• Turkhane Logo

Kıbrıs'ta 50 yıl sonra çözüm hâlâ uzak

Akdeniz’in en büyük adası Kıbrıs bundan 50 yıl önce ikiye bölündü. Geçen yarım asırda uzlaşamayan tarafların bunu yakın gelecekte de yapması beklenmiyor.

12:27 20 July 2024 Saturday
Kıbrıs'ta 50 yıl sonra çözüm hâlâ uzak
Akdeniz’in en büyük adası Kıbrıs bundan 50 yıl önce ikiye bölündü. Geçen yarım asırda uzlaşamayan tarafların bunu yakın gelecekte de yapması beklenmiyor.

DW Türkçeden Muhammed Kafadarın haberine göre 20 Temmuz Cumartesi günü Kıbrısın ikiye bölünmesinin 50nci yıldönümü. Geçen yarım asırda bir başlayıp bir duraksayan müzakere sürecinin ardından Adada çözüme hâlâ yaklaşılamadı.

Türkiye, 20 Temmuz 1974te dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makariosa yönelik 15 Temmuz tarihli darbeden beş gün sonra adaya asker çıkardı. O tarihte Atinada iş başındaki cunta rejimince desteklenen darbe Kıbrısın Yunanistan ile birleşmesini hedefliyordu. Siyasi çalkantı sırasında aşırı milliyetçi EOKA adlı örgüt üyelerinin karıştığı saldırılarda çoğunluğu Kıbrıslı Türk yüzlerce sivil öldü.

Adadaki Türk nüfusun hakları ve Akdenizdeki çıkarlarını korumak isteyen Türkiye 40 bin askerler harekât başlattı, 16 Ağustosa kadar süren çatışmalarda iki taraftan siviller dahil yaklaşık 5 bin kişi hayatını kaybetti. Çatışma dönemini izleyen günlerde yaklaşık 170 bin Rum Adanın kuzeyindeki evlerini terk ederek güneye, 40 bin kadar Türk de tersi istikamette göç etmek zorunda kaldı. Ada 180 kilometre boyunca uzanan, genişliği beş metreden yedi kilometreye kadar değişen bir ara bölge ile birbirinden ayrıldı.

Geçen sürede taraflar uzlaşıya en çok 2004 yılında dönemin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annanın ismiyle anılan Annan Planıyla yaklaştı. Türkiyenin Avrupa Birliğine (AB) üyeliğini de göz önünde tutan plan uyarınca İsviçre modeline benzer bir federal devlet kurulacak, 1983e tek taraflı ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin varlığı sona erecekti. Nisan 2004te yapılan referandumda Kıbrıslı Türklerin yüzde 65le evet dediği planı Rum tarafı yüzde 75 oyla reddetti.

DW Türkçenin sorularını yanıtlayan Nicosia Üniversitesinden Profesör Andreas Theophanous, geriye dönüp baktığında planın Rumlar için kabul edilemez olduğunu savunuyor. Bizim açımızdan çok dengesizdi, Kıbrıslı Rumların en küçük endişelerini bile tatmin etmekten uzaktı. Bu plana evet diyemezdik diyor.

Federal devlet formülünden uzaklaşıldı

Ancak gelinen noktada hem Ankara hem Ersin Tatar yönetimindeki Kuzey Kıbrıs bir federal devlet formülünden uzaklaşmış durumda.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şubat 2021de TBMMde yaptığı bir konuşmada Artık iki devletli çözümden başka Kıbrısta çıkış yolu kalmamıştır. İster kabul edersiniz, ister etmezsiniz. Artık federasyon mederasyon diye bir şey yok, geçin artık o işi ifadeleriyle müzakereye kapıyı kapatmıştı.

BM arabuluculuğundaki Kıbrıs müzakerelerine baş danışman sıfatıyla katılan Profesör John McGarry, DW Türkçeye verdiği demeçte Çözüm için umut verici bir tablo bulunmadığını söyledi. Öngörülebilir gelecekte iki devletli formülün kabul edilmesinin ise imkansıza yakın olduğunu ifade eden McGarry, Ankaranın aksi yöndeki açıklamalarına rağmen eğer bir uzlaşıya varılacaksa bunun için en makul formülün Birleşmiş Milletlerin de desteklediği iki bölgeli, iki toplumlu federasyon olacağını dile getirdi.

Theophanousa göre ise şu aşamada bu gerçekçi bir yaklaşım değil. Adadaki Türk askeri varlığı, ortak hedef eksikliği ve federal devletin tanımına dair muğlaklıkların böyle bir çözüme ulaşmayı zorlaştırdığını, bu olsa bile kurulacak yeni yapının ömrünün ne kadar süreceğinin belirsiz olduğunu ifade eden Theophanous, önceliğin ilişkilerde kademeli normalleşmeye verilmesinden yana.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos HristodulidisYunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ve Kıbrıs
Tatar hükümeti tanınma için çalışıyor

Doğrudan müzakerelere dönmek yerine önce diyalog ortamı yaratılmasını ve daha ufak, kademeli adımlarla toplulukların sonraki sürece hazırlanmasını öneren Theophanous, Akdenizde enerji işbirliğinin böylesi bir yaklaşıma zemin oluşturabileceği görüşünde.

Geçtiğimiz yıllarda Kıbrıs Cumhuriyetinin düzenlediği doğalgaz arama lisansları Ankara-Atina-Lefkoşa hattında gerilime neden olmuş, Türkiyenin de kendi sondaj gemileri ile bölgede faaliyet göstermesi sonucu Doğu Akdenizde askeri tansiyon artmıştı.

Ankara ve AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyetinin tanıma olmaksızın diyaloğa girebileceğini, bu yolla gerginlik ihtimalinin azalanacağını savunan Theophanous yine de hiçbir Kıbrıs liderinin adanın resmen ikiye bölünmesini kabul edemeyeceğini, böylesi bir adımın hainlik suçlamalarına yol açacağını belirtti.

McGarrynin çözüm önerisi ise taraflar arasında müzakerelerin kesildiği 2017 yılındaki pozisyonlara dönülerek görüşmeleri buradan tekrar başlatmak.

Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis de geçtiğimiz günlerde verdiği bir mülakatta zaman geçtikçe çözüm şansının azaldığını belirterek müzakere masasına geri dönebilmeyi umduğunu söyledi. Ancak hiçbir şekilde iki devletli formülü tartışmayacaklarını ekledi.

Hristodulidis, Herkes için kabul edilebilir bir çözüme ulaşabileceğimize inanıyorum dese de diğer taraftan Tatar hükümeti uluslararası tanınma için yoğun çaba gösteriyor. Türk Devletleri Teşkilatının 2022de Kuzey Kıbrısa gözlemci üye statüsü vermesi dikkat çeken gelişmelerden olmuştu.

Uzmanlara göre son yıllarda oluşan bu yaklaşım farkı adada çözümü imkansızlaştırıyor. Kıbrıs Cumhuriyetinin tüm adanın temsilcisi olarak AB üyeliğine kabul edilmiş olması ise Akdenizin bu en stratejik bölgesinde bir uzlaşı olmadıkça Türkiyenin Birlike katılımının veto engelini aşamayacağına işaret ediyor.

Son güncelleme: 12:27 20.07.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı