• Turkhane Logo

Türkiye ve NATO zirvesi: Beklentiler neler?

Astana zirvesinde Putin ve Şi ile buluşan Erdoğan, Biden ile bir araya gelecek mi? NATO'nun Washington zirvesinin Türkiye için önemi ve beklentiler neler?

12:44 09 July 2024 Tuesday
Türkiye ve NATO zirvesi: Beklentiler neler?
Astana zirvesinde Putin ve Şi ile buluşan Erdoğan, Biden ile bir araya gelecek mi? NATO'nun Washington zirvesinin Türkiye için önemi ve beklentiler neler?

DW Türkçeden Gülsen Solakerin haberine göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NATO devlet ve hükümet başkanları zirvesi için bugün Washingtona gidiyor. Ziyaret İttifakın 75inci yıldönümüne denk gelmesinin ve zirvede verilecek mesajların yanı sıra ABD Başkanı Joe Biden ile olması beklenilen ikili görüşme açısından da önemli görülüyor.

Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada zirvede NATO coğrafyasına yönelik meydan okumalar ve riskler karşısında İttifakın caydırıcılık ve savunma alanındaki çabaları, Ukraynadaki son durum ve bu ülkeye yönelik destekler hakkında görüş alışverişinde bulunulacağı belirtildi.

Erdoğan zirve sırasındaki temaslarının yanı sıra bazı ikili görüşmeler de yapacak. Bunlar içinde en önemlisi ise gerçekleşmesi durumunda Biden ile olacak. Biden ile görüşmenin olup olmayacağı ile ilgili iki ülke tarafından da resmi bir açıklama ise henüz yapılmadı.

Erdoğan ile Bidenın daha önce 9 Mayıs olarak yansıyan görüşme ihtimali gerçekleşmemiş ve iki liderin Washington zirvesi sırasında bir araya gelebilecekleri duyurulmuştu.

Zirveye artık 32 üye olan NATO ülkelerinin yanı sıra Avustralya, Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda ve Ukraynanın Devlet ve Hükümet Başkanları ile AB Konseyi ve Komisyonu Başkanları da katılacak.

Peki zirvenin gündeminde neler var, Türkiyenin bunlara bakışı nasıl ve beklentileri hangi alanlarda toplanıyor?
Putinle görüşmenin ardından NATO zirvesi

NATO zirvesi Ankara açısından Erdoğanın Astanada Şanghay İş Birliği Örgütü (ŞİÖ) 24. Devlet Başkanları Zirvesinde Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı görüşmelerin hemen ardından gelmesi nedeniyle ayrı bir anlam taşıyor.

Ukrayna savaşı ile ilgili izlemeye çalıştığı denge politikası, İsveç ve Finlandiyanın NATO üyelikleri ile ilgili getirdiği şartlar ve Rusya ile yakın ilişkileri gibi konular Türkiyenin İttifak içindeki konumunun bazı çevrelerde sorgulanmasına neden olmuştu.

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tarık Oğuzlu, bu tür zirvelerin takvimlerinin uzun süreler önceden belirlendiğini not düşerken, şunları söylüyor:

Bununla birlikte anlamlı bir tesadüf olmuş da diyebiliriz. Çünkü Erdoğan geçen hafta küresel Doğu liderleriyle idi ve şimdi de küresel Batının amiral gemisi gibi görülen bir örgütün zirvesine katılacak. Bu şu açıdan önemli; uzun zamandır çok boyutlu, çok taraflı, çoklu bağlantılılık diye tarif ettiğimiz, stratejik otonomi, Ankara merkezli bakış açısı diye altını çizdiğimiz dış politika yaklaşımının sonuçları böyle zirvelerde yer almak.

Zirvenin ilk günü olan 9 Temmuzda ilk olarak 75. yıl anma programı düzenlenecek. Bu programda yer alması beklenen Erdoğan 10 Temmuz Çarşamba günü İttifak oturumlarına katılacak. Aynı günün akşamında ise liderler ve eşleri Bidenın Beyaz Sarayda vereceği akşam yemeğinde buluşacak.
Ankaranın zirveden beklentileri neler?

İsveç ve Finlandiyanın NATO üyeliklerine geç de olsa onay veren Türkiye ile ilgili konuların bu zirvede çok merkezde olması beklenmezken, Ankaranın önemli bulduğu mesajları İttifak üyelerine aktarması öngörülüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Washingtona hareketinden önce yaptığı açıklamada, Zirveden beklentimiz müttefiklerin milli güvenlik hassasiyetlerini gözeten ittifak dayanışmasını ve birlik ruhunu güçlendiren neticelerin elde edilmesidir. Terörle mücadele ve müttefikler arasında savunma sanayi ticareti önündeki engellerin kaldırılması konusunda Vilniusta aldığımız kararların uygulanması mühimdir ifadelerini kullandı.

Ankaranın zirve marjındaki konuşma ve toplantılarda gündeme getirmesi beklenen konu başlıklarından biri Türkiye üzerinde bazıları kaldırılan ama bazıları hâlâ uygulanan savunma alanındaki yaptırımların kaldırılması olacak. Türkiye NATOnun önemli bir üyesi olarak müttefiklerce kendisine konulan kısıtlamaları İttifak ruhuna aykırı görüyor ve kaldırılmalarını talep ediyor.

Türkiye söz konusu kısıtlama ve engellemelerin sadece bireysel olarak Türkiyenin ulusal savunma kapasitesine değil, İttifakın mevcut uluslararası güvenlik ortamında genel caydırıcılık ve savunma kabiliyetine de zarar verdiğini iletecek.

Erdoğan, zirvede gündeme getirecekleri bir diğer konunun ise terörle mücadele olduğuna işaret ederek, Yapacağımız görüşmelerde başta yakın çevremiz olmak üzere dünyada artan terör tehdidine dikkat çekeceğiz. Terör örgütleriyle kararlı ve bütüncül mücadele yürütülme konusunda NATOnun gayretlerinin de artırılması gerektiğinin altını çizeceğiz dedi.

ABD ve Batılı ittifak üyelerinden PKKya ve Suriyedeki kolu YPG-PYDye karşı verilen mücadelede yeterli desteği alamadığını düşünen Ankaranın terörle mücadele başlığı altında konuyu gündeme taşıması ve İttifakın daha önce verdiği taahhütleri hatırlatması bekleniyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg döneminde Türkiyenin İsveç ile Finlandiyanın üyeliklerine onay vermesine karşılık Türkiyenin isteğiyle Temmuz 2022deki Vilnius zirvesinde Terörle Mücadele Özel Koordinatörü görevi oluşturulmuştu.

Ancak geçen zaman içinde Ankara bu konunun kağıt üstünde kaldığını düşünüyor. İttifaka yönelik iki ana tehditten birinin terör olduğunu ve bu konunun NATOnun caydırıcılık ve savunma yapılanmasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu düşünen Ankara, müttefiklerine bu mücadele için verilen uluslararası çabalara katkılarını artırmaları ve terör örgütleriyle çıkar temelli ortaklık ilişkisine girmekten vazgeçmeleri gerektiğini söyleyecek.

Zirvede Erdoğanın ayrıca Gazzede devam eden savaşa ve sivil ölümlerine dikkat çekmesi de bekleniyor.

Zirve kapsamında üç oturum tertiplenecek. İlk oturumda sadece müttefiklerin katılımı ile stratejik meseleler ele alınacak, İttifakın caydırıcılık ve savunmasının güçlendirilmesi, NATOnun Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğindeki asli rolünün korunması, Ukraynadaki savaşta son durum, terörizmle mücadelede NATOnun rolünün güçlendirilmesi, ortak ülkelerle ilişkiler, güneyden kaynaklanan tehditler gibi konular ele alınacak.

İkinci oturuma İttifakın Asya- Pasifik bölgesindeki ortakları olan Avustralya, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda ile AB Konseyi ve Komisyonu Başkanları da katılırken, üçüncü oturum ise Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile birlikte NATO-Ukrayna Konseyi formatında düzenlenecek.

Ukraynaya silah yardımına bakış

Finlandiya ve İsveçin de katılımının ardından ilk kez 32 üyesiyle bir araya gelecek ittifakın zirvede ana gündem maddesi Ukraynaya destek olacak.

Oğuzlu Türkiyenin Ukraynadaki savaşın başından beri izlediği politikayı sürdüreceği görüşünde ve bunu şöyle açıklıyor:

Türkiye 2022nin 24 Şubatından bugüne ne yapıyorsa yine aynısını yapmaya devam edecek. Türkiye için bir şey değişmedi. Ukrayna kaybetmemeli, Rusya kazanmamalı. Bu politikamız değişmeden devam edecektir. Yaptırımlara asla katılmayan bir Türkiye var. Yine katılmayacaktır.

NATO üyeleri içinde Rusya ile yakın ilişkileri olan Macaristan dışında bir tek Türkiyenin bulunduğunu söyleyen Oğuzlu, Bence Batı da Türkiyeyi artık böyle kabul etmeye başladı. Bir ara tolere etmeyen, tepki koyan bir Batı vardı. Ama bence şimdi kanıksadılar bu stratejik otonomi arayışını yorumunu yapıyor.

