• Turkhane Logo

El Kaide'yi Taliban'a bağlayan sadakat yemini neydi?

Taliban'ın Afganistan'da iktidarı yeniden ele geçirmesinden sonra gündeme gelen kilit soru, hareketin uzun zamandır müttefiki olan El Kaide ile ilişkilerinin son gelişmelerden nasıl etkileneceği.

10:10 08 Eylül 2021 Çarşamba
El Kaide'yi Taliban'a bağlayan sadakat yemini neydi?
Taliban'ın Afganistan'da iktidarı yeniden ele geçirmesinden sonra gündeme gelen kilit soru, hareketin uzun zamandır müttefiki olan El Kaide ile ilişkilerinin son gelişmelerden nasıl etkileneceği.

El Kaide Talibana ilk olarak, 1990larda hareketin lideri Molla Ömer tarafından Usame Bin Ladine sunulan ittifak beyanı ya da sadakat yemini ile bağlı.

Bu yemin o zamandan bu yana birçok kez tazelendi ama Taliban tarafından hiçbir zaman varlığı açıkça kabul edilmedi.

2020 yılında ABD ile vardığı barış anlaşmasıyla Taliban, El Kaide ya da diğer radikal grupların hiçbirine kontrolü altındaki topraklarda faaliyet imkanı vermemeyi kabul etti. Bu sözü 15 Ağustosta Afganistanın başkenti Kabili aldığı zaman bir kez daha tekrarladı.

Fakat Taliban kamuoyu önünde El Kaide ile ilişkilerini açıkça kestiğini ilan etmedi.

El Kaide ise ABD konusundaki söylemini hiçbir şekilde yumuşatmadı.

Sadakat yemininin ağırlığı ne?

Arapça Beyah kelimesi ile ifade edilen bu sadakat yemini, cihatçı gruplar ve müttefikleri arasındaki ilişkilerin temelini oluşturuyor.
Bu beyan iki tarafa da belli yükümlülükler getiriyor.

Bunlardan biri de ittifak sözü vermeyi kabul eden tarafın, diğer tarafın liderine sadakat yemini etmiş sayılması. Bu sözden dönülmesi İslamda ağır bir suç olarak kabul ediliyor.

El Kaideyle ilgili olarak bu yemin, hareketi hiyerarşik olarak Talibana tabi kılıyor. Taliban lideri ve bu görevi daha devralacak kişiler El Kaide tarafından onursal olarak Müminlerin komutanı kabul edilmiş oluyor.

Bu aynı zamanda muhtemelen 11 Eylül saldırılarından sonra Taliban lideri Molla Ömerin Usame Bin Ladini ABDye teslim etmeyi reddetmesinin arkasında yatan faktörlerden biri.

Iraktaki El Kaideye bağlı grupların, hareketin merkezine itaati reddetmesi ve daha sonra da IŞİD adıyla ortaya çıkmaları ise çok bilinen bir sadakat yeminine aykırı bir davranıştı.

IŞİD ve El Kaide arasında hala çok sert bir husumet var.

IŞİD-H, IŞİDin Afganistan da dahil olmak üzere Horasan bölgesindeki kolu.

El Kaide, Afganistandaki Taliban hareketine bağlılık yemini eden tek cihatçı grup değil.

Pakistan Talibanı da geçmişte Afganistandaki harekete bağlılığını ilan etmişti ve yakınlarda Talibanın ülkenin yönetimini ele geçirmesinden sonra sadakat yeminini yeniledi.

Ölmüş bir kişiye edilen yemin

2011 yılında Usame Bin Ladinin öldürülmesinden sonra halefi Eymen el Zevahiri de El Kaide ve bağlı örgütler adına Talibanın o sıradaki lideri Molla Ömere sadakat yemini etti.
Bu yemin IŞİD 2014 yılında, Irak ve Suriyenin bazı bölgelerinde halifelik ilan ettikten sonra da yenilendi.

Fakat Temmuz 2015te Temmuz ayında Taliban Molla Ömerin iki yıl önce ölmüş olduğunu açıkladı. El Zevahiri, bilmeden ölmüş bir adama bağlılık yemini etmişti.

Ancak bu açıklamadan sonra El Kaide lideri el Zevahiri bu kez yeni Taliban lideri Molla Ahtar Muhammed Mansura sadakat yemini etti ve işgal altındaki Müslüman topraklarının her bir karışını kurtarmak için cihat sözü verdi.

Mansur, uluslararası bir cihat örgütü olan El Kaidenin liderinin sadakat yeminini kabul etti ve böylelikle onun küresel cihat hedefini de onaylamış göründü.

Ama bu, kendisini yalnızca Afganistanda İslam devleti kurmakla sınırlandıran ve komşu ülkelerle normal ilişkiler sürdüreceğini söyleyen Talibanınkinden çok farklı bir hedef.

Mansurun 2016 yılının Mayıs ayında bir Amerikan hava saldırısında öldürülmesinden sonra, Talibanın liderliğini halen sürdüren Haybatullah Akundzade onun yerini aldı.

Taliban bu kez el Zevahirinin yenilediği sadakat yeminini açıkça kabul etmedi ama reddetmedi de.

Yeminin halen geçerli olup olmadığı konusundaki bu belirsizlik, bugün iki grup arasındaki ilişkilerdeki belirsizliğin de ana sebebi.

Şimdi ne olacak?

Afganistanda yeniden iktidara gelen Taliban şimdi iki ayrı yöne doğru çekiliyor.
El Kaide ile bağları Talibana radikal cihatçı çevrelerde itibar sağlıyor ve el Kaideye olan tarihsel sadakati de, iktidara gelince eski müttefikini terketmekte isteksiz olması anlamına gelebilir.

Fakat Talibanın aynı zamanda ABD ile yaptığı barış anlaşmasının koşullarına ve kabul ettiği daha pragmatik yönetim yaklaşımına da bağlı kalması gerekiyor.

El Kaide ve farklı bölgelerde ona bağlı gruplardan gelen tebrik mesajlarında Afganistan Talibanının zaferi tebrik ediliyor ve Akundzadeden Müminlerin komutanı olarak söz ediliyor.

Ama Taliban örneğin İslamcı Filistin hareketi Hamastan gelen mesajı yanıtlamasına karşın henüz el Kaidenin kutlamalarına kamuoyu önünde bir yanıt vermiş değil.

Buna karşılık Bin Ladinin yakın çevresinden olduğu bilinen Emin el Hakın Afganistana gittiği haberleri iki grup arasındaki ilişkilerin devam ettiğinin bir işareti.

Ayrıca gelen haberlere göre El Kaide, Talibanın bir parçası olan Hakkani örgütlenmesi ile de sıkı bağlarını sürdürüyor.

Bu konu aslında Talibanın yüzyüze olduğu açmazın küçük çaplı bir özeti gibi. Bir yandan uluslararası sahnede tanınmak ve bunun getireceği avantajlardan yararlanmak istiyorlar ama diğer yandan bunun olabilmesi için aşırı hareketleri reddetmeleri gerekiyor.

Ama El Kaide ile 20 yıllık ittifaklarını silmeleri de kolay değil.

Bunu yapmaları kendi örgütlenmeleri içindeki daha sert İslamcı grupları ve şu ana kadar Afganistandaki Taliban zaferini büyük çoşkuyla kutlayan diğer bazı radikal hareketleri kendisinden uzaklaştırabilir.

Son güncelleme: 10:10 08.09.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı