• Turkhane Logo

Erdoğan Hizmet gönüllülerine cadı avını nasıl uyguladı...

Ercan Karakoyun, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Tayyip Erdoğan'ın Hizmet Hareketi'ni nasıl "terör örgütü" gibi göstermeye çalıştığını Die Zeit gazetesine yazdığı makalede anlattı...

22:16 09 Ağustos 2018 Perşembe
Erdoğan Hizmet gönüllülerine cadı avını nasıl uyguladı...
Ercan Karakoyun, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Tayyip Erdoğan'ın Hizmet Hareketi'ni nasıl "terör örgütü" gibi göstermeye çalıştığını Die Zeit gazetesine yazdığı makalede anlattı...

Cadi Avı /  Ercan Karakoyun

Erdoğan, Gülen’in taraftarlarının hepsini darbeci ilan etti. Buna karşı elimizden bir şey gelmiyor diyor hareketin Almanyadaki sözcüsü Ercan Karakoyun...

Cadı avında keyfi yönetim hukuk devletinin yerini alır. Yeni Çağ döneminde mağdurlar kadınlardı. 


Her biri bir cadı olabilirdi. Sadece birinden şüphe duymak bile yeterliydi cadı olmak için. Eğer kadın iddiayı reddederse, şeytan ile bir anlaşma yapmış olduğundan yakılarak cezalandırılırdı. Yok eğer kurtuluş ümidi ile saçma bir suçu itiraf ederse, yine kaçışı olmayan odun ateşinde yakılarak cezasını çekerdi. O zamanlar her türlü olumsuzlukta kadınlar günah keçisi idi, hastalık veya ölümde, dolu yahut aşırı sıcakta müsebbibi daima kadınlardı. 

Bu zaviyeden bakılırsa Erdoğan 2016 darbe girişimi sonrası hiç bir delil sunmaksızın Fethullah Güleni hedef göstermesi ile bir kurnazlık yapmış durumda. Erdoğan, Güleni suçladı ve cadı avını başlattı. Bu Fethullah Gülenin muhtemel her dostu için geçerli. Papaz Brunson’da bunlardan biri. 

Peki Fethullah Gülen kim? Fethullah Gülen İslamın özüne sahip çıkarak onu yenilemek isteyen biri. Bir zamanlar AKP’yi destekledi ve 1998’den beri ABD’de yaşıyor. Bir kaç milyon insan Hocaefendinin mesajlarına coşku ile kulak verdiler. Cami değil okul yapın sloganı ile dünyanın her tarfında insanlara okul ve üniversite acılmasına vesile oldu. 

Kitapları en çok satanlar arasında idi ve hangi zihniyetten olursa olsun, neredeyse her Türkün kitaplığında en azından kitaplarından birini bulmak mümkündü. Yüzlerce hizmet okulunda yıllar boyu sayılamayacak kadar insan diplomalarını alıp mezun oldular. Hatta Erdoğanın damatları da buna dahil. 

Erdoğanın birinci dönemde bu mezunlara ihtiyacı vardı. Bu insanlarin desteğini kazanmak için Türkiyeyi demokrat bir devlete dönüştürme sözünü verdi. Bunlarda kendisine yardımcı oldular. Bu şekilde birçok Gülen seveni siyasi güce ulaştı. Fakat daha sonra AKP ve Hizmetin din ve siyasete bakış açısı farklı olduklarından araları bozuldu. Erdoğandan farklı olarak Gülen siyasal İslamı eleştiren biri. Din ve siyaseti kaıştıran, İslamı bir siyasi ideleolojiye dönüştür, diyor kendisi. Din özgürlüğü en önemli değer diyor. 

Evet bazı Hizmet gönüllüleri Erdoğanın bir otokrata dönüşmesini çok geç farkederek, antidemokrat rotasını destekledi ve siyasal rakiplerin kenara atılması için kendisine yardımcı oldular. Bu karanlık sürecin aydınlatılması gerekiyor. 

Fakat Fethullah Gülen her zaman kültürlerarasi diyalog istedi vaazlarında. Bundan dolayı dünya çapında Yahudi, Hiristiyan, Budist, Alevi ve Seküler insanlar da dahil Hocaefendi ve Hizmet insanları ile kooperasyonlara girmişlerdi. Bu da Erdoğanın kendisini düşman ilan etmesinin nedenlerinden biriydi. 

Sonuç Erdoğan kimi ortadan kaldırmak isterse, sadece Terröre yardım ve yataklığa destek“ diye bağırması yeterli. Herhangi bir şekilde Hocaefendiye bir yakınlık her zaman bulunur. Ya bir bankada hesap sahibi olmak, ya bir sendikada üyelikten, yahut yanliş“ gazetenin posta kutusunda bulunması terör bağlantısi kurulması adına kafi. Temmuz 2016dan bu yana 130.000 insan hizmet yanlısı olmaktan tutuklandı ve 200.000 den fazla insan işlerini kaybetti. Binlerce insan ülkesinden Almanyaya kaçmak zorunda bırakıldı. İnsanların 15 milyar Dolarlık mal varlığına el konuldu. 

MİT yurt dışında ajanlık faaliyetlerini sistematik olarak sürdürüyor. Gülenci diye yaftaladikları insanları takip edip Kosova ve Pakistanda oldugu gibi, onları hukuki olmayan yollardan Türkiyeye kaçırmak niyetindeler. Almanyada MİT Türk Camiileri ile hatta yasadışı işler yapan ve artık Alman Devleti tarafından yasaklanan Rockci çetesi Almanyalı Osmanlılar (Osmanen Germania) ile iş birliğinde oldukları biliniyor.

Bu tarz skandalvari yöntemleri Almanya Hizmet hareketi temsilcileri olarak istediğimiz kadar dillendirelim. Ama Alman toplumunda sesimizi duyan yok, kaldıki benim burda doğmuş olmam ve Alman vatandaşı olmam şöyle dursun, onlara göre Türke kulak vermeleri neredeyse imkansız. 
Türklerin arasında ise ya hainsin (Erdoğanı destekleyen Türkler zaviyesinden) yada çok dindar bir Müslüman hatta İslamcısın (Seküler ve Kemalistler zaviyesinden). Bunun en kalleş yönü ise, Hizmet hareketinin Diyalog ve Eğitim Vakfı Başkanı olarak her ne söylesem de, şeffaf olmamakla ve gizemli olmakla suçlanıyor olamamız.

Erdoğanın hesabı tuttu. Herkes korkuyor. Muhalefet eden herkes susuyor. 

İki hafta önce altı tane Hizmet İnsanı ülkesinden kaçarken Yunan sularında can verdi. Almanyada kimse bunu sesli ifade etmiyor, hatta Hizmet Insanı da ifade etmiyor. Konuşan ateşte yanma tehlikesi geçiriyor. İşte cadı avı böyle olur.

1980 NRW doğumlu olan Ercan Karakoyun Sehir PLanlama ve Sosyoloji okudu. Kendisi Hizmetin Almanyadaki sözcüsü. 2017 yılında kitabi Die Gülen-Bewegung. Was sie ist, was sie will“ Herder Yayinevinde yayınlandı.

Son güncelleme: 22:16 09.08.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı