• Turkhane Logo

Cemal Kaşıkçı cinayeti unutuldu mu?

Suudi Arabistan, Kaşıkçı cinayetinden 5 yıl sonra, parya devlet olmaya çok uzak, hatta dünya sahnesindeki rolünü pekiştirdi. Peki, dünya olanları görmezden gelirken Suudi hak savunucuları mücadelelerini nasıl sürdürüyor?

09:52 03 Ekim 2023 Salı
Cemal Kaşıkçı cinayeti unutuldu mu?
Suudi Arabistan, Kaşıkçı cinayetinden 5 yıl sonra, parya devlet olmaya çok uzak, hatta dünya sahnesindeki rolünü pekiştirdi. Peki, dünya olanları görmezden gelirken Suudi hak savunucuları mücadelelerini nasıl sürdürüyor?

Muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı, 5 yıl önce Suudi Arabistanın İstanbul Başkonsolosluğuna girmiş, bir daha çıkamamıştı.

Suudi insan hakları savunucuları, tüm zorluklara rağmen Kaşıkçı için adalet mücadelelerini sürdürüyor. Hak savunucularının beklentisi ise, uluslararası toplumun, Batılı ülkelerin, kendi ülke çıkarları uğruna Suudi Arabistanın insan hakları ihlallerini görmezden gelmemeleri.

Çıkarlar uğruna sessiz kalınmamalı”
ABD merkezli Özgürlük İnisyatifinin Direktörü Abdullah Alaoudh, hükümetlerin Riyad ile iş yapmak durumunda olduklarını anladıklarını söylemekle birlikte, Ancak diktatörler ve otokrat rejimlerle iş yaparken insan haklarını yok saymak, temel demokratik değerleri yok saymak, ülkelerin kendi stratejik çıkarlarına da hizmet etmiyor” dedi. DWye konuşan Alaoudh, güvenlik çıkarları için özgürlüklerden feragat edilemeyeceğini, Özgürlüklerinizi güvenlik için takas ederseniz, hiç birini elde edemezsiniz” sözleriyle savundu.

İngiltere merkezli insan hakları kuruluşu ALQSTten Lina Al-Hathloul da aynı görüşte. Al-Hathloul, Suudi petrolünü alırken aynı zamanda Suudi Arabistanın devasa boyuttaki insan hakları ihlallerini de eleştirebilirsiniz” diye konuştu. Suudi insan hakları savunucusu Al-Hathloul, DWye yaptığı değerlendirmede, Suudi Arabistanın ellinde kozlar bulunduğuna ancak Avrupa Birliği (AB), İngiltere ve özellikle ABDnin de kaldıraç gücüne sahip olduklarına dikkat çekerek, Bunu da kullanmalılar” dedi.

Kaşıkcı cinayeti en ağır ihlal
Suudi Arabistanın insan hakları sicili bir hayli kabarık. Hak savunucusu Al-Hathloul uzun süredir kadın hakları savunucusu kızkardeşi Loujain için de mücadele ediyor. Suudi Arabistanda, kadın sürücülere yasağın kaldırılması için mücadele eden, yaklaşık üç yıl hapis yatan Loujain serbest bırakılmış olsa da ülke dışına çıkış yasağı sürüyor. Özgürlük İnisiyatifi Direktörü Abdullah Alaoudhun babası Salman da Suudi Arabistanda siyasi bir tutuklu. İslam alimi Salman, bir sosyal medya paylaşımında Katar ve diğer Körfez ülkeleri arasında barış içinde bir arada yaşamayı savunduğu gerekçesiyle 2017 yılında tutuklanmıştı.

Ancak bu hafta her iki insan hakları savunucusunun gündeminde Cemal Kaşıkçı yer alıyor.

Suudi Arabistanın son yıllardaki en ağır ve büyük infial yaratan hak ihlali hafızalardan silinmeye çalışılıyor. Uluslararası basın, son bir ayda, Suudi Arabistanın İsrail ile ilişkilerinin normalleşmesine, ABD ile savunma paktı söylentilerine, Yunanistan ile enerji işbirliğine ve ABDnin elektrikli araç üreticisi Lucidin ilk fabrikasını Suudi Arabistanda açacak olmasına odaklanmış durumda.

Oysa beş yıl önceki manşetler çok farklıydı. Washington Post, CIA, Cemal Kaşıkçının öldürülmesi emrini Suudi veliaht prensinin verdiği sonucuna vardı” başlıklı haberi yayınlarken, New York Timesın haberi Kaşıkçıyı öldürmek: Suudi Arabistanın acımasız suikastı nasıl ortaya çıktı? başlığını taşıyordu. Guardian ise muhalif gazeteci cinayetini, Cemal Kaşıkçı: Konsoloslukta cinayet” diye duyurmuştu.

Suudi Konsolosluğundan canlı çıkamadı
Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 tarihinde, önceden belirlenmiş bir randevu için İstanbuldaki Suudi Arabistan konsolosluğuna gitti. Nişanlısı Hatice Cengiz ile evlenebilmek için boşandığını gösteren belgeyi teslim alacaktı.
Suudi Arabistanda tanınmış, kraliyet ailesine yakın bir isim olarak bilinen Kaşıkçı, günümüzde ülkenin fiili lideri olan Veliaht Prens Muhammed bin Selmanın güçlenmeye başlamasıyla birlikte gözden düşmeye başlamış bu nedenle 2017 yılında ABDye göç etmişti. Washington Postta Riyad Yönetimine daha açık eleştiriler yönelttiği yazılar kaleme almaya başlayan Kaşıkçı 2018de Hatice Cengiz ile tanıştı ve evlenme teklif etti.

Hatta 2 Ekimde İstanbul Başkonsolosluğuna gittiğinde Cengiz de Kaşıkçıyı dışarda bekledi. Bekleyişi 10 saat sürdü, ancak Cemal Kaşıkçı girdiği başkonsolosluktan bir daha çıkmadı… Çünkü Kaşıkçı konsolosluk içinde öldürülmüştü. Parçalara ayrılan cesedi hiç bulunamadı.

Prensin onayının olmaması mümkün görünmüyor
2 Ekimi izleyen aylarda, Suudi makamlarına cinayet suçlamaları, Riyadın da inkar çabaları, dünya gündemine damgasını vurdu.

Suudi Arabistanda, Aralık 2018de kapalı kapılar ardında yapılan duruşma sonunda mahkeme beş kişiyi Kaşıkçı cinayetinden idama mahkum etti, üç kişiyi de 7 ila 10 yıl arasında hapis cezasına mahkum etti. İdam cezaları daha sonra 20 yıl hapis cezasına çevrildi. Suudi makamları Kaşıkçı dosyasının kapandığını ilan etti.

Cinayetle ilgili dehşet verici ayrıntılar ortaya çıktıkça, Veliaht Prens Bin Selman olayla kişisel bir ilgisi olduğunu reddetti. Ancak ABD ve Türk istihbaratı başta olmak üzere neredeyse kimse, hatta Birleşmiş Milletlerin (BM) yargısız infazlar özel raportörü de, bunu inandırıcı bulmadı.

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü 2021de yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selmanın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçının İstanbulda yakalanması ya da öldürülmesi amacıyla bir operasyon düzenlenmesine onay verdiği görüşünde olduklarını söyledi. Amerikalılar, Suudi yetkililerin Veliaht Prensin izni olmadan bu tür bir operasyon gerçekleştirmiş olma ihtimalinin çok düşük olduğu sonucuna vardıklarını” duyurdu.

Kaşıkçı için adalet arayışı sonuç vermedi
Suudi Arabistanda kapalı kapılar ardındaki yargılama dışında, Türkiyede de 2020de 26 Suudi Arabistan vatandaşının yargılanmaya başlandığı dava süreci de sonuçsuz kaldı. 2022de dava durduruldu, dosya Suudi Arabistana devredildi. Türk makamları sanıkların yabancı devlet vatandaşı olmaları, duruşmalarda hazır bulunmamaları nedeniyle yargılamanın durdurulduğunu iddia etti. Hukukçular, siyasi gözlemciler ve hak savunucuları ise bunun Türkiye-Suudi Arabistan yakınlaşması sonucunda alınmış bir siyasi karar olduğunu söyledi.
ABDde de hukuk süreci başlatılmıştı ancak bu dava 2022 yılı sonunda Biden Yönetiminin mahkemeye Bin Selmanın dokunulmazlığının bulunduğunu bildirmesi üzerine düştü.

Bu arada Kaşıkçının yetişkin dört çocuğuna, babalarının öldürülmesi nedeniyle Suudi Arabistanda milyonlar değerinde mülk tazminat olarak verildi.

Bidenın gözdağı sözde kaldı
Görünen o ki, dünya Kaşıkcı cinayetini geride bırakmayı tercih ediyor. ABD Başkanı Joe Biden 2020 yılında Kaşıkçı cinayeti nedeniyle Suudi Arabistanı Küresel bir parya devletine” dönüştürmekle tehdit etmişti.

Ancak ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken daha geçen hafta, Suudi Arabistanın milli günü vesilesiyle yayımladığı açıklamada, bu ülkeyle ilişkilere çok büyük değer verdiklerine” ve stratejik ortaklığı derinleştirmeyi dört gözle beklediklerine” vurgu yaptı.

Analistlere göre başta Batılılar olmak üzere pek çok ülke lideri kendi ülke çıkarlarını, menfaatlerini önceliklendiriyor, Suudi Arabistanın son yıllardaki insan hakları ihlallerini dikkat çeken bir itinayla görmezden geliyor.

Hak savunucuları bir gün adaletin sağlanacağına inanıyor
Peki, bu ortam Alaoudh ve Al-Hathloul gibi Suudi hak savunucularının mücadelelerini nasıl etkiliyor? Al-Hathloul, bu soruyu, Biz yine de mücadele etmeye devam ediyoruz” sözleriyle yanıtladı.
Al-Hathloul, Cemal için mücadele etmek uzun vadede adaletin tesisini sağlayacaktır, onun için, ailesi için ve bıraktığı miras için… Kısa vadede ise biz insanlara bunun tekrarlanabileceğini hatırlatıyor olduğumuzdan da emin olmak istiyoruz” diye konuştu.

Washingtonda yaşayan Alaoudh ise dış politika alanında çalışan ABD yetkililerini, insan haklarını gözardı eden tutumlarını değiştirmeleri ve diktatörlerin istikrar sağladığı şeklindeki yanılgılarını gözden geçirmeleri için inka etmeye çabaladığını anlattı.

Alaoudh, sözlerini şöyle tamamlıyor: Çünkü mevcut anlayışla sadece Suudi Arabistandaki insanları kaybetmiyorsunuz, herkesi kaybediyorsunuz. Çünkü dünyaya ve tüm diktatörlere yanlış bir mesaj vermiş, ‘bir petrol kuyusunun üzerinde oturduğunuz müddetçe cinayetten bile yakayı sıyırabilirsiniz demiş oluyorsunuz.”

Son güncelleme: 09:52 03.10.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı