Jumaah’ın Turner’a yazdıklarına göre, ailesiyle birlikte terk edilmiş bir çamaşır suyu fabrikasında, IŞİD’in silah sesleri her tarafta yankılanırken saklanıyorlardı. Irak vatandaşı Jumaah, IŞİD’in nefret ettiği toplulukların başında gelen etnik-dini Ezidilerin üyesi.
Lund Üniversitesi Dergisi’ne konuşan Jumaah “Hiç ümidim yoktu. Çaresizdim. Sadece profesörüme ne olduğunu söylemek istedim. Bizim için herhangi bir şey yapabileceği aklımdan geçmedi” dedi.
Jumaah, eşi telefonda IŞİD’in hemen yandaki köyü ele geçirip tüm erkekleri öldürüp kadınları köle olarak aldığını söyledikten sonra kendi isteğiyle savaş bölgesine gitti.
“Eşim tamamen panik halindeydi. Herkes IŞİD’in davranışları yüzünden şok içindeydi. Onların yanında olabilmek için ilk uçağa bindim. Eğer onlara bir şey olsaydı nasıl bir hayat sürdürebilirdim ki?”.
Ancak Profesör Turner bir şeyler denemeden öğrencisinin ölüme gitmesine izin vermek istemedi.
Turner’ın üniversite dergisine verdiği demece göre “Yaşananlar kesinlikle kabul edilemezdi. IŞİD’in kendini dünyamıza dahil etmesine, doktora öğrencimi ve ailesini işin içine sokmasına, araştırmalarını engellemesine çok sinirlendim”.
Turner daha soner üniversitenin o zamanki güvenlik şefi Per Gustafson ile temasa geçti.
“Sanki böyle bir görevi uzun zamandır bekliyormuş gibiydi. Gustafson bize tüm dünyayı kapsayan bir ulaştırma ve güvenlik anlaşmamız olduğunu söyledi”.
Yoğun geçen birkaç günden sonra Gustafson kurtarma operasyonunu organize eden bir güvenlik şirketiyle anlaştı.
Sadece günler sonra 4 ağır silahlı güvenlik kuvvetini taşıyan 2 Landcruiser aracı Jumaah’ın saklandığı bölgeye vardı ve karısı ile iki çocuğuyla beraber Erbil Havalimanı’na götürdü.
Jumaah’ın sözleri “Hayatımda hiç bu kadar ayrıcalıklı, VIP gibi hissetmedim. Ama aynı zamanda annemi ve kız kardeşlerimi burada bıraktığım için bir korkak gibi hissettim” oldu.
Neyse ki ailesinin geri kalanı da IŞİD işgalinden sağ çıkmayı başardı, Jumaah Malmö’de doktorasını tamamladı ve şu anda bir ilaç şirketi için çalışıyor. Aile, kurtarma operasyonu için üniversiteye olan borcu ödemeyi bitirmek üzere.
Gustafson’a göre “Benzeri görülmeyen bir olaydı. Bildiğim kadarıyla daha önce hiç bir üniversite böyle bir olaya dahil olmadı”.
