• Turkhane Logo

NYT makalesi: ABD, güvenli bölgeyi Türkiye'ye teslim etmemeli

The New York Times Gazetesi'nde, Türkiye ve ABD'nin üzerinde müzakere yürüttüğü güvenli bölge tartışmalarını ele alan Shervan Derwish, ABD'nin güvenli bölgenin kontrolünü Türkiye'ye değil Birleşmiş Milletler'e vermesi gerektiğini savundu:

14:31 24 Ocak 2019 Perşembe
NYT makalesi: ABD, güvenli bölgeyi Türkiye'ye teslim etmemeli
The New York Times Gazetesi'nde, Türkiye ve ABD'nin üzerinde müzakere yürüttüğü güvenli bölge tartışmalarını ele alan Shervan Derwish, ABD'nin güvenli bölgenin kontrolünü Türkiye'ye değil Birleşmiş Milletler'e vermesi gerektiğini savundu:

ABD’nin ve IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun Menbiç ve Kuzey Suriye’deki SDG tarafından kontrol edilen bölgeleri bilinmeyen bir geleceğe karşı koruması, güvenilirliklerinin önemli bir sınavıdır.

Araplar, Kürtler, Türkmenler ve Çerkezlerden oluşan bir sivil yönetim tarafından idare edilen kuzey Suriyedeki 700.000 kişilik bir şehir olan Menbiç’ten yazıyorum. 2016 yılında Münbiç’i kurtaran Kürt savaşçıları sayesinde, IŞİD veya Suriye rejimi yönetiminde hayal edilemeyen özgürlüklerin tadını çıkardık.

Bir zamanlar IŞİD tarafından köle olarak alınıp satıldığı Menbiç’te kadınlar artık ekonomik kooperatifler işletiyorlar, Menbiç Askeri Konseyinde görev yapıyorlar ve seçilen konseylerde eşit temsilde bulunuyorlar.


Sivil idaremiz insanlara hayatlarını yeniden kurma cesaretini verdi ve ilk kez demokrasiyi kurmaya katıldı. Terörist grupların Suriye halkını bir daha asla tehdit etmemelerini sağlamak için mücadele ederek, teröristleri ve uyuyan hücrelerini etkisiz hale getirmek için başta yerel Araplardan oluşan bir güvenlik gücü olan Menbiç Askeri Konseyini kurduk.

Suriye tarihinde ilk kez özgür yerel seçimleri düzenledik. 120.000 öğrencinin öğrenim gördüğü 350 okulu ve birkaç hastaneyi yeniden açtık veya inşa ettik. Fabrikalara ve un değirmenlerine 2.000 ruhsat verdik. Şehrimizin fiziki yeniden inşası yavaş fakat istikrarlıdır. En önemlisi, insanlar korku olmadan yaşıyorlar.

Uluslararası destek olmadan bunların hiçbiri mümkün olmazdı. Koalisyon güçleri, SDG’nin kadın ve erkekleriyle birlikte savaştı ve koalisyon jetleri, yerde savaştığımız IŞİD’ı vurdu. Birlikte, diğer kuvvetlerden daha fazla Suriye toprağını terörist gruptan kurtardık. İstatistikler, 2015’ten beri dünya çapında daha az sayıda insanın terör saldırılarda öldüğünü gösteriyor. Bu kısmen İslam Devletini ortadan kaldırmak için güçlerimizin fedakarlıklarına atfedilebilecek bir şey.

Kuzeydoğu Suriye’de kurulan kapsayıcı ve demokratik siyasal sistem, hiç şüphesiz Menbiç’te başarılı oldu ve ülkemizi dini ve etnik çizgilerle bölünmüş görmek isteyen diktatörleri ve teröristleri tehdit ediyor.

Ancak başkan Trump’ın ABD güçlerini Suriyeden çekme kararını açıklamasından beri güvencesiz bir gelecekle boğuşuyoruz. Amerikan siyasi sınıfı tam olarak bunu anlayamayabilir, ancak bizimle beraber savaşan askerler anlar. Trump’ın kararını açıklamasından sonra bir Amerikalı subayı bize şunları söyledi: “Şaşkınım. Size nedenini söyleyemem. Yapamam. Bunlar bizim emirlerimiz!” ve gözyaşları yanağından süzüldü.

IŞİD neredeyse yenilmiş olsa da, yeni bir düşmandan her gün tehditlerle karşılaşıyoruz: Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan, YPG’nin burada olduğunu iddia ederek topraklarımızı istila etmeyi planladığını defalarca ilan etti.

Defalarca YPG’nin Menbiç’i terk ettiğini ve güçlerimizin Türkiye’nin ulusal güvenliği için tehdit oluşturmadığını ifade ettik. Erdoğanın, herhangi bir askeri gücün varlığından veya yokluğundan değil, Arapların, Kürtlerin, Hıristiyanların ve Kuzeydoğu Suriyedeki diğerlerinin birlikteliğinden korktuğuna inanıyoruz.

Sayın Erdoğan, bu tür bir birliktelikten yararlanamaz. Suriyedeki Türkiye destekli İslamcı muhalifleri, yakındaki Azaz, Cerablus ve Afrin bölgelerinde olduğu gibi Menbiç’i istila etmek için kullanmayı planlıyor.

Türkiye, bu bölgeleri “gerçek sahiplerine” iade ettiğini iddia ederken, Erdoğan bunun yerine Suriyelileri yabancı işgal ve militanların yönetimine mahkûm ediyor. Bu sekiz yıllık acımasız savaştan sonra barış umudunu daha da zor hale getiriyor.

Barışçıl bölgeyi ve onun özerk yönetimini yok etmek için Türkiyenin IŞİD’in eski üyelerini ve El-Kaide’ye bağlı milisleri görevlendirmekle suçlandığı Afrin kadar başka hiçbir yer belirgin değildir. Türkiye’nin kuzey Suriye’deki Afrin’i işgal etmesi yaklaşık 300 bin kişiyi yerinden etti ve Türkiye’nin desteklediği milisler Kürt sivillerin mülklerini ele geçirdi, yağmaladı ve yok etti.

ABD, Türkiyenin Menbiç’e saldırmasına izin verirse, bu bizim de kaderimiz olacaktır.

Ne yazık ki, küresel güçlerin hala Türkiyenin oyunlarını oynamaya istekli olduğu görülüyor. Erdoğan’ın Menbiç’e yönelik “yol haritası” kendi halkının çıkarlarına hizmet etmiyor ve onları yansıtmıyor. Ayrıca, Amerikalıların geri çekilmesi sonrasında, Trump’ın bir şekilde kabul ettiği bir planın oluşturulması için “güvenli bölge” kurulmasını öneriyor.

Güvenli bölge kavramına karşı değiliz. ABD halkımızı terk etmeden bölgemizden güçlerini geri çekmesinin mümkün olduğuna inanıyoruz. Bununla birlikte, onu tanımlamak için kullanılan kelimeler ne olursa olsun, özgürleştirdiğimiz topraklara yönelik herhangi bir Türk saldırısını kabul etmeyeceğiz.

Suriye kuzeydoğusundaki herhangi bir güvenli bölge, Türk askerleri ve sınırlarımızda toplanan Cihatçı militanlar tarafından değil uluslararası güçler tarafından güvence altına alınmalıdır. Uluslararası bir güvenli bölge, kuzeydoğu Suriye’deki insanların Erdoğan’ın yandaşlarının merhametine bırakmaksızın Türkiye’nin sınırlarının korunmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda bölgemizde barış ve istikrarın anahtarı olan yeniden inşa çabalarını kolaylaştıracaktır.

Ve ABD ile koalisyonun diğer üyeleri, Suriye ihtilafına müzakere yoluyla bir çözüm için çabaları desteklemeli ve yönetimimizin bu görüşmelerde temsil edilmesini sağlamalıdır. Savaşın başından beri, tüm Suriyeliler için istikrarlı ve eşit bir gelecek inşa etmek için mücadele ettik.

Koalisyonla birlikte Kobani ve Rakkada tarihi savaşlar kazandık. Savaş sona ermek üzere olduğundan, insanlarımızla birlikte savaşan uluslararası güçlerin saygınlığımızı, güvenliğimizi ve Suriyenin geleceği konusundaki vizyonumuzu sağlamadaki ahlaki rollerini üstlenmesi gerektiğine inanıyoruz.

IŞİD’in bir zamanlar Batıya karşı saldırıları planladığı Menbiç’te çocuklar artık özgür bir dünyada büyüyor. 
 

Son güncelleme: 14:31 24.01.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı