılığında belirli miktarda dolar satmayı kabul etti. Eşzamanlı olarak, yabancı merkez bankası da kendi parasını gelecekteki bir tarihte faiziyle birlikte geri almayı kabul etti. Bu, yabancı merkez bankasına ülkesindeki bankaları destekleyebilmesi için yeni bir dolar kaynağı sağladı.

Aralık 2007den itibaren, FED bunu Avrupa Merkez Bankası, İngiltere Bankası, İsviçre Ulusal Bankası ve diğerleriyle yaptı. 2010 sonuna gelindiğinde, bu uluslararası takas anlaşmalarıyla en az 10 trilyon dolar akıtıldı. O zamandan bu yana paranın akması dursa da, Avrupa Merkez Bankası ve İngiltere Bankasının aralarında bulunduğu bir kaç takas hattı kalıcı hale getirildi. Bununla ilgili Matthew Klein şunları yazdı “FED müdahalelerini önemsiz gibi göstermeye çalışsa da gerçek şu ki, Marshall Planı ile karşılaştırılabilecek bir uluslararası ekonomik devletçilik eyleminde bulundu.” FED, son merci olarak dünyaya borç veren oldu.

Bir kez daha: FED Bunu Neden Şimdi Türkiye İçin Yapamıyor?

Merkez bankaları, istedikleri kadar kendi paralarını basabilirler. Tek gerçek üst sınır enflasyon riskidir.

Bu arada, eğer Türk merkez bankası tek taraflı olarak lira borç vermeye başlayacaksa, parasının değerini dolar karşısındaki değerinin daha da altına çekecektir. Ancak takas anlaşmaları, döviz kuru değişikliği riskini etkisizleştirmek için takasın geri ödeneceği döviz kurunu önceden belirliyor.

Kısacası, masrafsız. Evet, Türk bankacılık sisteminin bir “kurtarma paketi” olacaktır. Fakat, onu finanse etmek için paranın bir başkasından alınması gerekmez.

Sorun siyasidir.

Ham ekonomik bakış açısından, FEDin bu takas hatlarını gezegendeki diğer merkez bankalarına sağlamaması için bir sebep yok. Yine de, 2008 krizinin zirvesinde bile FED, kimin kurtarılacağını seçiyordu. Krizin kapsamlı bir tarihini yazmış olan Columbia Üniversitesi tarihçisi Adam Tooze Takas hatlarını kimin alacağı ve kimin almayacağı konusunda nihai olarak karar vermeden önce Dışişleri Bakanlığını ile kontrol etmeleri gerektiğini hissettiler dedi. FED’in müdahalesi, Avrupa piyasaları ile iç içe geçmiş olan Amerikan piyasaları tarafından etkili bir şekilde zorlanırken, kurtarılanlar da Amerikan siyasi çıkarları tarafından belirlendi.

Aynı durum Türkiye için de geçerli. Tooze, Jeopolitik bir bakış açısından, son zamanlara kadar herkes Türkiyenin kesinlikle önemli olduğunu düşünüyordu diyor ve ekliyor [Almanya Şansölyesi] Merkel, size Türkiyenin Avrupa için kesinlikle çok önemli olduğunu söyleyecektir. Bu, şu anda açıkça olduğu gibi Amerikanın Türkiyenin kaderine karşı kayıtsız kaldığında oldukça garip bir durum.

Diğer bir problem ise, bu türden kurtarmaların teknik olarak maliyetsizken, ahlaki tehlike ve ekonomik adaletin dağıtımı konusundaki her türlü problematik soruyu taşımalarıdır. Doğası gereği, para politikaları bankaları ve büyük finans şirketlerini kurtarabilir ve böylece felaketi önleyebilir. Fakat vatandaşları ve ev sahiplerini kurtaramaz. Amerikan politikaları Avrupadaki büyük müdahaleyi farketmede büyük ölçüde başarısız olduğu için FED krizin bu yönleriyle uğraşmaktan kurtarıldı. Tooze “FED çalışanlarıyla konuşursanız, operasyonun ne kadar hassas olduğunu biliyorlar” diyor ve devam ediyor Gerçekten asla dikkat çekmedikleri için çok memnunlar. Ve Amerikalı politikacıların FEDin ne yaptığını fark ettiklerine gelince,  onları tamamen asılsız hiperenflasyon korkularına sürükledi.

Peki FED neden Türkiyeyi kurtarmıyor? Asla bilemeyiz. Çünkü bu haliyle, genellikle belirsiz nedenlerden dolayı küçük bir grup teknokrat tarafından yönlendirilen ve gizli güçlerle dolu, ancak nadiren kullanılan FEDin büyük yetkileri, bir tür kara kutuda saklı kalmaya devam ediyor.

 

Son güncelleme: 11:59 12.09.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı