• Turkhane Logo

Hamas yaptırımları: ABD ve AB Türkiye'yi mercek altına aldı

Hamas'ın finansal faaliyetlerinde Türkiye'nin

23:18 22 Kasım 2023 Çarşamba
Hamas yaptırımları: ABD ve AB Türkiye'yi mercek altına aldı
Hamas'ın finansal faaliyetlerinde Türkiye'nin

DW Türkçeden Değer Akalın haberine göre İsrail ile Hamas arasındaki savaşa insani ara verilmesi için günlerdir yürütülen müzakerelerin sonuçlanması, tarafların geçici ateşkes konusunda anlaşması, uluslararası toplumda derin bir nefes alınmasını sağladı.

Bu sayede Gazzedeki Filistinlilere insani yardımların ulaştırılması, Hamasın elindeki İsrailli rehinelerin bir bölümünün serbest bırakılması hedeflenirken, aynı zamanda Ortadoğuda son haftalarda tırmanan tansiyonun da düşmesi umut ediliyor.

Ancak İsrail-Hamas savaşı sona ermiş değil. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Haması yok etme hedeflerine ulaşana kadar savaşmaya devam edeceklerini duyurdu. ABD başta olmak üzere Batılı devletler de terör örgütü olarak tanımladıkları Hamasa sağlanan siyasi ve mali desteğin önünü kesmeye odaklanıyor.

Batılı başkentlerin odağında, Hamasın bir direniş hareketi olduğunu savunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın da olduğu belirtiliyor.
Hamasın Türkiyedeki faaliyetleri mercek altında

Erdoğanın Haması siyasi söylemleriyle desteklemekle kalmadığı, Türkiyeyi son on yılda bu örgütün adeta sığınağı ve finans merkezi haline getirdiği iddia ediliyor.

Die Welt am Sonntag gazetesinin istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Hamasın finans faaliyetlerinde özellikle Türk bankaları ile Türkiyede faaliyet gösteren şirketlerin oynadıkları rolün dikkat çekici olduğu belirtiliyor.

Haberde yer verilen bilgilere göre Hamasın, Almanyada şubesi ya da muhabir ağı bulunan Türk bankalarında Euro hesapları var ve örgüt Avrupada topladığı paraları Türkiyeye, özellikle bu hesaplar üzerinden transfer ediyor.
Türkiye en büyük destekçisi

Ayrıca İranın Hamasa mali desteğini de yine Türkiye üzerinden Gazze ya da Batı Şeriaya ulaştırdığı belirtilirken, paranın Türkiyede hangi yöntemlerle aklandığı da anlatılıyor. Türkiyede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve şirketler üzerinden de örgüt için para toplandığı, ayrıca Hamas yetkililerin pek çok Türk bankasında hesaplarının bulunduğu, hesap numaraları paylaşılarak aktarılıyor.

Habere göre uluslararası istihbarat kuruluşları, Türkiyenin Hamasın finans yönetiminin en büyük destekçisi olduğu konusunda hemfikir. Ayrıca Hamasın 7 Ekimde İsraili hedef alan saldırısında Türkiye topraklarında faaliyet gösteren yapılanmaların rol oynayıp oynamadıkları da araştırılıyor.
Türkiye merkezi bir kavşak konumunda

DW Türkçenin sorularını yanıtlayan Alman terörle mücadele uzmanı Dr. Hans-Jakob Schindler, Hamasın asıl ana destekçilerinin İran ve Katar olduğunu söylemekle birlikte, Türkiyenin de Hamasa para akışına izin veren bir ülke konumunda bulunduğuna işaret etti.

Schindler, kâr amacı gütmeyen Aşırıcılıkla Mücadele Projesi (CEP) adlı uluslararası kuruluşun kıdemli direktörü. Geçmişte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin IŞİD, El Kaide ve Taliban yaptırımlarını izleme ekibinin koordinatörlüğünü yürüten Schindler, aynı zamanda küresel terörizmle mücadele yaptırımlarının geliştirilmesinden de sorumluydu.

Schindlere göre Hamas Türkiyede hem yardım kuruluşları kisvesi altında para topluyor, hem de şirketlerden oluşan bir ağ yoluyla mali kaynak sağlıyor.

Alman uzman, Görünen o ki Türkiye, Hamasın finans faaliyetlerinde etkin olan bu şirketler için merkezi öneme sahip bir kavşak konumunda… Türkiye Haması bir terör örgütü olarak tanımıyor, bu nedenle Türk kanunları bakımından bunu sorun olarak görmüyor olabilirler. Ancak diğer bazı ülkeler de Hamasın bu tür faaliyetlerine göz yumarken, Türkiyenin bir adım öteye geçtiğini görüyoruz. Çünkü Türkiye Hamasa açıkça destek beyan ederken, yine aleni bir şekilde İsrail karşıtı bir pozisyon takınıyor. Bu NATO üyesi bir ülke için, hiç de iyi bir durum değil dedi.
Yaptırımlar uygulanabilir mi?

Peki, bu süreç, Türkiyeye yönelik yeni yaptırımların kararlaştırılmasına yol açabilir mi? Bu soruyu, ABDnin Türkiyedeki bazı şirketlere Hamasa sağlanan mali destek nedeniyle zaten yaptırım uygulamaya başladığına dikkat çekerek yanıtlamaya başlayan Dr. Hans-Jakob Schindler, şunları kaydetti:

Almanyada Hamasın finansmanının önlenmesine ilişkin yürütülen tartışmalardan da görebileceğiniz üzere şu çok açık: 7 Ekimden sonra bu alanda adımlar atılması gerektiği anlaşıldı. Hamasa tüm para akışı, yani devletlerin doğrudan yardımları, şirketler ağı üzerinden giden para, yardım kuruluşları üzerinden toplanan mali kaynaklar, yeniden çok dikkatlice mercek altına alınıyor. ABD ve Avrupalılar birlikte hareket ederek yaptırımların maksimum düzeyde sonuç vermesi için çabalayacak. Bu da ancak ABD ve ABnin aynı yaptırımları uygulaması ile mümkün. Avrupalıların da yakın bir zamanda ABD ile benzer yaptırım kararları almaları muhtemel. Bu Avrupalıların Hamas ile mücadeleye sunabileceği bir katkıdır. Bu nedenle Hamasın para musluğunun olabildiğince sıkılması, para akışının olabildiğince akamete uğratılması önem taşıyor. Yaptırımlar da bunun bir parçasıdır. Bizler, çok sayıda Filistinlinin ölümüne yol açan, Filistin halkını zerre umursamayan Hamasa, ülkelerimizden mali kaynak gitmesine izin vermemeliyiz. Bu kaygıyı Türkiye de paylaşmalı.
Hamas neden bir terör örgütü olarak görülüyor?

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğanın, 7 Ekimde İsrailde aralarında çocuk, kadın ve yaşlı insanların da bulunduğu yaklaşık 1200 kişiyi öldüren, 200den fazla kişiyi de rehin alan Hamasın en şiddetli savunucusu haline gelmesi de soru işaretlerine yol açıyor.

Alman terör uzmanı Schindler, daha önce de sivilleri hedef alan çok sayıdaki intihar saldırılarına rağmen Hamasın bir terör örgütü olduğunu kabul etmeyenlerin de en azından 7 Ekimdeki vahşetten sonra artık bu gerçeği kabul etmek zorunda oldukları görüşünde.

Schindler, 7 Ekimde artık herkes için Hamasın bir terör örgütü olduğu, hedefine ulaşmak için mutlak vahşete başvurduğu, sivilleri hedef aldığı, çocukları kadınları kaçırdığı, insanları diri diri yaktığı, terör araçlarını kullandığı ve hedefine ulaşmaya çalışırken de Filistin halkının yaşadığı acıları da hiçbir şekilde umursamadığı anlaşılmış olmalı. Bütün bunlar meşru bir direniş olarak tanımlanamaz dedi.
Hamas liderleri güvende ve lüks içinde yaşıyor

Resmi adı İslami Direniş Hareketi olan Hamasın, birinci İntifada sırasında Mısırdaki Müslüman Kardeşlerin Filistin kanadı olarak kurulduğunu ve kurulduğu günden bu yana dünyanın İslamlaştırılması hedefinin, Hamasın ideolojisinin bir parçası olduğuna dikkat çeken Schindler, 2006da seçimleri kazandıktan sonra Hamasın diğer tüm Filistinli grupları şiddet yoluyla Gazzeden sürdüğünü, kalanları da ya hapsettiğini ya da öldürdüğünü söyledi.

Hamasın kendi ideolojisi dışındaki herhangi bir siyasi görüşe sahip Filistinlilere hiçbir tahammülü yok diyen terör uzmanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu da şunu açıkça ortaya koyuyor: Hamas Filistinlileri değil sadece Haması temsil ediyor. İdeolojisi önce kontrol ettiği bölgelerde İslam devletinin inşa edilmesini öngörüyor, daha sonra bunun bütünüyle yok etmeyi hedeflediği İsraile daha sonra da tüm dünyaya yaymayı hedefliyor… Gazzenin kalkınması, Filistin halkının refahı, hiçbir zaman Hamasın hedefi olmadı…

Hamasın İsraile saldırısı sonrasında 7 Ekimde başlayan savaşta ölen Filistinlilerin sayısı 14 bini aşarken, 1 milyon 700 bin Filistinlinin de yerinden edildiği belirtiliyor. Gazze Şeridi korkunç bir insani felakete sahne oluyor.

Uluslararası terör uzmanı Schindler ise Hamas liderlerinin savaş bölgesinden çok uzakta, son derece güvende, büyük bir lüks içinde yaşamlarını sürdürdüklerine dikkat çekerek, Filistin halkının yaşadığı acıları umursamayanların, Filistin halkını temsil etme iddiasında bulunamayacağını vurguluyor.
ABDde Erdoğandan ne istiyor?

Washingtonda da dikkatler Türkiyeye çevrilmiş durumda. ABD Başkanı Joe Biden, Ekim ortasında Hamas ve terörünü finanse edenlerin, faaliyetlerini kolaylaştıranların peşine düştüklerini duyururken, yaptırımlarla Hamasın mali yapısını çökertmeyi, dış finansmanını kesmeyi ve yeni finansman kanallarına erişimini de engellemeyi hedeflediklerini vurgulamıştı.

Washingtonun odağındaki ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor.

Hatta ABD yönetimi, İsraili hedef alan 7 Ekim saldırısının ardından Hamas ve destekçilerine yönelik tutumunu bir dizi yaptırım kararlarıyla sertleştirmiş, yaptırım listesine Türkiyede faaliyet gösteren kişi ve şirketler de dahil edilmişti.

Washington Ankaradan Haması terör örgütü ilan etmesini, Hamasın İstanbuldaki ofisi ve örgüt adına Türkiyede faaliyet gösteren kuruluşların kapatılmasını, Hamas yetkililerine verilen Türk vatandaşlığı ve pasaportların da iptal edilmesini istiyor.
Türk bankaları için soruşturma talebi

ABD Kongresinde de Türkiyeye yönelik Hamas baskısının yaptırımlarla sertleştirilmesi beklentisi var. Kongre üyeleri Ekim ayı sonunda Dışişleri Bakanı Antony Blinkene gönderdikleri mektupta Biden yönetimine Türkiye Cumhuriyetinin Hamasın operasyonlarını destekleme ve kolaylaştırmadaki rolünden sorumlu tutulması için acilen harekete geçilmesi çağrısında bulunmuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiyeyi Hamas için bir sığınak haline getirdi iddiasına yer verilen mektupta, uzmanların Türkiyeyi Hamasın Gazzeden sonraki en büyük ikinci üssü olarak nitelendirdiklerine dikkat çekilmişti.

Mektupta ayrıca Türk yetkililerinin Hamasın 7 Ekimdeki İsrail saldırısına müdahil olup olmadığının araştırılması, Türk bankalarının Hamasın finansmana karışıp karıştırmadıklarının soruşturulması, bu yönde bulgulara ulaşılması durumunda ilgili bankalar hakkında yaptırım kararı alınması istendi.
Türkiye hakkında öne sürülen iddialar neler?

Kongre üyelerinin, Türkiyenin 2012den bu yana Hamasın askeri kanadına ev sahipliği yaptığını belirttikleri mektupta, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından terör örgütü Hamasa sağlandığı iddia edilen siyasi, lojistik ve mali destek ile ilgili olarak da dikkat çekici bilgiler yer almıştı. Yer verilen iddialar özetle şöyle:

    İstanbul ofisi, Hamasın İsraile karşı saldırı düzenleme kapasitesini güçlendirmek için önemli bir merkez olarak işlev görüyor ve İsraile yönelik çok sayıda terör saldırısıyla da ilişkilendirilmiştir. Bu ofis Hamas militanlarına eğitim veriyor, Türk finans kurumları aracılığıyla kara para aklıyor ve teröristlerin İsrail topraklarına sızmasını kolaylaştırıyor.
    Hamasın İstanbuldaki operasyonlarını yöneten isim Hamasın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih El Aruri. El Aruri aynı zamanda 7 Ekim saldırısını gerçekleştiren Hamasın askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugaylarının kurucularından.
    Türk hükümeti, ABD tarafından terörist ilan edilen ve başına 5 milyon dolar para ödülü konulan El Aruri dahil Hamas mensuplarına Türk vatandaşlığı vererek, serbestçe hareket edebilmelerini ve terör operasyonları planlayabilmelerini kolaylaştırdı.
    Hamasın Finans Bürosu Başkanı Zaher Jabarin de İstanbulda faaliyet gösteriyor, buradan Hamasın İsraildeki terör operasyonlarını yönetiyor ve finanse ediyor.
    Hamasın Türkiyedeki bir diğer temsilcisi Cihad Yağmur (Jihad Yaghmour) da Hamas için paravan olarak sivil toplum örgütleri kurulmasına yardımcı oluyor ve Türk hükümeti ve istihbarat teşkilatı ile irtibatı sağlıyor.
    Türkiye Hamasın mali kaynak ve malzeme tedariğinde de kaynak ülke olmuştur. Eylül ayında İsrail, Türkiyeden Gazzeye yapılmakta olan sevkiyatta roket yapımında da kullanılan 16 ton malzeme ele geçirildiğini açıkladı. Bu malzemelerin Hamasın İsraile fırlattığı roketlerin yapımında kullanılan amonyum klorür içerdiği belirtildi. Türkiye ister Hamasın terör faaliyetlerine doğrudan müdahil olmuş isterse bunlara göz yummuş olsun, bu durum affedilemez.

IHH terör örgütü ilan edilsin çağrısı

Bu arada Washington merkezli Demokrasileri Savunma Vakfı (FDD) da son günlerde yayımladığı yazılarda Türkiye ile ilgili benzer iddiaları gündeme taşıyor.

FDDnin Araştırmadan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer ile vakfın kıdemli uzmanı Sinan Ciddi tarafından kaleme alınan yazıda, Türkiyenin Hamas için önemli bir dış karargâh haline geldiğine öne sürülüyor, ABDnin Haması hedef alan yaptırımlarında Türkiyeye odaklanılması gerektiğine dikkat çekiliyor.

İsrail tarafından geçen aylarda Türkiyeden Gazzeye gönderilirken ele geçirilen ve roket yapımında kullanıldığı belirtilen patlayıcı malzemelere dikkat çekilen yazıda, Gazzedeki savaş sona erdiğinde Türkiyenin açıklaması gereken çok şey olacak deniliyor.

Sinan Ciddi tarafından kaleme alınan ve Türkiyenin Yardım Örgütü Teröre Destek İçin Bir Paravan başlığını taşıyan bir diğer makalede ise AKP hükümetine yakınlığı ile bilinen İnsani Yardım Vakfının (IHH) Hamas dahil cihatçı yapılarla yakın bağı bulunduğu, terörü aktif olarak desteklediği, ABD tarafından terör örgütü ilan edilmesi gerektiği belirtiliyor.

Son güncelleme: 23:18 22.11.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı