Brunson ise tahliye edilir edilmez, Türkiye’yi terk etti, ülkesine yerleşti.
Türkiye’de “terörle bağlantılı suçlar” nedeniyle iki yıla yakın süre hapiste kaldıktan sonra bu ay ortasında serbest bırakılan Amerikalı rahip Andrew Brunson, tahliyesinin ardından ilk kez röportaj verdi.
Eşi Norine Brunson’la birlikte kamera karşısına geçen Andrew Brunson, Türkiye deneyimlerini, tutuklanma ve tahliye sürecinde yaşadıklarını, Türkiye’ye duyduğu özlemi anlattı, hakkındaki suçlamalara yanıt verdi.
Tutuklanmadan önce 23 yıl boyunca Türkiye’de kaldıklarını ve hep kilise hizmetinde çalıştıklarını, hiçbir şey gizlemediklerini vurgulayan Brunson, “İddianameyi okuduğumda inanamadım, yani bu inanılmaz bir şey. 23 yıldır polis beni takip ediyor. Hiçbir şey görmüyor. Birdenbire ben her şeyi yapmışım” ifadelerini kullandı.
İlk götürüldüğü cezaevinde “Sekiz kişilik koğuşta 20-22 kişiyle kaldığını” anlatan Brunson, “Kendimi çok yalnız hissettim. İlk altı ayda herhalde 21 kilo kadar verdim. Çok stres altındaydım. Çok korktum” dedi.
Brunson, tüm bu yaşadıklarının Türkiye’ye olan sevgilerini değiştirmediğini belirterek, “Bizim yüreğimiz Türkiye’de kaldı” ifadesini kullandı. Brunson, Türkiyenin zarar görmesini asla istemediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “ver papazı al papazı” sözünü duyduğunda “çok korktuğunu” söyleyen Brunson, imkan olsa Erdoğan’la görüşmeyi çok istediğini kaydederek, “Başkan Erdoğan için dua etmek isterdik” dedi.
Brunson çiftinin Amerikanın Sesi (VOA) Türkçe muhabiri Mehmet Toroğlu ve kameramanlar Tezcan Taşkıran ile Üzeyir Yanar’a verdiği Türkçe röportajın tam metni:
İlk tutuklanmanızla başlayalım. Bu iki yılın serüvenini sizden alalım. İlk tutuklandığınızda, cezaevine ilk adımı attığınızda, ilk gün ne hissettiniz? O anda kafanızdan neler geçti?
Andrew Brunson: İlk önce biz birlikte gözaltına alındık. İdari gözaltı… Bunu beklemiyorduk. Biz uzun vadeli, aslında süresiz bir ikamet için, oturma izni için karakola gittik, bizi öyle bir amaçla çağırdıklarını düşünüyorduk. O zaman biz gittik, ‘Tamam, herhalde şimdi süresiz ikametimizi alacağız’ (dedik), yani büyük bir sevinçle gittik. Sonra bize dediler Aslında sizi sınır dışı etmek üzere gözaltına alıyoruz. O zaman biz şaşırdık. Ne yaptık ki bizi sınır dışı etsinler? Sonra bizi bir sınırlı şey etme merkezi var İzmirde, bizi oraya götürdüler. Sonra bize dediler aslında Sizi milli güvenliğe tehdit olduğunuz için sınır dışı ediyoruz ama sonra biri bir şey yazdı, terör... Biz baktık…Terörle ilgili ne yaptık biz? Çok şaşırdık çünkü biz aslında o zamana kadar 23 yıl Türkiyede kalmıştık, hep kilise hizmetinde ve bunu hep devletin gözü önünde yaptık.
Yani hiçbir şey gizlemedik. O zaman biz dedik ‘Yaptığımız her şeyi biliyor devlet, bize hep oturma izni verdi hükümet. O zaman neden bizi şimdi terörle suçluyor?’ Çünkü yaptığımız her şeyi zaten onlar biliyordu. 2011 yılında bana bir saldırı yapıldı, silahlı saldırı ve ondan sonra bana iki tane koruma, terörle mücadeleden iki memur yanımda kalıyordu koruma sağlamak için. Bir-iki ay sonra ben istemedim artık. Ama onlar bana dedi Senin kalın dosya var bizde. Biz bunu gördük. Demek ki her şeyi polis biliyordu bizim hakkımızda ve 23 yıl hiç sorun yaşamadık. Ama şimdi diyorlar Terör. Terörle ilgili bir suçlamalar var. Şaşırdık.
Norine Brunson: Şok olduk. Sınır dışı edilmek olabilir... Yani sonuçta biz misafir olarak Türkiyede kalıyoruz. Devlet istediği zaman bizi gönderebilir. Bunu anlıyoruz. Şükrediyoruz 23 sene orada kalabildik, gerçekten şükrettik. O sürpriz oldu. Ama gözaltına alınmak, o büyük bir şok. Birden geliyoruz merkeze ve telefonumuzu alıyorlar, biz çocuklarımıza haber veremedik, yani kimse nerede olduğumuzu bilmiyor. Büyük bir şok ve ne olacağını hiç bilmiyorduk. Onun (Andrew) dediği gibi özellikle bu terör işaret ettiğinde ben düşündüm Orada yanlış bir şey var dedim. Ne olacağını bilmiyorduk.
Andrew Brunson: “Bu sadece sınır dışı edilmek değil, herhalde çok daha ciddi bir şey olacak. 13 gün birlikte kaldık eşimle ben. Kimseyle görüştürmediler. Konsolosla görüştürmediler, avukatla görüştürmediler, o zaman biz düşündük, burada çok ciddi bir şey var.”
Norine Brunson: Biz anlamıyorduk. Tek aldığımız cevap, yani biz sorduk Ne var orada, ne oluyor, ne olacak falan, alabildiğimiz tek cevap Ankara karar verecek, Ankaradan cevap gelecek. Ama bekliyoruz, bekliyoruz bekliyoruz... Korktuk. Yani birbirimizden ayrı yere belki koyarlar, bilmiyorduk gerçekten, hiçbir şey bilmiyorduk.
Andrew Brunson: Yanımızda IŞİDçiler de vardı. Başka hücrelerde. O zaman yani korkunç bir yerdi.
Sonra suçlamaları gördünüz. Hakkınızdaki suçlamaları gördüğünüzde ne düşündünüz?
Andrew Brunson: Aslında suçlamaları görmedik... Beni iki ay sonra, onu (Norine) 13 gün sonra bıraktılar. Beni toplam 63 gün tuttular gözaltında, avukatla görüştürmeden. Sonra bize söylenmedi neden orada gözaltında kaldığım. Sonra 9 Aralık 2016 tarihinde gerçek gözaltı, adli gözaltına aldılar ve savcıya çıktım, bana söyledi Sen F... hakkında övücü, F...yü öven bir konuşma yaptın. ‘Ne zaman?’ Ben o gruptan hiç kimseyi tanımıyorum. Hayat boyunca merhaba bile demedim. Öyle bir şey hiç olmadı.
O kadar dediler bana. Sonra beni tutukladılar. Şakrana (cezaevi) gönderdiler. Orada sekiz kişilik bir koğuştu orijinal olarak ama 20-21-22 kişi kaldık orada. Ben o kadar biliyordum. Sonra, ancak 18 ay sonra iddianame çıktı. O zaman dediler Sen darbeyi planladın, Gezi olaylarını sen düzenledin, talimat verdin, PKKyı destekledin, Mormonlar’la birlikte, Yehova Şahitlerine talimat verdin, casusluk, PKK..., yani her şeyi attılar bana. Ve ben şaşırdım. İddianameyi okuduğumda inanamadım, yani bu inanılmaz bir şey. 23 yıl polis beni takip ediyor, hiçbir şey görmüyor. Birdenbire ben her şeyi yapmışım.
Peki neden 23 yıl sonra siz? Neden bu suçlamalara maruz kaldığınızı düşünüyorsunuz? Neden tutuklandınız?
Norine Brunson: Herhalde Türkiye için hassas bir dönemdi.
Andrew Brunson: Darbe yeni olmuştu.
Norine Brunson: Hem o vardı, hem mültecilerle hizmetimiz vardı, tabii ki bu sadece insani yardım değil, ruhsal destek, hem de Amerikalıyız, Hıristiyanız. Bütün bunlar bir arada, bilmiyorum, bilmiyoruz. Aslında kilisemiz herkese açık. Her türlü insan geliyor. Ne amaçla geldiklerini biz bilmiyoruz. Yani zamanla belli olur. Ama seneler içinde kiliseden bir şey isteyen kişiler geldiler. Alamadıkları zaman kızıyorlar, tehdit ediyorlar, yani birkaç kişi tehdit ederek ayrıldı mesela bizden. O zaman böyle bir şey olabilir, yanlış bir suçlama olabilir. Ama bu boyutta, bu kadar ciddi bir şey hiç beklemiyorduk.
Andrew Brunson: Aslında beni suçlayan iddianamede kullanılan ve sonra duruşmalarda kullanılan gizli tanıklar var. İki türlü tanık vardı. Beni tanımayan, sadece intikam almak isteyen, kiliseden rahatsız olan vardı. Bir de tutuklu ya da hükümlü olan vardı. Beni hiç tanımayan, benim hiç tanımadığım insan benim hakkımda bir ifade veriyor. Ama bununla birlikte bizi tanıyan da vardı. Kilisemizden ayrılan, kötü bir şekilde ayrılan, onlar da beni suçladı.
Bu kişiler mi sizi ihbar etti? Gizler tanıklar kimler olabilir sizce?
Andrew Brunson: Gizli tanıkların kim olduğunu biliyoruz. Ve aslında onlar sorunlu. Mesela biri kullanıldı, o Mormonlarla birlikte çalışmıştı, onlardan kötü bir şekilde ayrıldı. Sonra onlara dava açtı, tazminat davası. Orada onları suçladı casuslukla. Ama davayı kaybetti. Sonra gidiyor bir daha savcıya ama şimdi benim ismimi ekliyor
Norine Brunson: Önce yoktu.
Andrew Brunson: Önce yoktu. Davada benim ismim çıkmadı ilk davada. Bunu kaybediyor, sonra intikam almak için gidiyor şimdi Brunson var, bu papaz var, benim ismimi veriyor ve casuslukla suçlanıyorum o zaman.
Norine Brunson: Bir şey söylemek istiyorum. Biz o kadar, vicdanımız o kadar rahattı ki darbeden sonra biz görüyoruz yani çok kişi gözaltına alındı falan, ama biz Amerikadan Türkiyeye döndük.
Andrew Brunson: Herkes Türkiyeden kaçmaya çalışırken biz dönüyoruz Türkiyeye.
Norine Brunson: Suçumuz olsaydı kesin gelmezdik. Ama rahat rahat döndük. Hiç ilgisi yoktu.
Son duruşmada tanıkların ifadelerini değiştirdiğini gördük. Bunun nedeni neydi sizce?
Andrew Brunson: Biri yalan söylemişti. Ve sonra o dedi ‘Bu kişi bunu dedi bana, o kişi de Andrew hakkında bunu dedi, o zaman o insanlar çağrıldı, onlara soruyor gerçekten böyle bir şey dediniz mi? Hayır diyorlar, Biz öyle bir şey demedik. O zaman çelişkide kaldılar. Yani aslında bizim hakkımızda söylenen her şey yalandı. Biz Türkiye aleyhine bir şey yapmadık. Ben dedim Lütfen bir delil sunulsun. Bunları destekleyen, onların dediklerini kanıtlayan bir delil sunulsun.
Bir fotoğraf, sesli kayıt, bir video kaydı, bir sosyal medyadan bir şey, bir telefon arama, HTS, bunu desteklemeniz gerekiyor. Yani onlar diyor Kilisede hep PKK propagandası vardı, bayraklar sallanıyordu bilmem ne; neden kimse fotoğraf çekmedi? Bizim kilisemiz herkese açık. Sokaktan geçen birçok kişi giriyor. Yani herkese açıktır. Böyle bir şey olsaydı biri ihbar etmez miydi? Yani kilisemizin çoğu, aslında katılanların çoğu Türk, onlar bir şey demez miydi? O zaman böyle suçlamalar kabul edildi ama asılsızdı ve hiç delil yoktu.
Yaklaşık iki yıl süre hapiste kaldınız. O süreçte yaşadıklarınızı bize anlatır mısınız? Hapishane koşulları nasıldı? Nasıl muamele gördünüz? Koğuşta tek mi kaldınız, diğer mahkumlar var mıydı, arkadaş edindiniz mi? Onların size muamelesi nasıldı?
Norine Brunson: Ben söyleyeyim, o hemen hemen hiç şikayet etmedi şartlardan. Şikayeti orada bulunmak. Ama çok fazla durmadı, yemek, falan bunlara çok önem vermedi.
Andrew Brunson: Yemek, Şakran biraz kalabalıktı, sonra Kırıklarda Buca yüksek güvenlik cezaevinde kaldım. Biraz soğuktu ama ben bu konuların üzerinde hiç durmadım, şikayet etmedim. Neden buradayım! Şikayetim buydu. Ben masum bir adamım. Şakranda birlikte kaldığım koğuş arkadaşları bana iyi davrandı. Ama o yıl bana çok zor geldi. Bunu beklemiyordum. Biliyorum ben masumum. Neden tutuklandığımı da bilmiyordum. Ancak 18 ay sonra iddianame çıktığında o zaman netleşti bana karşı yapılan suçlamalar. Ondan önce bilmiyordum neden buradayım, ne kadar kalacağım, yıllarca böyle tutuklu kalabilirim bilmeden nedenini. O yıl bana çok zor geldi, kırıldım. O zaman kendimi çok yalnız hissettim. Ve ilk altı ayda herhalde 21 kilo kadar verdim. Çok stres altındaydım. Çok korktum. Çok korku vardı. Kendi güvenliğim için. Özellikle Başkan Trump, Başkan Erdoğanla birlikte bir zirve yaptı. Beni istedikten sonra profilim biraz yükseldi ve iki ay sonra beni başka cezaevine, Bucaya sevkettiler. O zaman daha az kişi vardı koğuşta. Kendi güvenliğim için beni oraya koydular.
Yanınızdaki kişiler daha ziyade Gülen cemaatine sempati gösteren kişiler miydi?
Andrew Brunson: Yani orada herkes sempatizan mı, zannetmiyorum. Benim birlikte kaldığım polis memuru vardı, başka memurlar vardı, öğretmen vardı, emekli memurlar vardı, iş adamı vardı.
Norine Brunson: Aranızda neler konuşuyordunuz? Nasıl sohbetler oluyordu?
Andrew Brunson: Aslında fazla sohbet olmadı açıkçası.
Norine Brunson: Günde belki 20 cümle kullanıyorum’ dedi. Yani çok az sohbet oldu.
Andrew Brunson: Yani bir-iki kişiyle. Beni teşvik eden güçlendirmeye çalışanlar vardı, gerçekten birkaç kişi buna özen gösterdi çünkü moralim çok bozuktu, psikolojim çok bozuktu. Bir emniyet müdürü vardı, o gerçekten bana çok yardımcı oldu, bir işadamı vardı, o bana çok yardımcı oldu.
Norine Brunson: Yani moral verme konusunda. Ümidini kaybetme gibi şeyler...
Siyasetten konuşuyor muydunuz? Dini sohbetler oluyor muydu?
Andrew Brunson: Yok yok. Siyasetten bahsetmedik. Aslında onlar tabii ki Hıristiyanlık hakkında sordular bir-iki defa ama sonra o konu bırakıldı çünkü aslında benim gördüğüm hepsi adanmış Müslüman, onlar inancını bana anlatmak istiyor. Ben inancımı onlara anlatmak istiyorum. Anlattıktan sonra öyle kaldı.
Ailenizin sizi ziyaret ettiğini söylediniz. O anı bize anlatır mısınız? Ne söyledi size?
Andrew Brunson: Annemle, ilk bir-iki ayda bir görüşme fırsatımız oldu ve bana dedi ‘İsanın döneminden ta bugüne kadar, yani 2 bin yıldır İsanın öğrencileri sıkıntı görüyor, sıkıntı çekiyor İsa uğruna, inanç uğruna. Şimdi sıra sana geldi. O zaman dimdik durman gerekiyor. Senden önce birçok kişi sıkıntı çekti, şimdi sıra sende.’
Serbest bırakıldığınızda, dışarıya ilk adımı attığınız anda ne hissettiniz? Serbest bırakılacağınızı ne zaman öğrendiniz?
Andrew Brunson: Ceza verdiler bana. Ve çok net oldu, birdenbire, yani sabah iyi geçmişti, yani çelişkiler vardı devletin tanıkları çelişiyorlardı birbiriyle. Bir de savunmamızı yapacaktık, sunacaktık biz. Ama sonra gördük ki savunma yapamayacağız, bizim tanıklarımız dinlenmedi. Bir de biz de delil sunacaktık, benim vaazlarım, mesela, başka videolar...
Norine Brunson: Mesela bir videoda o her zaman kilisemizde verdiğimiz bir ders: ‘Devlete karşı tutumumuz ne olsun?’ Teslimiyet, yani itaat ve onlar için dua etmek. Ve onu yapıyoruz.
Andrew Brunson: Biz hep hükümet için dua ettik kilisede.
Norine Brunson: İsterdik ki bunlar (videolar) çıksın, mesela medya bunları hiç yazmadı. Çok cevap verdi eşim ilk duruşmada, çok çok şeye cevap verdi.
Andrew Brunson: Bütün iddialara cevap verdik ve yalanladık. Ama medyada hiçbir şey çıkmadı. Sadece bir daha bir daha bir daha aynı iddialar çıkıyordu medyada.
BAHÇELİ: BRUNSON BASKI VE ŞANTAJLARLA SERBEST BIRAKILDI
RAHİP BRUNSON TÜRKİYEDEN AYRILDI
BRUNSON ALMANYADA: UÇAKTAN İNDİ ABD BAYRAĞINI ÖPTÜ
BRUNSON, TRUMPLA GÖRÜŞECEK
BRUNSON SERBEST BIRAKILDI ANCAK ERDOĞAN’A İYİ HABER YOK
RAHİP BRUNSON, BEYAZ SARAYDA
AKŞENERDEN ERDOĞANA BRUNSON TEPKİSİ: YARGIMIZIN BAŞINA ÇUVALI BİZZAT SEN GEÇİRDİN
BRUNSON: SEKİZ KİŞİLİK KOĞUŞTA 20 KİŞİ KALDIK
BRUNSON DAVASINA BAKAN SAVCI, İSTİNAFA BAŞVURDU
BRUNSON KARARI SONRASI KURDA YAŞANAN DÜŞÜŞ KALICI MI?