• Turkhane Logo

Erdoğan'ın uzun kolları bu raporda!

11:18 04 February 2021 Thursday
Erdoğan'ın uzun kolları bu raporda!

Merkezi Washington’da bulunan ve demokrasi, insan hakları ve siyasi özgürlüklerin teşvik edilmesini amaçlayan düşünce kuruluşu Freedom House (Özgürlük Evi), küresel demokrasiye karşı büyüyen bir tehdit olarak tanımladığı “Ulusötesi Baskı’’ raporunu yayımladı. 
Devletlerin, muhalefeti susturmak için ulusal sınırların ötesine geçerek sürgündeki ve ya diasporada yaşayan kişilere karşı sistematik şiddet uyguladığı belirtilen raporda Türkiye, incelenen altı ülke arasında yer aldı.

ERDOĞANA MUHALİF OLANLAR YURT DIŞINDA DA TEHLİKE İLE KARŞIYA KARŞIYA
Freedom House’un ulusötesi baskının geniş kapsamını detaylandıran yeni raporuna göre, insan hakları aktivistleri, muhalifler ve aileleri, otoriter yönetimlerden kaçmak için sığındıkları yurtdışında da şiddet ve sindirme ile karşı karşıya.
“Gözden Irak, Fakat Ulaşılmaz Değil’’ isimli raporda, Suudi yetkililerin 2018de Washington Post köşe yazarı Cemal Kaşıkçıyı Türkiyede öldürmesinin, son zamanların bilinen en kötü uluslararası baskı vakası olduğuna işaret edildi. Ancak basının gözünden kaçan birçok vakanın yaşandığı da vurgulandı.
Freedom Houseun raporundaki küresel analiz, ulus ötesi baskı uygulayan önde gelen altı devletle ilgili ayrıntılı vaka çalışmalarıyla desteklendi. 
ÇİN, RUANDA, RUSYA, TÜRKİYE...
Baskı politikalarının kapsamı ve şiddeti ile öne çıkan bu devletler Çin, Ruanda, Suudi Arabistan, İran, Rusya ve Türkiye olarak sıralandı. Raporda, bu ülkelerin uluslararası baskı çabalarının arkasındaki mantık, kullandığı taktikleri ve hedef alınan muhaliflerin deneyimleri açıklandı.
Freedom House raporunda Türkiye’de 15 Temmuz 2016daki darbe girişiminden bu yana, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükûmetinin 17 ülkeden en az 58 insan kaçırma ile sonuçlanan küresel bir “yasadışı iade’’ harekâtı başlattığı belirtildi. 
Afrika, Avrupa ve Asyadaki yerel güvenlik birimlerine rüşvet vererek, Hizmet Hareketine yakın kişilerin Türkiye’ye yasadışı bir şekilde naklini kolaylaştırmaya ikna etmeyi içerdiğini yazan Freedom House, harekâtın bugüne kadar sürdüğünü bildirdi. Rapor tamamlandıktan sonra 2020nin yılı ocak ayında da Ukraynadan yeni yasadışı iadelerin olduğu belirtildi.
ERDOĞAN REJİMİ DÜŞMAN KABUL ETTİĞİ KİŞİLERİ 31 ÜLKEDE TAKİP ETTİ
Raporun Türkiye bölümünde şu ifadeler yer aldı:
Türk devletinin mevcut sınır ötesi baskı harekatı, yoğunluğu, coğrafi erişimi ve ani tırmanışıyla dikkat çekiyor. 2016 yılının Temmuz ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana yönelik darbe girişiminden bu yana rejim, düşman kabul ettiği kişileri Amerika, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Asyaya yayılmış en az 31 farklı ülkede takip etti.
Türk hükümetinin ve istihbarat teşkilatının hedeflenen devletleri, yargılama olmadan veya yasallığını kılıfına uydurarak bireyleri teslim etmeye ikna ettiği “yasadışı iadelere’’ olan yoğun güveni dikkat çekici. 
Freedom House, 2014 yılından bu yana bu iadelerden 58’ni kayıtlara geçirdi. Raporun kapsadığı süresi boyunca başka hiçbir fâil devletin bu kadar çok sayıda hedef ülkeden bu kadar çok iade gerçekleştirdiği tespit edilmedi ve belgelenen iadelerin toplamının aslında eksik olduğu neredeyse kesin.Hizmet Hareketi mensuplarını yurt dışından kaçıran Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) zaman zaman bu uçağı da kullanıyor.
HİZMET HAREKETİ MENSUPLARININ KAÇIRILMASI RAPORDA
Ankaranın harekâtı, öncelikle hükümetin darbe girişiminden sorumlu tuttuğu dini lider Fethullah Gülen hareketine bağlı kişileri hedef aldı. Ancak son zamanlarda, aynı taktikler Kürt ve solcu bireylere de uygulanarak, bu çaba genişletildi. 
Türkiye, Erdoğan yönetiminde baskın erkin cumhurbaşkanlığında toplandığı daha sağlam bir otoriterliğe doğru kayarken, uluslararası baskı faaliyetleri daha da aşırı bir hâl aldı.

Darbe girişiminden önce, Türkiye hükümeti diasporasını siyasi amaçlar için kullanma arayışında oldu, ancak kapsamlı uluslararası baskı faaliyetlerinde bulunmadı. 
2000li yılların başından itibaren iktidarı elinde tutan Erdoğanın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) döneminde hükümet, yurtdışında yaşayan Türkleri hem potansiyel bir iç siyasi destek hem de dış politika önceliklerini ilerletmek için bir kaynak olarak gördü.
Ancak diasporadaki, Türkiye içinde Türk milliyetçileri ile Kürt milliyetçileri ve diğerlerinin yanı sıra solcular ve İslamcılar arasındaki ayrışmayı yansıtan keskin bölünmeler, devletin bu tür toplulukları daha açık bir şekilde siyasallaştırmasıyla daha da kötüleşti. 
Bu ayrılıklar bazen sokak çatışmalarına dönüştü ve özellikle Kürt ve sol aktivistler devlet tarafından tehdit edildiğini hissettiklerini söylediler.
2013 yılının Ocak ayında, aralarında PKK kurucularından biri de dahil olmak üzere sürgündeki üç Kürt, Fransanın başkenti Paris’te bir Kürt kültür merkezinde öldürüldü. 
Cinayetin ardından tutuklanan bir Türk, yargılanamadan gözaltında öldü ve Türkiyenin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ajanı olduğu iddialarını çözümsüz bıraktı.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SÜRGÜNDEKİLERİ FİŞLEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan eski ılımlı imajından uzaklaşarak, katı Türk milliyetçiliğine dönerken, Türk hükûmeti denizaşırı milliyetçi gruplarla bağlarını güçlendirdi. Bu gruplardan biri Almanya’daki Türk sürgünleri gözetlemek ve tehdit etmekle suçlanan, Alman makamlarının 2018de yasakladığı Osmanen Germania motorcu çetesiydi. 
Türk diasporası için imam ve camileri denetleyen Diyanet İşleri Başkanlığı da sürgündekilerin gözetlenmesi için bir araç haline geldi.
15 Temmuz 2016daki başarısız darbe girişimi, Türkiyenin sınırötesi baskı operasyonlarında bir dönüşümü tetikledi. Türk ordusundaki darbecilerin 250den fazla kişiyi öldürdüğü, ancak iktidarı ele geçiremediği şiddet gecesinin hemen ardından, Ankara, ülke içindeki baskıyı da yansıtan bir küresel tasfiye başlattı.
Yardım ve yataklık suçu temelinde düzenlenen operasyonlarda, Gülen hareketiyle gerçek veya şüpheli bağlantıları nedeniyle, doğrudan darbe girişimiyle ilişkilendirmek için çok az çaba göstererek, insanları mahkum ettiler. 
Sonuç olarak, yasadışı iadelerin hedefinde çoğunlukla Gülen Hareketinin dünyanın dört bir yanındaki okullarında çalışan öğretmenler veya yöneticiler yer aldı.
Küresel operasyonun ana taktikleri hareket kabiliyetinin sınırlandırılması, tutuklamalar ve yasadışı iadeler oldu. Türkiye hükümeti, darbe girişimiyle bağlantılı olarak 27 ülkeden 116 kişinin iade edildiğini açıkladı.
YETKİLİLER MİTİN ADAM KAÇIRMA EYLEMLERİNİ ÖVÜYOR
Türk devleti açısından bakıldığında, bu insanların tümü terörle mücadelede meşru hedefler. Darbe girişiminden çok önce, hükûmet, Gülen Hareketini çeşitli komplolar atfederek, Fethullahçı Terör Örgütü ya da FETÖ olarak adlandırmıştı. 
Uluslararası düzeyde, Uluslararası Polis Teşkilatının (Interpol) renk kodlu bildirim sistemini taklit ederek Ankara, yaklaşık bin şüpheliyi içeren Terör Arananlar yani en çok aranan teröristler listesini yayınladı. 
Çoğunun PKK ile bağlantılı olduğu iddia ediliyor, ancak diğerleri Gülen Hareketi üyeleri, küçük sol grupların üyeleri ve bazı vakalarda IŞİD gibi İslamcı militan grupların üyeleri.

Freedom Houseun Türk devleti tarafından işlendiğine dair kayda geçirdiği 110 fiziksel uluslararası baskı davasının tümü terör suçlamalarını içeriyordu. Üst düzey Türk yetkililer, Gülen Hareketine yönelik adam kaçırma operasyonlarını açıkça üstleniyor ve MİTin rolünü övüyor.
MİTin 2017de Sudanda olduğu gibi birçok adam kaçırma olayına doğrudan karıştığı devlet medyasında yer aldı. Avrupalı gazetecilerin yaptığı soruşturma, operasyonlarda kullanılan uçakların MİTe bağlı paravan şirketlerle bağlantısını ortaya çıkardı. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018in Mart ayında Kosovadan altı öğretmenin kaçırılmasının ardından yaptığı konuşmada, Nereye giderse gitsinler, onları paketleyip buraya getireceğiz dedi.
AZERBAYCAN GİZLİCE TÜRKİYEYE TESLİM ETTİ
Azerbaycandan bir grubun da dahil olduğu yasadışı iadelerden birkaçı, klasik adam kaçırma operasyonlarıydı. İnsanlar sokakta zorla araçlara bindirildi ve ardından herhangi bir prosedür olmaksızın kendilerini Türkiyede buldular. 
Ancak bu operasyonların çoğu, hedef ülkenin kurumlarının yolsuzluğunu ve işbirliğini gerektirdi. Yerel polis veya güvenlik birimleri, kısa bir süre gözaltında tutulan Türk vatandaşlarını tutukladı, ardından gizlice Türk yetkililere teslim etti ve bu kişiler hemen Türk uçaklarıyla Türkiyeye götürüldü.

Son güncelleme: 11:18 04.02.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı