Filistinin bir devlet olup olmadığı konusunda genel bir mutabakat yok, akademisyenler, diplomatlar ve devletler arasında görüş ayrılıkları var.
Devletlerin kurulması ve tanınması ile ilgili iki teori mevcut. Birincisi açıklayıcı teori, ikincisi ise kurucu teoridir.
Açıklayıcı teoriyi savunanlara göre, Montevideo Sözleşmesinde beyan edilen devlet olma tanımına uyulduğu takdirde devlet olarak kabul edilebilinir. Sözleşmede devletin oluşumunu sağlayan unsurlar şöyle sıralanmıştır: Daimi bir nüfusa sahip olmak, tanımlanmış bir ülkenin bulunması, kendi hükümetine ve diğer devletlerle ilişkiye girme yetkinliğine sahip olunması.
Sözleşmede devletlerin siyasi varlığının diğer devletlerin tanınmasına bağlı olmadığı belirtilirken şu ifadelere yer veriliyor:
Bir devlet tanınmadan önce de bütünlüğünü ve bağımsızlığını savunma, korunmasını ve refahını sağlama ve dolasıyla uygun gördüğü şekilde örgütlenme, çıkarlarına göre yasa çıkarma, kamu hizmetlerini yönetme ve mahkemelerinin yargı yetkisini ve yeterliliğini belirleme hakkına sahiptir.
Kurucu teori ise bir devletin ancak diğer devletler, dünyanın geri kalanın da bu yapıyı devlet olarak tanıması halinde devlet olarak nitelendirilebileceğini savunuyor, modern devlet olmayı hem uluslararası hukuk hem de diplomasi ile ilintili olarak tanımlıyor.
Filistinin durumu ne?
Akademisyenler Filistinin bir devlet tanımına uyup uymadığı konusunda farklı görüşlere sahip.
Kimi, Filistinin bir devlet için gerekli şartlara sahip olduğunu, kimi de Montevideo Sözleşmesinde belirtilen tanımın şartlarını karşılamadığını savunuyor.
Bazı uzmanlar ise Montevideo Sözleşmesinin esas alınmasına karşı çıkıyor, Filistin topraklarının devlet statüsü kazanmak için en iyi umudunun uluslararası tanınma olduğunu savunuyor.
Hangi devletler Filistini devlet olarak tanıyor?
Birleşmiş Milletlerin 193 üyesinden çoğunluğu, 139 ülke, Filistin topraklarını devlet olarak tanıyor.
Bir devletin Birleşmiş Milletlere (BM) üye olabilmesi için BM Güvenlik Konseyinin 15 üyesinin en az dokuzunun bunu onaylaması gerekiyor. Ayrıca Konseyin beş daimi üyelerinden biri bu talebi veto ettiğinde ilgili ülke BMye üye olamıyor.
Daimi üyeler Çin, Fransa, Rusya, ABD ve İngiltere. Beş daimi üyeden üçü, yani ABD, Fransa ve İngiltere, Filistini devlet olarak tanımıyor ve İsrail ile ihtilaf barışçıl yollardan çözümlenmediği müddetçe de tanımayacaklarını söylüyor.
Avrupa Birliği (AB) üyeleri arasında da ortak bir tutum yok. 27 üyeden dokuzu Filistini bir devlet olarak tanıyor. Bu ülkelerin neredeyse tamamı, Birliğe üye olmadan önce Filistini devlet olarak tanımış, eski Sovyetler Birliği ülkeleri. Birlik üyesi olup da Filistini devlet olarak tanımış tek üye ise İsveç.
Filistin Özerk Yönetiminin BMye üye olmayan gözlemci devlet statüsü için yaptığı başvuru 2012 yılında kabul edildi. Bu sayede BM Genel Kurul toplantılarına katılabiliyor, ayrıca New Yorktaki BM merkezinde ofis bulundurma hakkına sahip.
2012de verilen bu statü nedeniyle Filistine savaş suçları için bireyleri yargılayabilen tek daimi uluslararası mahkeme olan Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) 2015te üyelik verilmişti.
Bu üyeliği UCMye Filistinliler tarafından ya da Filistin topraklarında işlenen suçları soruşturma yetkisi veriyor. 2021 yılında dönemin Savcısı Fatou Bensouda da UCMnin Filistin topraklarındaki duruma ilişkin soruşturma başlattığını duyurmuştu. İsrailin sert bir dille kınadığı soruşturma halen devam ediyor.
Tanınma, nasıl bir fark oluituruyor?
Her devletin BM üyesi olması gerekmiyor. Örneğin İsviçre 2002 yılına kadar üye değildi, Lichtenstein da 1990, San Marino ise 1992 yılına kadar üye olmadı. Buna karşın her üçü de uluslararası alanda devlet olarak tanındı.
Filistinin BMde gözlemci devlet statüsü olmasına rağmen Genel Kurul oylamalarına katılamıyor. Örneğin, ne İsrail-Hamas ihtilafı ile ilgili ateşkes çağrısının yapıldığı, ne de insani ateşkes ilan edilmesi çağrısının yer aldığı karar oylamalarında oy kullanamadı. Bu arada ilk karar kabul edilmezken, ikincisi oylamada kabul edildi.







