• Turkhane Logo

Çin'in yeni diplomatik atakları ne anlama geliyor?

ABD'yi

12:41 18 Mart 2023 Cumartesi
Çin'in yeni diplomatik atakları ne anlama geliyor?
ABD'yi

Çin ile ABD son dönemde yaşanan birçok diplomatik anlaşmazlığın ardından ilişkilerde yeni bir gerginlik sarmalına girmiş görünüyor. Geçen hafta Çin Ulusal Halk Kongresinin (ÇUHK) 14. Genel Kurulu kapsamında düzenlenen bir panelde konuşan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping,  ABDnin öncülüğündeki Batılı ülkelerin Çine karşı toptan çevreleme ve baskı siyaseti uyguladığını söyledi. ABD öncülüğündeki Batı ülkeleri Çini tamamen çevreleme, bloke etme ve bastırma politikası uyguluyor. Bu da ulusumuzun kalkınmasına yönelik daha önce benzer görülmemiş zorluklara yol açıyor diyen Şi, gelecek dönemde risklerin ve zorlukların artmasını ve yoğunlaşmasını beklediklerine işaret etti.

Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang da iki ülke arasındaki olası ihtilaflara karşı uyarıda bulundu. Qin, ABD frene basmaz ve yanlış yolda hızla ilerlemeye devam ederse, raydan çıkmayı hiçbir bariyer önleyemez. Çatışma ve karşı karşıya gelme durumu olur diye konuştu.

ABDdeki Bucknell Üniveristesi Uluslararası İlişkiler bölümünden Prof. Zhiqun Zhu, Çin ile ABD arasındaki yükselen tansiyonun  Pekinin diplomasisini doğrudan etkilediğini ve Çini kalkınmakta olan ülkelerdeki geleneksel müttefikleri ile ilişkilerini güçlendirmeye, ayrıca Avustralya, Almanya gibi Batılı demokrasilerle ilişkilerini de onarmaya yönlendirdiğini söylüyor.

Zhiqun, Şi İran, Belarus, Türkmenistan gibi ülkelerin liderleri ile görüşüyor; ama aynı zamanda Almanya Başbakanı Olaf Scholzu da Pekinde ağırladı. Bunun yanı sıra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avustralya Başbakanı Anthony Albanesenin de bu senenin sonuna doğru Çine gelmesi bekleniyor diyor. Uzman, bütün bu görüşmelerin Çinin ABD öncülüğündeki Çin karşıtı girişimleri geri püskürtmeye dönük diplomatik stratejisinin parçası olduğunu ifade ediyor.

Barışı tesis eden Çin?
Çin çevresinin belirsizlik ve öngörülemeyen faktörlerle dolu olduğuna inanıyor, özellikle de devam eden Ukrayna savaşı  bağlamında.

Helsinki Üniversitesinde konuk araştırma görevlisi olan Sari Arho Havrene göre zorlu gelişmelerin Pekini birçok alandaki dış politikasını gözden geçirmeye zorluyor. Havren, Çinin dış politikasının en önemli unsurlarından biri, uluslararası alanda kendilerini barışçıl küresel güvenlik sağlayıcısı ve dengeleyici aktör olarak sunarken ABDyi çatışmaları körükleyen ve kışkırtan saldırgan olarak gösteren bir görüşün yerleşmesini sağlamak diyor.

Çin, geçen hafta İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi anlaşmasının imzalanmasnda da başarılı bir arauluculuk sergilemişti.

Anlaşmanın ardından Pekin, Ortadoğudaki rolünü daha da güçlendirmeyi hedeflediği ve petrol zengini bölgedeki ABD hakimiyetine meydan okuduğu görülüyor.

Letonyadaki Stradins Üniversitesine bağlı Çin Araştırmaları Merkezinin başkanı Una Cerenkova, DWye yaptığı değerlendirmede Çinin ABDnin müttefiki olmayan veya mevcut küresel sistem hakkında olumsuz görüşleri olan ülkelerle işbirliğine giderek küresel rolünü ve nüfuzunu güçlendirmeye çalıştığını ifade ediyor.

Uzman, Çin herkesle konuşmaya çalışıyor ve bu yaklaşımı ideolojik olmaktan ziyade pragmatik şeklinde konuşuyor. Cerenkovaya göre, Çinin bu çabalardan kurtarabilecek tek unsur, diğer ülkelerin kafasında önemli bir oyuncu olarak yer etmek.

Ukrayna ve küresel güvenlik inisiyatifi
Çin Dışişleri Bakanı Qin, yakın bir tarihte Ukrayna ile ilgili değerlendirmesinde, çatışma ve yaptırımların savaşı sona erdirmeyeceğini, barış görüşmeleri sürecinin olabildiğince hızlı bir şekilde başlaması gerektiğini söylemişti.
Qinin açıklamaları, Pekinin Ukrayna Savaşı ile ilgili 12 maddelik bir barış planı ilan etmesinin ardından geldi. Ancak Çinin kendisini  barışı tesis eden bir ülke olarak lanse etmesi üst düzey ABDli yetkililer tarafından kuşkuyla karşılanıyor.

Çin ayrıca bu ayın başında Küresel Güvenlik İnisiyatifi Konsept Belgesi yayımladı. Çin devlet medyasında söz konusu belgenin, Çinin küresel barış ve güvenliğe ilişkin temel konsept ve ilkeleri ortaya koyduğu belirtildi.

Singapurdaki Ulusal Üniversitede görevli Çin uzmanı Drew Thompson, bu belgeyi ve Çin yönetiminin Ukrayna Savaşı hakkındaki açıklamalarını bir strateji belgesinden ziyade istek ve tercihlerin beyanı şeklinde yorumluyor. Thompson, Belge, Çindeki çıkar gruplarının Çinin güvenliği ve siyasi öncelikleri hakkında daha iyi bir hisse sahip olması için hazırlanmış. Bu geniş kapsamlı belgelerin Çindeki kamu erkine ne şekilde yansıtılacağı ise memurların inisiyatifine bırakılmış diyor.

Bucknell Üniversitesinden Zhu ise söz konusu belgenin eyleme geçirilemeyeceğini belirtiyor:

Belge Çinin tüm ülkelerin bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı suyma yükümlülüğünün altını çiziyor ve tüm ülkelerin meşru endişelerinin dikkate alındığını belirtiyor. Ancak bu uygulamaya geçirilebilir bir plan değil.

Rusya ile yakınlık sürecek
Helsinki Üniversitesinden Havren, Çin ile ABD arasındak rekabetin yoğunlaştığı mevcut jeopolitik konjonktür göz önünde bulundurulduğunda Çinin Rusya ile bağlarını güçlendirmeye çalışacağı değerlendirmesini yapıyor. Uzman, Çin Rusyanın etkili bir askeri ve nükleer güç olduğunun farkında diyor ve ekliyor:

Küresel düzeni dönüştürme konusundaki menfaatleri bağdaşıyor. Rusyanın Ukraynayı işgalinden bir yıl sonra, Çin ve Rusyanın ilişkileri daha da yakınlaştı.

Son güncelleme: 12:41 18.03.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı