ABD Başkanı Donald Trump Perşembe günü, ABDnin yakın müttefiki İsraile yönelik soruşturmalar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) yaptırım uygulanmasını öngören bir kararname imzaladı.
Ne ABD ne de İsrail mahkemeye üye değil. UCM, Kasım 2024te İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu hakkında, Hamasın Ekim 2023te İsraile yönelik saldırısının ardından Gazzedeki Filistinlilere yönelik eylemleri nedeniyle tutuklama emri çıkardı.
Trumpın imzaladığı kararnamede UCM, Amerikayı ve yakın müttefikimiz İsraili hedef alan gayrimeşru ve temelsiz eylemlerde bulunmakla ve Netanyahu ile eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında temelsiz tutuklama kararları çıkararak yetkisini kötüye kullanmakla suçlanıyor.
UCMnin ABD ya da İsrail üzerinde yargı yetkisi yoktur denilen kararda, mahkemenin her iki ülkeye yönelik eylemleriyle tehlikeli bir emsal oluşturduğu ifade edildi.
Trumpın bu adımı Netanyahunun Washingtonu ziyaret ettiği sırada geldi. Netanyahu ve Trump salı günü Beyaz Sarayda görüştüler ve Netanyahu perşembe gününün bir kısmını Capitol Hillde meclis üyeleriyle bir araya gelerek geçirdi.
Kararnamede, ABDnin UCMnin ihlallerinden sorumlu olanlara somut ve önemli sonuçlar uygulayacağı belirtiliyor. Bu yaptırımlar arasında mülk ve varlıkların bloke edilmesi ve UCM yetkilileri, çalışanları ve akrabalarının ABDye girişine izin verilmemesi de yer alıyor.
İnsan hakları aktivistleri mahkeme yetkililerine yaptırım uygulanmasının caydırıcı bir etki olüşturacağını ve mahkemenin soruşturma yürüttüğü diğer çatışma bölgelerindeki ABD çıkarlarına ters düşeceğini söyledi.
Amerikan Sivil Özgürlükler Birliğinin Ulusal Güvenlik Projesinde çalışan avukat Charlie Hogle, Dünyanın dört bir yanındaki insan hakları ihlallerinin mağdurları gidecek başka yerleri olmadığında Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuruyor ve Başkan Trumpın kararnamesi adalet bulmalarını zorlaştıracak, dedi. Bu emir aynı zamanda Birinci Anayasa Değişikliği ile ilgili ciddi endişeleri de beraberinde getiriyor çünkü ABDdeki insanları, herhangi bir yerde, herhangi biri tarafından işlenen zulümlerin tespit edilmesi ve soruşturulmasında mahkemeye yardımcı oldukları için ağır cezalara çarptırılma riskiyle karşı karşıya bırakıyor.
Hogle kararın hem hesap verebilirliğe hem de ifade özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğunu söyledi.
İsrail gibi ABD de mahkemenin 124 üyesi arasında yer almıyor ve uzun zamandır seçilmemiş yargıçlardan oluşan bir Uluslararası Mahkemenin ABD yetkililerini keyfi olarak yargılayabileceğine dair şüpheler taşıyor. 2002 tarihli bir yasa Pentagona mahkeme tarafından tutulan herhangi bir Amerikalı ya da ABD müttefikini serbest bırakma yetkisi veriyor. Trump, 2020 yılında başsavcı Karim Khanın selefi Fatou Bensoudaya, Afganistanda ABD dahil tüm taraflarca işlenen savaş suçlarına ilişkin soruşturma açma kararı nedeniyle yaptırım uygulamıştı.
Ancak bu yaptırımlar Başkan Joe Biden döneminde kaldırıldı ve ABD, özellikle Khanın 2023te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putini Ukraynada savaş suçu işlemekle suçlamasının ardından, mahkemeyle ılımlı bir şekilde iş birliği yapmaya başladı.
UCM, geçen yıl büyük bir siber saldırıya uğramış ve çalışanlar haftalarca dosyalara erişememişti.







