Moskova
10 Mayıs’ta Kiev’de bir araya gelen Almanya, Fransa, Polonya, İngiltere ve Ukrayna liderleri, ortak bir açıklamayla Rusya’ya 12 Mayıs’tan itibaren en az 30 gün sürecek tam bir ateşkes çağrısı yaptı. Aksi takdirde Rusya’ya yönelik yeni yaptırımlar uygulanabileceği uyarısında bulunuldu. Bu çağrıyı ABD Başkanı Trump da destekledi.
Görüşmeler sırasında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Trump’ı telefonla bilgilendirdiği belirtildi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Mayıs gecesi yaptığı açıklamada, 15 Mayıs’ta İstanbul’da Ukrayna ile ön koşulsuz doğrudan görüşmelere hazır olduklarını duyurdu. Kremlin yetkilisi Yuriy Uşakov, Rusya’nın İstanbul’a bir heyet göndereceğini teyit etti ancak heyetin kimlerden oluşacağına dair bilgi vermedi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ise Putin’i “şahsen” İstanbul’da bekleyeceğini açıkladı. Ancak ateşkes konusundaki temel anlaşmazlık, görüşmelerin başlamasını riske atan en önemli engel olarak öne çıkıyor.
ABD Başkanı Donald Trumpın Ukrayna özel temsilcileri Steve Witkoff ve Keith Kellogg, Rusya ile Ukrayna arasında İstanbulda yapılacak barış görüşmelerine katılacak. Aynı tarihlerde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubionun da Türkiyede olması bekleniyor.
Tarafların Uzlaşmaz Pozisyonları
Putin, ateşkesin ancak müzakereler sonucunda sağlanabileceğini savunurken, Zelenski ve Batılı müttefikleri önce ateşkes şartını koşuyor. Ukrayna lideri, 11 Mayısta yaptığı açıklamada 12 Mayıstan itibaren tam ve güvenilir bir ateşkes beklediklerini vurguladı. Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da bu pozisyonu desteklerken, Trumpın ateşkes ön koşuluna vurgu yapmaması dikkat çekti.
ABDnin gizli planı olabilir mi?
NBC Newsin iddialarına göre, ABD özel temsilcisi Steve Whitcoffun Putine sunacağı 22 maddelik teklifler listesinde: 30 günlük ateşkes düzenlemesi; Ukraynanın NATO üyeliğine ABD desteğinin askıya alınması; 30 kmlik askerden arındırılmış bölge oluşturulması (her iki tarafın 15 km çekilmesi) gibi maddeler yer alıyor.
Ancak Zelenski, özellikle askerden arındırılmış bölge fikrini Herson gibi kritik şehirlerin kaybına yol açacağı gerekçesiyle reddetti.
Türkiyenin kritik rolü:
Türkiyenin 2022deki tahıl koridoru ve mahkum değişimlerindeki başarılı arabuluculuğu, bu yeni süreçte de beklentileri artırıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putinle yaptığı telefon görüşmesinde kapsamlı ateşkesin müzakereler için gerekli ortamı sağlayacağını vurguladı.
12 Mayıs’ta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Zelenskiy, İstanbul’da yapılması planlanan Rusya-Ukrayna zirvesini ele aldıklarını belirtti. Görüşmenin ardından Telegram kanalında paylaşım yapan Zelenskiy, “Destek ve en üst düzeyde diplomasiye katkı sağlama isteği için minnettarım. Ateşkesin gerekliliğini aynı şekilde görüyoruz,” ifadelerini kullandı.
Zelenskiy açıklamasının devamında, “Putin ile doğrudan görüşmelere hazırız. Avrupa’da hep birlikte uzun vadeli güvenliğin sağlanması için çalışmamız çok önemli. Amerika ile sürekli temas halinde olacağız,” dedi.
Diplomatik kaynaklar, tarafların gerçek niyetlerinin bu süreçte netleşeceğini belirtirken, 2022de başarısızlıkla sonuçlanan İstanbul görüşmelerinin bu kez farklı bir sonuç doğurup doğurmayacağı merakla bekleniyor. Özellikle ABDnin Ukraynaya yönelik yeni silah sevkiyatı kararının, müzakereler öncesinde Kievin pazarlık gücünü artırma amacı taşıdığı ifade ediliyor.
Kiev’in yasal karar alması gerekli
Zelenskiy tarafından Ekim 2022’de imzalanan bir kararnameye göre, Vladimir Putin Rusya Devlet Başkanı olarak kaldığı sürece Ukrayna’nın Rusya ile müzakere yapması yasaklanmış durumda. Ukrayna ve Rusya heyetleri arasındaki doğrudan görüşmeler 2022 yılının bahar aylarında kesintiye uğramıştı.
Bundan dolayı Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, doğrudan görüşmelerin yeniden başlayabilmesi için Ukrayna’nın bu temasların önündeki yasal engelleri kaldırması gerektiğini ifade etti.
ABD Dışişleri Bakanı, o tarihte Türkiyede olacak
ABD Dışişleri Bakanlığı, Rubionun 14-16 Mayıs tarihlerinde, NATO üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının gayriresmi toplantısına katılacağını ve gündemde Rusya-Ukrayna çatışmasının çözümü de dahil olmak üzere ittifakın güvenlik önceliklerinin ele alınacağını duyurdu. Bu ziyaret, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinin Rusya ve Ukrayna arasında 15 Mayısta İstanbulda yapılmasını önerdiği görüşmelerle aynı tarihe denk geliyor. Rubio, 11-14 Mayısta Katar ve Suudi Arabistanı ziyaret edecek olan Başkan Donald Trumpa eşlik ettikten sonra Antalyaya geçecek.
Trump: Rusya-Ukrayna Görüşmeleri İçin Gerekirse İstanbul’a Gelebilirim
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, 15 Mayıs’ta İstanbul’da yapılması planlanan Rusya-Ukrayna görüşmelerine katılabileceğini açıkladı. Beyaz Saray’ın YouTube kanalında yayımlanan basın toplantısında konuşan Trump, bu görüşmelerin faydalı olabileceğini düşündüğü takdirde İstanbul’a gelmeyi değerlendirdiğini söyledi. “Her iki liderin de orada olacağını anlıyorum. Ben de oraya gitmeyi düşündüm. O gün Orta Doğu’da olacağım ama eğer bu görüşmelerden bir sonuç çıkacağını düşünürsem İstanbul’a uçabilirim,” diyen Trump, 15 Mayıs’taki görüşmelerden “iyi sonuçlar” beklediğini dile getirdi.
Trump, Rusya’nın 30 günlük ateşkesi kabul etmemesi durumunda yeni yaptırımlar uygulanıp uygulanmayacağı sorusuna, Moskova’nın bu teklifi kabul edeceğini düşündüğünü belirterek yanıt verdi. Ayrıca Trump, İstanbul’daki görüşmeler fikrinin kendisine ait olduğunu ve konuyu Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü ifade etti.
Putin Gidecek Mi?
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rus heyetinin görüşmelere hazır olduğunu ancak delegasyonun kimlerden oluşacağına dair detay paylaşmadı. Basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Peskov, Rus tarafı perşembe günü İstanbulda yapılması planlanan müzakerelere hazırlanmaya devam ediyor. Devlet Başkanı gerekli gördüğünde heyetimizin kompozisyonunu açıklayacağız ifadelerini kullandı.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskinin Putinle İstanbulda görüşme teklibine ilişkin soruya ise Peskov, 9 Mayısta Devlet Başkanımızın yaptığı açıklamalara atıfta bulunmak gerekiyor. Şu an için başka yorum yapmayacağız yanıtını verdi. Peskov açıklamasında Avrupanın tutumuna da sert tepki gösterdi: Avrupanın yaklaşımı dengeli değil. Savaşın devam etmesini istiyorlar ve bu durum Moskova ile Washingtondaki yaklaşımlarla tam bir tezat oluşturuyor. Avrupa Ukraynanın yanında yer aldığı için tarafsız arabuluculuk iddiasında bulunamaz.
ABD: Trumpın İstanbula Gelişi Putine Bağlı
ABD Başkanının özel temsilcisi Keith Kellogg, İstanbulda 15 Mayısta planlanan Rusya-Ukrayna görüşmelerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kellogg, ABDnin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinin bu görüşmelere katılmasını umduğunu belirtti. Eğer Başkan Putin İstanbula gelirse, Başkan Trumpın da katılımı söz konusu olabilir diyen Kellogg, iki liderin aynı platformda buluşmasının barış sürecine önemli katkı sağlayabileceğini ifade etti. Kelloggun açıklamaları, uluslararası toplumda İstanbul görüşmelerine yönelik beklentileri artırırken, 15 Mayısta gerçekleşecek diplomasi trafiği merakla bekleniyor.
Müzakerelerde temel konular
Steve Witkoffin önceki açıklamalarında, görüşmelerde ele alınacak temel konular arasında sınır meseleleri, Kievin Dinyeper Nehri ve Karadenize erişimi ile Zaporijya Nükleer Santralinin statüsünün yer aldığını belirtmişti. Witkoff, Siyasi irade ve doğrudan diyalog olduğunda taraflar uzlaşmaya varabilir demiş, Trumpın ise ilerleme sağlanamazsa barış çabalarını azaltabileceğini ima etmişti.
Vladimir Putin, 15 Mayısta İstanbulda yapılmasını önerdiği görüşmelerin amacını çatışmanın kök nedenlerini ortadan kaldırmak olarak tanımladı.
Diplomatik Hamlelerin Perde Arkası
Trumpın Denge Stratejisi: ABD Başkanının açıklamaları, Ukraynaya askeri desteği sürdürürken Rusya ile diyalog kanallarını da açık tutma çabasını yansıtıyor. Beyaz Saray yetkilileri, Trumpın önümüzdeki büyük hafta vurgusunun, Dışişleri Bakanı Marco Rubionun 14-16 Mayıstaki Türkiye ziyaretiyle bağlantılı olduğunu ima ediyor.
Putinin Zamanlama Hesabı: Kremlinin önerisi, Batılı liderlerin Kiev zirvesinin hemen ertesine denk getirilmiş durumda. Moskova merkezli siyaset analisti Dmitri Trenin, Bu hamleyle Rusya, Ukraynanın Batı desteğindeki çatlakları büyütmeyi ve Trumpın savaşı bitirme vaadini test etmeyi amaçlıyor değerlendirmesinde bulunuyor.
Türkiyenin Kritik Rolü: Cumhurbaşkanı Erdoğanın hem Putin hem Zelenski ile yaptığı son görüşmeler, İstanbulun tarafsız diplomasi merkezi kimliğini güçlendiriyor.
Brookings Enstitüsünden Fiona Hill: Trumpın açıklamaları, ABDnin Ukraynaya askeri desteğini kademeli olarak azaltma planlarının habercisi olabilir.
Carnegie Europedan Judy Dempsey: Avrupa, Trumpın yeni dünya vurgusundan rahatsız. Brüksel, Washingtonın kendisini by-pass ederek Moskovayla ikili anlaşma yapmasından endişeli.
RAND Corporationdan Samuel Charap: Putinin ateşkes vurgusu, işgal ettiği bölgelerde fiili durumu kalıcılaştırma stratejisinin parçası.
Önümüzdeki saatler Ukrayna savaşının seyrini belirleyebilecek kritik gelişmelere sahne olacağını gösteriyor. Diplomatik kaynaklar, tarafların gerçek niyetlerinin bu süreçte netleşeceğini ifade ediyor.
Putinin Barış Önerisi: Diplomatik Hamle mi, Stratejik Manevra mı?
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putinin Ukrayna ile 15 Mayısta İstanbulda koşulsuz görüşme önerisi, uluslararası diplomasi sahnesinde çok katmanlı bir değerlendirmeyi gerektiriyor. Küresel medya kuruluşlarının analizleri, bu hamlenin hem bölgesel dinamikleri hem de ABD-Rusya ilişkilerini yeniden şekillendirme potansiyeli taşıdığını ortaya koyuyor.
The Wall Street Journalın vurguladığı üzere, Putinin önerisinin Fransa, Almanya, İngiltere ve Polonya liderlerinin Kiev ziyareti ve Trumpla video konferansının hemen ardından gelmesi tesadüf değil.
Uzmanlar, bu zamanlamayla Moskovanın üç temel mesaj verdiğini belirtiyor: Batı bloğundaki koordinasyon boşluklarını ortaya çıkarmak, Trump yönetiminin Ukrayna politikasındaki yumuşak kanadı hedef almak ve Türkiye gibi arabulucu aktörlerin rolünü güçlendirmek.