Oğuzlu, dünyanın artık çok merkezli ve çok aktörlü olduğunu, sadece Türkiyenin değil ABDnin bile kendisi için stratejik ayarlama yaptığını söyleyerek, Türkiyenin güvenliğini ve ulusal çıkarlarını etkileyen etrafımızda ne kadar olay varsa Rusyayla iş birliği çerçevesinde çözme ihtimali daha fazla. Çünkü ABD ile olan makas çok açılmış durumda diyor.
İkinci Trump dönemine hazırlık

Öte yandan zirvenin en önemli gündem başlıklarından birisini de Trumpın olası ikinci dönemi oluşturacak.

Avrupalı liderlerin İttifakı ikinci Trump dönemine hazırlamak için bir süredir ciddi tartışmalar içinde olduğu belirtiliyor.

Ankara için de Trump, özellikle ABDnin Suriyeden çekilme olasılığını gündeme getirmesi açısından yakından takip ediliyor.  

NATOya şüpheyle yaklaşan ve bazı üyeleri Rusyaya karşı korumayabileceğini söyleyen Trump, Ukraynaya gönderilen silah yardımlarına da itiraz ediyor. Trumpın partisi Cumhuriyetçiler geçtiğimiz aylarda Ukraynaya yönelik yardım paketinin Kongrede onaylanmasını geciktirmiş, bu sırada Rusya ordusu cephede ilerleme kaydetmişti.

Oğuzlu, bu zirvenin 75. yıldönümü için bir doğum günü partisi mi yoksa son akşam yemeği mi olacağına dair akademik çevrelerde tartışmaların sürdüğünü belirterek, şöyle konuşuyor:

Çünkü üyeler arasında stratejik ayrılıklar çok fazla. Amerika ile Avrupalı müttefikler arasında Çine bakış farklı. Rusyaya sınırı olan Avrupalılar ile olmayanların Rusyaya bakışı farklı. Popülist, yükselişte olan sağcı ve solcu Avrupalıların Rusyaya bakışı farklı. Merkez siyasetçilerin farklı, Bidenın farklı, Trumpın farklı. Çok fazla farklılığı içinde barındıran bir NATO zirvesine şahitlik edeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazzedeki Katliamları Dile Getireceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD seyahati öncesinde havaalanında açıklamalarda bulundu. Erdoğan açıklamasında, NATO ile İsrail-Filistin konusunda beklediğimizi henüz alabilmiş değiliz. ABDdeki görüşmelerimizde inşallah bunları tekrar gündeme getirerek beklediğimizi neticeyi alırız diye temenni ediyorum ifadelerini kullandı.

Gerçek Gündemde yer alan habere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NATO zirvesine katılmak için yapacağı ABD seyahati öncesinde Ankara Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, NATO zirvesinde ve liderlerle yapacağı ikili görüşmelerde İsrailİn Gazzedeki katliamlarını gündeme getireceğinin altını çizdi.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

NATO zirvesi İttifakın 45. yıl dönümüne tekabül ediyor. NATO zirvesinde dünyada artan terör tehdidine dikkat çekeceğiz. NATOnun savaşın tarafı haline getirilmemesi ve adil barışın sağlanması konusunda ilkeli tutumumuzu sürdürüyoruz.

Rusya-Ukrayna Savaşında kalıcı barışa giden yolu açmak için elimizi başından beri taşın altına koyduk.

Ortak değerlerimizin samimiyet testinden geçmekte olduğu Gazzede Filistin halkına yönelik katliamları gündeme taşıyacağız.

Türkiye, NATOnun misyonlarına ve harekatlarına en fazla katkı sağlayan ilk 5 müttefikten biridir. Mali destek ve NATOya güç katma noktasında söylüyorum. NATOnun bel kemiği olan ülkeler arasında yer alıyoruz. NATO üyesi ülkelerinin hepsinin Türkiyeye bakışı da böyledir. Bundan sonra da bu gücümüzü artırarak devam ettirmek istiyoruz. Yeni genel sekreter olarak Ruttenin gelişinde Türkiyenin rolü üst düzeyde olmuştur. Göreve başlamadan Türkiyeye ziyaret edeceğini söylemişti. Stoltenberg ile çok samimi bir havada sürdürdüysek Rutte ile de aynı şekilde olacağından eminim.

NATO ile İsrail-Filistin konusunda beklediğimizi henüz alabilmiş değiliz. ABDdeki görüşmelerimizde inşallah bunları tekrar gündeme getirerek beklediğimizi neticeyi alırız diye temenni ediyorum.

Son güncelleme: 12:44 09.07.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı