• Turkhane Logo

Çin, Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını ailelerinden ayırıyor

Çin hükümetinin, Uygur Türklerine yönelik "eğitim kampı" politikası kapsamında, Müslüman çocukları ailelerinden özellikle ayırdığı ortaya çıktı.

19:44 05 Temmuz 2019 Cuma
Çin, Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını ailelerinden ayırıyor
Çin hükümetinin, Uygur Türklerine yönelik "eğitim kampı" politikası kapsamında, Müslüman çocukları ailelerinden özellikle ayırdığı ortaya çıktı.

Çin hükümetinin, Uygur Türklerine yönelik eğitim kampı politikası kapsamında, Müslüman çocukları ailelerinden özellikle ayırdığı ortaya çıktı.

BBCnin yaptığı araştırma, Sincan Uygur Özerk Bölgesinde son iki yılda, çok sayıda büyük ölçekli yatılı okulun kurulduğunu gösterdi.

Araştırma kapsamında çok sayıda Uygur Türkü ile İstanbulda da röportaj yaptık. Çocuklarından ayrılmak zorunda kalan ailelerle de konuştuk.


Yapılan 60 röportajda aileler, Sincanda ortadan kaybolan en az 100 çocuğa ait tanıklıklarını anlattı.

Çin yetkilileri, Uygur Türklerinin, radikal eğilimlerle mücadele kapsamında dil öğretim merkezlerinde eğitim gördüğünü söylüyor.

Devasa ölçekte yatılı okul inşaatları

Türkiyedeki Uygurlulara göre, Sincana geri dönüş neredeyse kesin bir gözaltı anlamına gelityor.

Sincanda yaşayan akrabalar için ise yapılacak ulusalararası bir telefon konuşması bile tehlike teşkil ediyor.

BBCnin katkısı ile yapılan bir araştırma, özellikle ailelerinden ayrılan Müslüman çocukların nasıl bir ortamda eğitim gördüğüne ışık tuttu.

Doktor Adrian Zenz, Uygur Özerk Bölgesindeki toplama kamplarına yönelik araştırmalarıyla uluslararası ün kazanmış bir bilim adamı.

Alman bilim adamının kamuoyuna açık resmi belgeler üzerinde yaptığı araştırma, Sincan bölgesinde, sıradışı ölçekteki okul yapım programını ortaya koydu.

Elde edilen uydu fotoğraflarında, genişletilen kampüsler, eklenen yurt binaları ile çok büyük çapta bir kapasite artırımı gün yüzüne çıktı.

Bu bulgular, yetişkinler için kurulan toplama kampları ile eş zamanlı olarak, çocuklar için de yatılı kamp sisteminin uygulamaya konulduğunu gösteriyor.

Yalnızca 2017 yılına ait verilerde, Sincan bölgesinde ana okuluna başlayan çocukların sayısının, önceki yıla göre yarım milyondan fazla arttığını gösteriyor.

Çin, Sincanda 1,2 milyar dolar harcadı

Resmi rakamlara göre, bu sayının yüzde 90ını ise Uygur Türkleri gibi Müslüman azınlığa dahil çocuklar oluşturuyor.

Aynı resmi veriler, yalnızca Sincan bölgesindeki yatılı ana okulu inşaatları için, devletin 1,2 milyar dolar harcadığını gösteriyor.

Bu okullardan biri olan Yecheng Şehri Numara 4 isimli devasa yatılı okula, yalnızca geçen Nisan ayında, çevre köylerden 2 bine yakın çocuk getirildi.

Mayıs 2019[Yechung County Number 11 and Number 10 Middle School]Nisan 2018[Yechung County Number 11 and Number 10 Middle School]Ebevenlerin yerini alan okullar

Yukarıdaki görseller, Sincan Uygur Özerk Bölgesinin güneyindeki Yecheng (Uygurcada Kargılık) kentinde iki yeni yatılı okulun inşa edildiğini gösteriyor.

10 ve 11 numaralı okullar olarak resmi kayıtları tutulan bu iki büyük yatılı eğitim merkezinin yapımı, bir yıldan kısa bir süre içinde tamamlandı.

Devlet propagandası, bu yatılı okulları sosyal istikrarın ve huzurun sağlandığı merkezler olarak tanımlıyor ve okulun ebevenlerin yerini aldığını savunuyor.

Alman araştırmacı Zenze göre ise kurulan sistemin daha derin bir amacı var.Adrian Zenz, yatılı okullar, azınlıklar üzerinde kültürel mühendislik yapılabilmesi için ideal ortamı sağlıyor değerlendirmesini dile getiriyor.

Zenzin araştırması, okul ortamında Uygur Türkçesi ve diğer tüm azınlık dillerinin konuşulmasının Çin devleti tarafından engellendiğini gösterdi.

Buna göre, bir puanlama sistemi ile, öğrenciler ve öğretmenler Çince dışında bir dilin konuşulması halinde ceza kapsamına alınıyor.

Böyle bir örneğe hiç rastlamadım

BBCnin konuştuğu Sincan Propaganda Bakanlığından Şu Guisiang, çocukların yatılı okullara koyularak ailesiz bırakıldıklarına ilişkin bulguları reddediyor.

Guisiang, Bir ailedeki tüm bireyler, dil öğretim merkezlerine gönderilmişse o ailede ciddi bir dil problemi var demektir diyor ve gülümseyerek ekliyor:

Ben böyle bir örneğe hiç rastlamadım.

Adrian Zenzin araştırmasındaki en kilit noktalarından biri, çok sayıda çocuğun bu yatılı sisteme kayıt edildiğini delillendiriyor.

Aileleri dil öğretim merkezlerinde tutulan veya cezaevinde bulunan çocukların, devlet bakımına alınıp alınmaması ile ilgili ayrıntılı durum tespit raporları elde edildi.

Kaşgar şehrindeki resmi eğitim yetkililerine gönderilen bir talimat yazısı, ebeveynleri kamplarda olan çocukların acil şekilde bakım altına alınmasını içeriyor.

Bu talimatta, psikolojik desteğin güçlendirilmesi ve öğrencinin düşünce eğitiminin sağlamlaştırılması gibi ifadeler yer alıyor.

Bu yapılan kültürel bir soykırım

İstanbuldaki salonda BBCden John Sudworthün konuştuğu annelerden biri, Tüm dünya bu gerçekler ortadayken nasıl sessiz kalıyor? diye soruyor.

BBCnin Sincandaki yatılı okul sistemi üzerine yaptığı araştırmada, bu okulların geniş güvenlik önlemleri altında olduğunu da ortaya koydu.

İzleme sistemleri ile sürekli gözlenen bu yapıların, bir çoğunda alarm sisteminin yanında, 10 bin Volt gücündeki elektrik teller de yer alıyor.

Bazılarındaki fiziki güvenlik unsuru sayısı, toplama kamplarındakilerin dahi sayısını aşıyor.

Adrian Zenze göre, Sincan Uygur Özerk Bölgesinde 2017 yılında hayata geçirilen bu sistemle, dininden, dilinden ve Uygur kökenlerinden uzaklaştırılmış yeni bir nesil yaratılmak isteniyor.

Zenz, Elde edilen deliller, yapılanı kültürel bir soykırım olarak adlandırmamızı gerektiriyor diyor. ERDOĞAN’IN “SİNCAN” YORUMUNA TEPKİ: MUTLU YAŞAM ÖLÜLERİN BİLE KELEPÇELENMESİ MİDİR?

Son güncelleme: 19:44 05.07.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı