• Turkhane Logo

Çernobil faciasının üzerinden 33 yıl geçti

26 Nisan 1986' da Sovyetler Birliği'nde meydana gelen Çernobil faciasının üzerinden 33 yıl geçti. Bu olayla ilgili MedyaBold'ta yer alan Özel Dosya Haberi şöyle;

16:25 26 Nisan 2019 Cuma
Çernobil faciasının üzerinden 33 yıl geçti
26 Nisan 1986' da Sovyetler Birliği'nde meydana gelen Çernobil faciasının üzerinden 33 yıl geçti. Bu olayla ilgili MedyaBold'ta yer alan Özel Dosya Haberi şöyle;



26 Nisan 1986. İsveç’te bulunan Forsmark Nükleer Enerji Santralinde çalışanlar sabah vardiyası görevini devralmıştı. Yapılan rutin radyasyon ölçümleri sırasında işlerin yolunda gitmediğini, yüksek miktarda radyasyona rastlandığını görmüşlerdi. Forsmark Nükleer santrali görevlileri önce sızıntının kendilerinden kaynaklandığını düşündüler.

/


Fakat ortada ilginç bir sonuç vardı, yapılan detaylı ölçümlerde santralin gece vardiyasında çalışanlarında yüksek miktarda radyasyona rastlanmazken dışarıdan gelen işçilerin giysilerinde yüksek miktarda radyasyona rastlanmaktaydı.  Bu sonuç üzerine İsveç’teki diğer santrallerle irtibata geçildi. Aynı yüksek ölçümlere oralarda da rastlandı. Bu da sızıntının İsveç dışından olduğuna işaret ediyordu.

26 Nisan 1986 günü gece saat 01.25 sularında Kiev yakınlarında bulunan Çernobil Nükleer Santrali 4. Enerji Reaktöründe bir patlama meydana gelmiş patlamanın ardından da yangın çıkmıştı. 26 Nisan 1986 akşamı batı Avrupa’da Sovyetler Birliğinde büyük bir nükleer kazanın olduğu haberi yayılamaya başladı.

Moskova Hükümeti sessizliğini korurken İsveç radyosu patlamayla ilgi ilk açıklamayı 27 Nisan 1986 sabahı yaptı. İsveçli yetkililer bu sızıntının Sovyetler Birliğinden kaynaklandığını tespit etmişlerdi.

Bunun üzerine Mihail Gorbaçov bir problem olduğu haberini İsveç’ten aldıklarını ancak araştırmalar sonucu sızıntının düşünüldüğü gibi büyük olmadığını ve kontrol altında olduğunu bildirdi. Fakat olay kamuoyuna duyurulduğu kadar basit değildi ve Mihail Gorbaçov ve Sovyet yetkilileri de bunu biliyorlardı.

Patlamanın ardından bölgeye kazayı incelemek ve kontrol altına almak için uzmanlar gönderildi. Ancak daha önce bu tür bir nükleer kazayla karşılaşılmadığı için olaya nasıl müdahale edileceği hususunda yeterli bir bilgi birikimi yoktu. Kazadan sonra yapılan enkaz kaldırma ve izolasyon çalışmaları tam istenilen sonucu vermedi.

Acil çözüm olarak büyük bir çukur kazılarak atıkların gömülmesine ve burada 100 yıl kadar saklanmasına karar verildi. Böylece oluşabilecek zincirleme reaksiyonların önüne geçilmiş olacaktı.

Patlamadan sonra da radyoaktif  uranyum sızıntısı devam etti. Bir türlü bu sızıntının önüne geçilemiyordu. Herhangi bir açıklama yapılmadan nükleer santralin bulunduğu Çernobil ve Pripyat kasabalarında yaşayan halkın tahliyesine başlandı. Tahliye sırasında insanların yanına önemli dokümanların dışında fazla bir şey almamaları, birkaç gün içinde tekrar evlerine dönebilecekleri söylendi. Evcil hayvanların bile alınmasına izin verilmeden tahliye gerçekleştirilerek bölge boşaltıldı.



Bir süre sonra bu zorunlu göç çeşitli ekonomik, toplumsal ve sosyal problemleri de beraberinde getirdi. Bu sıkıntılara dayanamayanlar kaçak yollardan tekrar Çernobil bölgesine geri döndü. Dönen bu insanlar şimdilerde geçimlerini balıkçılık ve tarımla sağlamaya çalışıyorlar.

Hatta yasak olmasına rağmen bazı insanlar Çernobil bölgesinde yetiştirdikleri patatesleri, tuttukları balıkları saklamadan pazarlarda açıkça satıyorlar. İkamet izini olmadığı için bölge yönetimi bu evlere elektrik, telefon vb. şeylerin bağlanmasına izin vermiyor.

Bölgede resmi yetkililerin kontrolünde büyük bir eşya ve araba mezarlığı var. 1986 yılından kalan yüzlerce araba, askeri araç, helikopter ve eşya çalınıp satılmaması ve yedek parça olarak kullanılmaması için özel olarak bu bölgede korunuyor.

Çernobil’de şu anda 3000 kadar kişi 15’er günlük vardiyalar halinde hala çalışmaktadır.  Bunlar nükleer santralin tahliyesinde görev alanlar, uluslar arası projeleri yürütenler ve ekolojik düzenin sağlanması hususunda çalışma yapan görevlilerden oluşmaktadır.

Bu görevlilerin hedefi birinci etapta 2022 yılına kadar nükleer santralin çalışmalarını tamamen durdurmak, ikinci etapta 2045 yılına kadar santralin tüm söküm işlemlerini bitirerek enkazını kaldırmak ve son olarak da 2065 yılına kadar ise Çernobil’i sanayi bölgesi olarak tekrar kullanıma açmak. Ancak bazı yetkililer bu bölgenin yüz yıldan önce yaşama açılmasının doğru olmadığı tezini savunuyorlar.

Bütün olumsuzluk ve tehlikelere rağmen Çernobil ve Pripyat bölgesi kontrollü olarak turizme açılmış durumda. Yerli ve yabancı turistler günübirlik olarak bu şehri ziyaret edebiliyor nükleer felaketin boyutlarını bütün açıklığı ile yerinde görebiliyorlar.

Son güncelleme: 16:25 26.04.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı