Reutersın geçtiği habere göre Trump, böyle bir iade girişiminin gündemlerinde bulunmadığını açıkladı. Gazetecilerin soruları üzerine konuya değinen Trump, Gülenden Müslüman din adamı diye bahsederken Türkiyeye iadesini düşünmediklerini kaydetti.
NBC, Beyaz Sarayın, Kaşıkçı cinayeti sonrası Türkiyenin Suudi Arabistan üzerindeki baskısını hafifletmek için Gülenin iadesi konusunda nasıl bir yol izlenebileceğine dair yetkili kurumlardan bilgi talep ettiğini öne sürmüştü.
ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise bu iddialar yalanlanmış ve Beyaz Sarayın Gülenin iadesiyle ilgili herhangi bir görüşme yapmadığı ifade edilmişti.
ABD Dışişleri, açıklamasında Kaşıkçı cinayeti ile Gülenin durumunun birbirleriyle bağlantılı olmadığını ve ayrı tutulması gerektiğini ifade etmişti.
NBC News, haberini üst düzey iki ABD yetkilisine ve Beyaz Sarayın talebinden haberdar olan iki kişiye dayandırıyordu.
NBC Newsa konuşan kaynaklar, bürokrasideki deneyimli bazı yetkililerin Beyaz Sarayın taleplerine direndiklerini öne sürüyordu.
Haberde, Trump yönetiminden yetkililerin geçen ay federal soruşturma birimlerinden, Gülenin iadesi için yasal yolların incelenmesi talebinde bulunduğu yine iddialar arasındaydı.
Bir Türk yetkili ise Türkiye hükümetinin Kaşıkçı cinayetiyle ilgili kaygılarını Gülenin iade davasıyla ilişkilendirmediklerini söyledi. Yetkili, İkisi arasında kesinlikle bir bağ görmüyoruz. Gülenin iadesi konusunda ABD tarafının harekete geçtiğini görmek istiyoruz. Kaşıkçı cinayetiyle ilgili soruşturmamıza da devam edeceğiz dedi.
NBCnin haberi üzerine açıklama yapan Gülen cemaatinin ABD merkezli vakfı Alliance for Shared Values, Türk hükümetini Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini yasadışı talepleri için pazarlık kozu olarak kullanmakla suçlamıştı.
Vakfın açıklamasında, Türkiyenin Gülenin 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlusu olduğu iddialarına ilişkin geçerli kanıtları ABDye sunmakta başarısız olduğu belirtilirken Güleni Türkiyeye göndermek ölümüne neden olur. ABD hükümetinin yargı sürecinin işleyebilmesi için yasaları ve anlaşmalarının tüm koşullarına bağlı kalmasını umuyor ve bekliyoruz ifadeleri yer almıştı.







