• Turkhane Logo

İngiltere'den geç gelen Afganistan itirafı

İngiltere'de emekli bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Taliban'ın Kabil'e girmesiyle hızlanan tahliyeler sırasında bakanlıkta yaşanan kaosu anlattı.

12:49 07 Aralık 2021 Salı
İngiltere'den geç gelen Afganistan itirafı
İngiltere'de emekli bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Taliban'ın Kabil'e girmesiyle hızlanan tahliyeler sırasında bakanlıkta yaşanan kaosu anlattı.

BBCden James Landalea konuşan Raphael Marshall, kaosun hakim olduğu tahliyeler sırasında Kabilden kimin uçağa binebileceğine dair verilen kararların keyfi olarak verildiğini ve gerekçelerini sıralayan birçok kişinin e-maillerinin okunmadığını anlattı.

Daha sonra görevinden istifa eden dönemin Dışişleri Bakanı Dominic Raab ın da karar alma konusunda çok yavaş olduğunu belirtti. Bir bakanlık sözcüsü, bakanlık görevlilerinin yorulmak bilmeden çalıştığını söyledi.

Raaba yakın bir kaynak ise asıl büyük sorunun kimlikleri doğrulamak ve güvenli geçişi sağlamak olduğunu; hızla karar vermek olmadığını belirtti.

ABDnin Afganistandan çekilmesi sonlanmadan Talibanın başkent Kabile girmesi üzerine İngiltere, 15 bin kişiyi ülkeden tahliye etti. Bunun yaklaşık 5 bini İngiliz vatandaşı, 8 bini Afgan, 2 bini ise çocuklardan oluşuyordu.

Dış İlişkiler Komitesine yazılı ifade veren Marshall, İngiltereyle bağlantıları sebebiyle 150 bin Afganın risk altında olduğunu ve tümünün tahliye edilmesi gerektiğini; ancak yüzde beşten azının bu konuda destek alabildiğini ifade etti:

Arkada bırakılan bu kişilerden bazılarının Taliban tarafından öldürüldüğü açıktır.

Eylül ayında istifa edene kadar Bakanlıkta üst düzey memur olarak çalışan Marshall, çalıştığı birimin kriz masasında yetersiz bir kadro olduğunu, uzmanlık ve Savunma Bakanlığıyla koordinasyon konularında da yetersiz kalındığını belirtti.

Marshall, Raabın e-maillerine saatler sonra yanıt verdiğini ve durumu tam olarak anlamadığını da söyledi.

Eski diplomat Marshallın iddiaları şu şekilde sıralanıyor:
Yardım talep eden 150 bin kişiden yüzde 5ine yardım edildiYardım talepleriyle ilgilenen ekipte Afganistan konusunda eğitim görmüş olan, ülke hakkında detaylı bilgi sahibi olan veya orada çalışmış olan kimse yoktuEkipten kimse Afganistanda konuşulan dilleri bilmiyordu, sadece İngilizce bilenlerle iletişim kurulabildiKimin tahliye edileceğine ilişkin kararlar keyfi olarak alındı ve binlerce yardım talep eden e-mail okunmadıIT sistemleri fonksiyonel değildi, bu konuda yardımcı olması için getirilen sekiz askere tek bir bilgisayar verildi ve bu bilgisayarı paylaşarak çalışmak zorunda kaldılarDominic Raab, özellikle zor kararları vermekte çok yavaştı ve durumu tam olarak anlayamamıştıTaliban Ağustos 2021de Kabile yaklaşırken oluşturulan hükümet şemasında İngiliz hükümetiyle doğrudan çalışan Afganların listesi ile İngiltereyle olan bağları sebebiyle risk altında olanların kimliğinin nasıl belirleneceğine dair bilgiler yer alıyordu.

Marshall da Afgan Özel Vakaları olarak adlandırılan grupla ilgilenen yetkililerin olduğu ekiple çalışıyordu. Bunların arasında İngiliz hükümetiyle sözleşme imzalayarak doğrudan İngiltere için çalışan Afgan askerler, siyasetçiler, gazeteciler, memurlar, aktivistler, yardım görevlileri, hakimler ve güvenlik görevlileri vardı.

Ancak kriz merkezinde çalışanlar bakanlık bilgisayarlarının bulunduğu ağa bağlanamadı çünkü sistemler henüz birbirine entegre edilmemişti. Bu sebeple bilgisayar konusunda uzman askerler göreve çağrıldı, ancak onlar da daha önce bu sistemi kullanmadığı için birçok hata yapıldı.

Bilgisayarların şifreleri de sağlanamadığı için bazıları açılmadı. Bir noktada, sekiz asker bir bilgisayarı paylaşmak zorunda kaldı.

Afganlarla telefon konuşmaları sadece İngilizce yapılabildi çünkü ekipte Peştuca veya diğer Afgan dillerini konuşabilen kimse yoktu. Afganistan hakkında detaylı bilgisi olan, orayı görmüş kimse de yoktu.

Marshall, Ekipteki bir kişi, hakkında hiçbir şey bilmediği yüzlerce kişi hakkında ölüm-kalım kararı verme konusunda açıkçası dehşete düşmüştü. Kriz merkezindeki birçok kişi Kabil Havalimanındaki gerçek durumu ve acil arama yapma konusundaki gerekliliği gerçek anlamda kavrayamamıştı. diyerek durumu anlattı.

Böyle bir ortamda ekibin zorlandığı dosyalarla ilgili sıklıkla Raaba notlar ve e-mailler göndererek karar alma aşamasında katkı yapmasını beklediğini belirten Marshall, Ancak yanıt vermesi saatler sürüyordu ifadelerini kullandı.

Yeterli zamanı olmadığı için başvuru formunu düzgün şekilde doldurmayan kişilerin kabul edilip edilmemesiyle ilgili Raabın karar vermekten kaçındığını da söyledi.

Raaba yakın bir kaynak ise, özel durumu olan 500ün üzerinde kişinin tahliye edildiğini söyledi.

İngiltere hükümetinden bir sözcü, o dönem yapılan toplu tahliyeler bittikten sonra da İngiltereye tahliyeler için çalışmaya devam ettiklerini, 3 bin kişinin daha Afganistandan çıkmasına yardım ettiklerini söyledi:

Maalesef istediğimiz herkesi tahliye edemedik, ancak kendilerine verdiğimiz söz hâlâ geçerlidir.

Son güncelleme: 12:49 07.12.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı