Alta’nın durumu, Ulusal Sağlık Sistemi (NHS) ile Ortodoks Yahudi anne-babası arasında hukuki mücadeleye konu oldu. Doğduğundan beri Manchester kentindeki, NHS’ye bağlı hastanede bakımı yapılan bebeğin doktorları, doğum sırasında beyninde ciddi hasar oluşan Alta’nın iyileşme şansı olmadığını, duymadığını, görmediğini, sürekli acı çektiğini, bu koşullarda tek çarenin yaşam destek ünitesinin fişten çekilmesi olduğunu söyledi.
Bunun, inançlarına ters olduğunu vurgulayan anne-baba itiraz etti. Konu mahkemeye intikal etti. Britanya’daki mahkemeden hastanenin lehine karar çıktı. Yüksek Mahkeme, Alta’nın yaşam destek ünitesinden ayrılabileceğine hükmedince anne-baba AİHM’e başvurdu.
AİHM’den yollanan ve pazartesi akşamı anne-babanın eline ulaşan mektupta, itirazlarının reddedildiği ve Britanya’daki mahkemenin kararının uygulanmasına hükmedildiği belirtildi. Bu, AİHM’in NHS lehine karar verdiği, Manchester’daki hastanenin Alta’nın bağlı olduğu cihazın fişini çekebileceği anlamına geliyor.
Fixsler çiftin avukatları, “AİHM’in kararı Alta’nın anne-babası için yıkıcı oldu. Onlar tüm seçenekleri denemek ve kızlarının hayatını kurtarmak istiyordu” dedi.
Aile adına konuşan avukat David Foster, Alta’nın ailesinin dini inançlarınn yeteri kadar dikkate alınmadığını belirterek şunları söyledi: “Onların inancı Alta’nın bağlı olduğu cihazın fişinin çekilmesini yasaklıyor. Ayrıca karar alınırken ifade edilen Alta’nın acı çekmesi meselesinin de abartıldığını düşünüyoruz. Alta İsrail’deki bir hastaneye nakledilseydi Manchester’da yattığı yatakta çektiğinden daha çok veya az acı çekmeyecekti. Bu kararla gelecekte tedavi görme şansı elinden alındı.”
Geçen hafta ABD Alta’ya vize vermiş, tedavisinin ABD’de yapılabileceğini açıklamıştı. Alta’nın anne-babası İsrail vatandaşı, babasının ABD vatandaşlığı da var. İsrail’deki hastanelerden de Alta’nın bakımını üstleneceklerine dair teklif gelmişti.
