Ayman Mghamis ve ailesi, İsrailordusunun sınırlı kara harekâtı kapsamında Refah Sınır Kapısının Filistin tarafında 7 Mayısta kontrolü sağlamasından ve Gazzeye yardım sevkiyatı ve insanlar için temel geçiş noktası olan sınır kapısını kapatmasından hemen önce Mısıra geçmeyi başardı.
Fakat Mghamisin annesi ve erkek kardeşi, güvenli yer arayan bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı Refahta kaldı.
DWnin haberine göre, Mısırın başkenti Kahirede bulunan ve bir daha eve dönüp dönemeyeceği belirsiz olan Mghamis, Plan hepimizin Gazzeden ayrılmasıydı. Şu an tek düşündüğüm şey annem ve kardeşim. Sınır kapalıyken Gazzeden nasıl çıkabilecekler? diyor.
Mghamis ailesi, tüm fertlerinin sınırdan geçmesi için gereken paraya sahip değildi. Bölgede son aylarda sınırdan geçebilecek isimlerin yer aldığı listeye girebilmek için, acenteler ve aracılara ödenen ücretler fahiş hale geldi. Mghamis de sınırdan geçmek için gerekli parayı, kitle fonlaması yoluyla toplamayı başardığını anlatıyor.
Mghamis, şimdi ise İsrail ordusunun Refahtaki kara harekâtını genişletmesini ve yoğun bombardımana dair gelişmeleri uzaktan izliyor.
Zayıf iletişim ve sürekli endişe
Sınırı geçmeden önceki son durağı olan Refahtaki el Mavasi çadır kentine gelmeden önce birden fazla kez yer değiştirmek zorunda kaldığını söyleyen Gazzeli müzisyen Ayman Mghamis, Onlarla iki veya üç günde bir iletişim kurabiliyorum, genelde internet veya telefon bağlantısı olmuyor diye konuşuyor.
Mghamis Biz buradayız, onlar ise karşıda. Başlarına kötü bir şey gelmemesini ummaktan başka yapabileceğim bir şey yok, zihnim sadece bununla dolu diyor.
DWye WhatsApp üzerinden yaşadıklarını anlatan Mghamis, normalde Gazzeden ayrılmayı asla düşünmediğini ancak çocuklarının güvenliği için zor bir karar vermek zorunda kaldığını söylüyor.
Bu yılın başlarında İsrail ordusu, Refahın doğusundaki sivillere Gazzenin batı kıyısında kumul bir bölge olan el Mavasiye gitmeleri talimatını vermişti. Birleşmiş Milletlerin (BM) tahminlerine göre o günden beri 800 binden fazla kişi bölgeyi terk etti, İsrail ordusu ilerlerken ve top atışları yoğunlaşırken henüz tahliye emri çıkarılmamış bölgelerden siviller de bu gruba katıldı.
Hergün kâbus
Gazze şehrinden Halil Khairyi de ailesi ile birlikte birden fazla kez yer değiştirmek zorunda kalanlardan. Khairy de en sonunda Refahtan çıkarak, tarihi 1948deki Arap-İsrail savaşına dayanan, Gazzenin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampına gitmek zorunda kaldı.
İsrail ordusu Refaha girdiğinde ve sınır geçişi kapandığında şoke olduk diyen Khairy, yola çıkmadan önce birkaç gün yakınlarda hazır halde beklediklerini anlatıyor.
74 yaşındaki Khairy, ailesi ile birlikte bu yılın Mart ayında Refaha geldiğini, ailesinden bazı kişilerin geçen haftalarda Gazzeyi terk etmeyi başardığını, ancak kendisini, eşi, oğullarından biri ve torunuyla bölgede kaldığını ifade ediyor.
Khairy, yaşadıklarını Her gün hayatta kalma mücadelesi verdiğim bir kâbusun içindeyim. Ben yaşlıyım, ama çocuklarım ve torunlarım daha iyi bir yerde olmalı sözleriyle anlatıyor.
Khairy, sadece iki hafta öncesine kadar iki taraf arasında ateşkes sağlanmasından ümitli olduğunu söylüyor. Ancak Hamas ve İsrail arasında Kahirede yürütülen dolaylı görüşmelerin bir sonuç olmaksızın kesilmesi, bu umudun boşa çıkmasına yol açtı.
İsrail uluslararası baskıya rağmen Refahta ilerliyor
Refaha yönelik kapsamlı bir işgalden kaçınılması yönündeki uluslararası baskı İsrail ordusunu geçen günlerde bölgeye girmekten alıkoymadı. Hamas militanlarının siviller arasında saklandığını savunan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, yaptığı açıklamalarda ısrarla, ordunun Refaha girerek Haması tasfiye edeceğini belirtiyor.
Hamas idaresindeki Sağlık Bakanlığına göre, 8 aydır süren savaş 35 binden fazla Gazzelinin ölümüne yol açtı. Gazze Şeridinin 2,3 milyonluk nüfusunun yüzde 80i birden fazla kez yerinden oldu, bölgenin büyük bölümünün tamamen yerle bir olduğu düşünülüyor.
İsrail, Almanya ve ABD dahil birçok ülkenin terör örgütleri listesinde yer alan Hamasın çoğu sivil 1200 kişiyi öldürdüğü ve 240 kişiyi de rehin aldığı 7 Ekim baskını üzerine başlattığı Gazze saldırılarını sürdürüyor.
İsrailin Refaha yönelik harekâtı ve Gazzenin kuzeyinde yeniden şiddetlenen çatışmalar yiyecek, su ve sağlık hizmeti gibi en temel ihtiyaçlara erişimi daha da zorlaştırıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, birkaç gün önce sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, Refaha bir operasyonun sonuçlarına dair tüm öngörüler gerçekleşiyor. Neredeyse hiç yiyecek kalmadı ve insani yardım faaliyetleri durdu uyarısını yaptı.
Refahtaki insani durum dehşet verici
Bölgede yaşanan kritik insani durum, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Khanın, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında insanlığa karşı suç işlendiği isnadıyla yakalama kararı çıkarılması için başvuruda bulunmasında önemli rol oynadı.
İsrailli yöneticilere yönelik iddialar arasında bir savaş yöntemi olarak sivilleri aç bırakmak ve sivillere yönelik kasıtlı saldırılar düzenlemek bulunuyor.
UCM ayrıca Hamas lideri Yahya Sinvar ve diğer iki yöneticisi hakkında daha savaş suçu işlediği iddiasıyla yakalama kararı çıkarılmasını istedi.
Geçen haftalarda İsrailli yetkililer Gazzenin kuzeyine yardım gönderilmesi için iki geçiş açtı ancak, yardım örgütleri açlığın pençesindeki nüfusa gerekli gıda ve diğer malzemelerin tedarik edilmesi için daha fazlasının yapılması gerektiğini söylüyor. İsrail ordusu, Cuma günü ilk kez 300 palet yardımın ABD yapımı geçici köprüden Gazzeye taşındığını duyurdu. Ancak Refah Sınır Kapısı hâlâ kapalı.
Chicagoda pediatri uzmanı olan ve insani yardım kuruluşu MedGlobalin kurucu ortağı Dr. John Kahler, Refahtaki Filistinli doktor ekibiyle sürekli temas halinde. Kahler, Refah geçişi ani bir şekilde kapatılmadan önce Gazzeye girmek üzereydi. Çoğu Refahta bulunan uluslararası yardım çalışmaları şimdi İsrailin müdahalesi nedeniyle diğer bölgelere taşınmak zorunda kaldı.
DWnin sorularını telefonla yanıtlayan Kahler, Güneydeki sağlık ve beslenme merkezimizi taşımak zorunda kalacağımızı yeni öğrendim. Tahliye edilmesi gereken alanlardan biri olarak işaretlendiler diyor.
Bu kesinlikle dehşet verici. Saldırıları yapanların verdiğiniz koordinatlara dikkat ettiklerine güvenmek zorundasınız diye konuşan Kahler, sahadaki personelin güvenliğinden kaygı duyduğunu söylüyor.
MedGlobalin kliniği yakınlarda patlayan bir bombadan sıçrayan şarapneller haricinde şu ana kadar hasar almadı.
Temel malzeme eksikliği yardımı engelliyor
Kahler, geçmişte katıldığı görevlerde bizzat tanık olduğu durumu distopik olarak nitelendiriyor. Temel malzemelerde yaşanan kıtlığın, çocuklara yardım etme çalışmalarını engellediğini söyleyen Kahler, temiz su, bebek bezi ve ilaçların tamamen eksik olduğuna dikkati çekiyor. Kahler, Ebeveynlerin, çocukları için vereceğim tavsiyeleri yerine getiremeyeceklerinin farkındayım şeklinde konuşuyor.
Filistin Kızılayına göre Pazar günü Nuseyrat mülteci kampına yönelik hava saldırısında en az 27 kişi öldü. Bölgeye sığınan Khairy, çatışmaların sonu yokmuş gibi göründüğünü söylüyor.