• Turkhane Logo

İşte, Ukrayna savaşı'nda, Batı'nın kulak vermediği değerlendirmeler

10:30 03 Mayıs 2022 Salı
İşte, Ukrayna savaşı'nda, Batı'nın kulak vermediği değerlendirmeler

Rus Duması (parlamento) üyesi ve Rusyada etkili bir televizyon programının sunucusu olan Yevgeny Popov, BBCnin Ukrayna ile ilgili podcast serisinde 19 Nisanda bunları söylemişti. NATOnun Ukrayna planları tabii ki Rus vatandaşları için doğrudan bir tehdittir.

Kremlinin ortaya koyduğu çok farklı anlatım bakımından, bu milletvekilinin görüşleri, Batıdaki bakış açısıyla karşılaştırıldığında hem şaşırtıcı hem de aydınlatıcıydı. Batılılar bu ifadeleri akıl almaz buluyor, hatta belgelenmiş kanıtların bariz bir şekilde göz ardı edilmesi olarak da değerlendirebiliyor.

Ancak bunlar sadece Rusyada Kremlin destekçileri ve daha geniş nüfus tarafından değil, dünyanın diğer birçok bölgesinde de dile getirilen düşüncelerden sadece birkaçı.

Rusyanın 24 Şubatta Ukraynayı işgale başlamasından bir hafta sonra Birleşmiş Milletler (BM) acil oylama yapmış ve 193 üye ülkeden 141i işgali kınamıştı. Ancak Çin, Hindistan ve Güney Afrika da dahil olmak üzere bazı büyük ülkeler çekimser kalmayı tercih etti.

Dolayısıyla, Batılı liderlerin, bu savaşın sorumluluğunu tümüyle Rusyaya atfeden NATO görüşünü tüm dünyanın paylaştığına inanmaları hayal olur, çünkü öyle değil.

Peki neden bu kadar çok ülke Rusyanın işgali konusunda çekimser?

Doğrudan ekonomik veya askeri çıkarlardan, Batının ikiyüzlülüğü suçlamalarına ve Avrupanın sömürge geçmişine kadar birçok nedeni var. Herkese uyan tek bir tarif yok. Her ülkenin Rusyayı alenen kınamak veya Devlet Başkanı Putini kendinden uzaklaştırmak istememesi için kendine özgü nedenleri olabilir.

İşbirliğinde sınır yok
1,4 milyardan fazla nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi olan ve çoğu Ukraynadaki haberleri tıpkı Rusyada olduğu gibi devlet kontrolündeki medyadan alan Çin ile başlayalım. 24 Şubatta Ukrayna işgali başlamadan kısa bir süre önce, Çindeki Kış Olimpiyatlarına üst düzey bir ziyaretçi de katılmıştı: Putin.
Çinin yayımladığı bildiride iki ülkenin işbirliğinde bir sınır olmadığı belirtildi. Peki Putin, Çinli mevkidaşı Şi Cinpinge Ukraynaya kapsamlı bir işgal başlatmak üzere olduğu konusunda bilgi vermiş miydi? Çin Kesinlikle hayır diyor; ancak böylesine önemli bir komşuya en ufak bir ipucu bile verilmediğini düşünmek zor.

Çin ve Rusya bir gün stratejik rakipler haline gelebilirler, ancak bugün ortak hareket ediyor ve NATO, Batı ve demokratik değerlerini, düşmanlık sınırına yaklaşan bir şekilde hor görüyorlar. Çin, Güney Çin Denizine askeri genişlemesi konusunda ABD ile zaten çatışmalı konumda. Pekin ayrıca, Uygur nüfusuna yönelik muamelesi, Hong Kongda demokrasiyi ezmesi ve gerekirse zorla Tayvanı geri alma ifadesi konusunda Batılı hükümetlerle çatıştı.

Dolayısıyla Çin ve Rusyanın NATOda ortak bir düşmanı var ve hükümetlerinin dünya görüşü her iki ülkenin halkları arasında da paylaşılıyor ve sonuç olarak, Rusyanın işgaline ve iddia edilen savaş suçlarına karşı Batının duyduğu nefreti çoğu kez paylaşmıyorlar.

Hindistan ve Pakistanın Rusya ile sorun yaşamak istememesinin nedenleri var. Hindistan silahlarının çoğunu Moskovadan alıyor. Ayrıca Çin ile Himalayalardaki çatışmasında, Rusyaya müttefik ve koruyucu olarak ihtiyaç duyabileceğini düşünüyor.

Pakistanın kısa süre önce devrilen başbakanı İmran Han da başta ABD olmak üzere Batıyı sert bir şekilde eleştiriyordu. Pakistan da Rusyadan silah alıyor ve kuzeyindeki yaşam alanı olarak gördüğü Orta Asyaya ticaret yollarının güvenliği konusunda Moskovanın desteğine ihtiyaç duyuyor.

Rusyanın Ukraynayı işgal ettiği 24 Şubatta Başbakan Han, Putini görmek üzere önceden planlanmış ziyaretini gerçekleştirdi. Hem Hindistan hem de Pakistan, işgali kınama konusunda BM oylamasında çekimser kaldı.

İkiyüzlülük ve çifte standart
Ayrıca, özellikle Müslüman nüfusu çoğunlukta olan ülkelerde, birçok kişi tarafından paylaşılan yaygın bir kanı var: ABDnin başını çektiği Batıya yönelik ikiyüzlülük ve çifte standart suçlaması. 2003te ABD ve İngiltere, yıllarca sürecek şiddete yol açacak şekilde Irakı işgal ederek BMyi ve dünya kamuoyunun çoğunluğunu baypas etmeyi seçmişti.

Washington ve Londra ayrıca, Yemendeki resmi hükümete destek için sık sık hava saldırıları düzenleyen Suudi Arabistanı silahlandırarak Yemendeki iç savaşın uzamasına katkıda bulunmakla suçlanıyor.

Afrikadaki pek çok ülke açısından ise daha tarihsel başka nedenler de rol oynuyor. Sovyet döneminde, Moskova, kıtanın kuzeyindeki Sahradan güneydeki Capee kadar ABD ve Batı etkisine karşı koymaya çalışırken kıtaya silah yağdırmıştı. Bazı yerlerde, 19. ve 20. yüzyıllarda Batı Avrupa sömürgeciliğinin mirası, Batıya karşı bugün bile devam eden bir öfkedir.

Ukrayna savaşı: Batı ittifakı bölünebilir mi?
Putinden uyarı: Ukraynaya dışarıdan müdahale edenlere yıldırım hızıyla yanıt vereceğiz
El Kaidenin tüm ülkeyi ele geçirmesini önlemek için 2013te Maliye asker gönderen Fransa, bu eski sömürgesinde popüler değil. Fransız birliklerinin büyük bir kısmı artık ayrıldı ve yerlerine Kremlin destekli Wagner Grubunun paralı askerleri geldi.

Peki Ortadoğu bu konuda nerede duruyor? Suriyenin Kuzey Kore, Belarus ve Eritre ile birlikte Rusyanın işgalini desteklemesi şaşırtıcı değil. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, ülkesi 2015te IŞİD tarafından işgal edilme riskiyle karşı karşıya kaldıktan sonra ayakta kalabilmek için büyük ölçüde Rusyaya güveniyor.

Ancak Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi Batının eski müttefikleri bile, BM oylamasını desteklemelerine rağmen, Moskovayı eleştirme konusunda nispeten sessiz kaldılar. BAEnin fiili hükümdarı Veliaht Prens Muhammed bin Zayedin Vladimir Putin ile iyi bir ilişkisi var; öyle ki, eski Moskova büyükelçisi Putinle av gezilerine çıkardı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selmanın ABD Başkanı Joe Biden ile ilişkisinin ise büyük ölçüde işlevsiz olduğunu da hatırlamakta fayda var. Karşılıklı hoşnutsuzlukları o kadar fazla ki, iki liderin birbirlerinin telefonlarına cevap vermeyi reddettikleri bildiriliyor.

2018in sonlarında dünya liderleri G20 Zirvesi için Arjantinin başkenti Buenos Aireste bir araya geldiğinde, Batının Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selmanın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçının tüyler ürpertici cinayetini emretmekle suçlamasından sadece haftalar sonra - çoğu Batılı lider Suudi prensine soğuk davranırken, Putin tam tersini yapmıştı. Bu, Suudi liderin unutmakta acele edeceği bir konu değil.

Bunların hiçbiri, Belarus dışında adı geçen tüm ülkelerin bu işgali aktif olarak desteklediği anlamına gelmiyor. 2 Martta BMde sadece beş ülke lehte oy kullanmıştı ve bunlardan biri Rusyaydı.

Fakat şu anlama geliyor: çeşitli nedenlerden ötürü, Batı, ne Putin konusunda, ne yaptırımlar ne de Ukraynaya daha fazla silah tedarikiyle Rusyanın işgaline açıkça karşı koyma konusundaki istekliliğini dünyanın geri kalanının da paylaştığını varsayamaz.

Son güncelleme: 10:30 03.05.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı