• Turkhane Logo

Gazzeli hamile kadınlar anlatıyor: Burası cehennemden beter

DSÖ'ye göre Gazze'de 52 bin civarında hamile kadın bulunuyor. Savaşın yerle bir ettiği kentteki kadınlardan, doğum sonrası hastanede kalmak istemeleri halinde yanlarında yatak getirmeleri isteniyor. Kimileri ise hijyenik olmayan hastane zeminlerinde, hatta sokakta doğum yapmak zorunda kalıyor.

10:23 07 Mart 2024 Perşembe
Gazzeli hamile kadınlar anlatıyor: Burası cehennemden beter
DSÖ'ye göre Gazze'de 52 bin civarında hamile kadın bulunuyor. Savaşın yerle bir ettiği kentteki kadınlardan, doğum sonrası hastanede kalmak istemeleri halinde yanlarında yatak getirmeleri isteniyor. Kimileri ise hijyenik olmayan hastane zeminlerinde, hatta sokakta doğum yapmak zorunda kalıyor.

İsrail bombardımanı nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan Gazzeli 31 yaşındaki Esma Ahmed, elektriği olmayan bir okulda bir gece yarısı doğum yapmış.

Doktorun tam zamanında geldiğini, cep telefonu ışığıyla çalıştığını ve sağlık personelinin bulabildiği bir aletle çocuğun göbek bağını kestiğini dile getiriyor.

Bebeği dört ay önce, İsrail saldırılarının yeni başladığı bir dönemde dünyaya gelmiş.

Esma Ahmed, içinde bulunduğu çaresiz durumu şu sözlerle anlatıyor:

Bebeğimi kaybetmekten çok korkuyordum. Saat çok geç olmuştu ve işgal güçleri (İsrail) sokaklarda hareket eden her şeyi, herkesi bombalıyordu.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde Dünya Sağlık Örgütünden yapılan bir açıklamada, Gazzede yaklaşık 52 bin hamile kadının bulunduğu bilgisi verildi.

Yardım kuruluşu çalışanları ve sağlık görevlileri, İsrailin devam eden saldırıları nedeniyle kentin sağlık sisteminin çöktüğü, dolayısıyla hamile kadınların hayatlarının tehlike altında olduğu uyarısında bulunuyor.

Ve hamile kadınların sıkıntıları her ne kadar başarılı geçse bile doğumdan sonra sona ermiyor.

Zira yeni anneler, kuşatma altındaki kentte, yenidoğanlar için ısıtılmış masalar ve kuvözler bir yana, yiyecek ve su gibi temel ihtiyaçlardan bile yoksun bir şekilde bebeklerini hayatta tutmanın zorlu mücadelesiyle karşı karşıya kalıyor.

Hızla kötüleşen koşullar, İsrail hava saldırılarından kaçmak için defalarca yer değiştirdikten sonra kentin güneyindeki Refaha sığınan 21 yaşındaki Melek Şebat gibi hamile kadınların yüreğine korku salıyor.

Bebeğini dünyaya getireceği tarih hızla yaklaşan anne adayı Şebat, Doğum yapmaktan çok korkuyorum. diyor.

Doktor, yatak, ilaç yok
Gazze merkezli Sağlık Bakanlığına göre, İsrailin Haması yok etmeyi amaçlayan saldırıları çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 30 bin 717 Filistinlinin ölümüne neden oldu. Keza 152 gündür devam eden saldırılarda şu ana kadar en az 72 bin 156 Filistinli de yaralandı.
Kentin sağlık sistemi harap olmuş durumda. Birleşmiş Milletlerden geçen ay yapılan bir açıklamada, Gazzede tam kapasite çalışan hiçbir hastanenin kalmadığı, 36 hastaneden sadece 12sinin kısmen hizmet verdiği bildirilmişti.

BMnin İsrail ordusuna yönelttiği suçlamalardan biri, kısıtlamalar ve yardım konvoylarının çoğunun durdurulması. Ayrıca İsrailin Gazzeye girişine izin vermediği ilaçlar arasında diyabet hastaları için insülin, anestezi ve koltuk değneği gibi hayati önem taşıyan kalemler bulunuyor.

BM Nüfus Fonu (UNFPA), Mısır sınırındaki Refahın dışında doğumlara yardımcı olmak için 62 palet tıbbi malzemenin bloke edildiğini duyurdu.

Çadırdaki hayatımız cehennemden beter
Yaklaşık 1,5 milyon Filistinlinin sığındığı Refahtaki Emirlik Doğum Hastanesinde, doğum için ayrılmış sadece beş oda bulunuyor.
Burada doğum yapanlar arasında, hamileliğinin son ayında Refaha gelen ancak ihtiyaç duyduğu bakımı alamayan Semah el Hilu da var.

Doğum sırasında küçük bir ameliyata ihtiyacım olacağını söylediler. Doktor, yatak ve ameliyathane olmadığı için ameliyat iki hafta ertelendi. diyor.

Sonunda oğlu Muhammedi dünyaya getirebilmiş, ancak hastane acil hastalara yer açmak için ertesi gün kendisini taburcu etmiş.

Yani yerlerinden edilenler için oluşturulan bir çadıra geri dönmek zorunda kalmış.

Çiçeği burnunda Semah anne, durumu şu şekilde özetliyor:

Hava çok soğuk, durum çok ağırdı. Oğlumu kaybedeceğimi hissettim. Çadırdaki hayatımız çok zor ve cehennemden beter.

Gazzede sokakta doğum yapmak zorunda kalan kadınlar var
Kısa bir süre önce Gazzenin güneyinde bir yardım misyonunu tamamlayan Fransız doktor Raphael Pitti, Afpye verdiği demeçte, bu tür hızlı taburcu olmaların rutin hale geldiğini dile getiriyor:
Kadınlar doğum yaptıktan sonra ayağa kalkıyor ve aileleri onları almaya geliyor. Hastane takip randevusu veremiyor... Bu imkansız çünkü çok fazla insan geliyor.

Birçok kadın da, doğumdan sonra hastanede kalmak istemeleri halinde yanlarında yatak ve çarşaf getirmelerinin istendiğini söyledi.

Kimileri ise hijyenik olmayan hastane zeminlerinde, hatta sokakta doğum yapmak zorunda kalmış.

Gazze, kabuslarımızdan daha kötü
Doğuma girmeden çok önce, birçok hamile kadının ve karınlarında taşıdıkları çocukların sağlığının, yaşanan kıtlık nedeniyle tehlikeye girdiği belirtiliyor.
UNFPA geçen ay yayınladığı bir raporda, sağlıksız tuvalet ve duş şartlarının tehlikeli idrar yolu enfeksiyonlarının yaygınlaşmasına neden olduğunu duyurdu.

Öte yandan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazzedeki hamile ya da emziren kadınların yüzde 95inin ciddi gıda yoksulluğu ile karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuyor.

Refahta bir çadırda 20 kişiyle birlikte yaşayan ve üçüz bebeklere hamile olan Roza Hindavi, sürekli baş dönmesi sorunu yaşadığını söylüyor.

Savaşın başından beri sadece bir kez yeterli protein içeren bir öğün yemek yiyebilmiş.

UNFPA Filistin Temsilcisi Dominic Allen, Bölgede hamile kadınlar için felaket olan birçok kriz var diyor ve ekliyor:

Kentteki nüfus yoğunluğu ve güvenli hiçbir yerin olmaması nedeniyle Gazze Şeridindeki durum kabuslarımızdan daha kötü.

Son güncelleme: 10:23 07.03.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı