Euronewsten Bahtiyar Küçükün haberine göre, Bosna-Hersekin Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt, Birleşmiş Milletlere (BM) sunduğu raporda, Sırp ayrılıkçıların, ulusal silahlı kuvvetleri ikiye bölerek kendi ordularını yeniden oluşturmaları halinde ülkede yeni bir savaşı engellemek için daha fazla uluslararası barış gücüne ihtiyaç duyulacağını söyledi.
Eski Alman bakan Schmidt, ağustos ayında göreve başlamasından bu yana hazırladığı ilk raporunda, Bosnanın “savaş sonrası dönemin en büyük varoluşsal tehdidi” ile karşı karşıya olduğunu yazdı.
Bosnadaki uluslararası barışı koruma misyonu kapsamında 700 kişilik Avrupa Birliği kuvveti (EUFOR) görev yapıyor. NATOnun da Saraybosnada bir karargahı bulunuyor.
Her ikisinin de bir yıllık görev süresi bu hafta BM Güvenlik Konseyinde yenilenecek; ancak Rusya, Bosna Yüksek Temsilcisinin yetkilerinin kaldırılmaması halinde kararı bloke etmekle tehdit etti. Bu durumun Schmidtin 1995 Dayton Barış Anlaşmasının gözetmeni olarak otoritesini baltaladığı ifade ediliyor.
Sırp güçlerden terörle mücadele tatbikatı
Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik, son çeyrek yüzyılda uluslararası yardımla oluşturulan ulusal ordu da dahil olmak üzere devlet düzeyindeki kurumları çekip bir Sırp kuvveti oluşturmakla tehdit ediyor.
Dodik, 14 Ekimde Bosna ordusunu kışlalarının etrafını çevirerek Sırp Cumhuriyetinden çekilmeye zorlayacağını ve Batının askeri müdahaleye kalkışması halinde, kendisine destek sözü veren arkadaşları olduğunu söyledi. O ülkelerin de Sırbistan ve Rusya olduğu kaydediliyor.
Bosnalı Sırp polisi, geçen ay Sırp güçlerinin 1992-95 kuşatması boyunca Saraybosnayı bombaladığı Jahorina Dağında “terörle mücadele” tatbikatları gerçekleştirdi.
Bosna kolluk kuvvetleri ile Sırp polisi çatışabilir
Schmidt, geçtiğimiz cuma günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterrese sunduğu Guardian tarafından görülen raporda, Bu, ilan etmeden ayrılmakla eşdeğerdir dedi.
Dodikin eylemlerinin yalnızca ülkenin ve bölgenin barış ve istikrarını tehlikeye atmakla kalmadığını, uluslararası toplum tarafından yanıtlanmazsa (Dayton barışı) anlaşmasının yok edilmesine yol açabileceğini söyledi.
Bosna ulusal kolluk kuvvetleri ile Bosnalı Sırp polisi arasında çatışmalar yaşanmasının mümkün olduğunu kaydeden Yüksek Temsilci, Bosna-Hersek silahlı kuvveti iki veya daha fazla orduya bölünürse, uluslararası askeri varlığın düzeyinin yeniden değerlendirilmesi gerekir diye uyardı.
Yetkili, Mevcut duruma yanıt verilmemesi (Dayton anlaşmasını) tehlikeye atarken, Bosnadaki istikrarsızlığın daha geniş bölgesel sonuçları olacaktır. Daha fazla bölünme ve çatışma ihtimali çok gerçek. dedi.
100 ila 200 bin askeri silahlandırabilecek durumdayız
Bosna Hersek Demokratik Eylem Partisi (SDA) Başkanı Bakir İzetbegoviç de ülkenin güçlü bir savunma sanayisine sahip olduğuna işaret ederek Kendi tüfeğimizi ürettik ve oldukça hızlı bir şekilde 100 ila 200 bin askeri silahlandırabilecek durumdayız. İHAlarımız ise geliştirme aşamasında. diye konuştu.
İzetbegoviç, Sırpların maceracı ve istikrarsızlaştırıcı tutumuna Boşnakların ve Hırvatların ortaklaşa karşı çıkması gerektiğini söyledi.
Rusya, Yüksek Temsilciye karşı çıkıyor
Rusya, Schmidtin Dayton Barış Anlaşmasının uygulanmasını denetleyen çok uluslu özel bir organ olan Barış Uygulama Konseyi tarafından atanmasına karşı çıktı.
Tartışmalara yakın bir diplomat, Guardiana, Rusyanın gerçekten istediği şeyin, onun konseye brifing vermesini engelleyerek yüksek temsilcilik makamının yetkisini kırmak olduğunu düşünüyorum dedi.
Berlin merkezli bir düşünce kuruluşu olan Demokratikleşme Politikası Konseyinin kurucu ortağı ve Kurt Bassuener, Görünüşe göre Amerikalılar, İngilizler ve Fransızlar, yüksek temsilciye atfedilen görevleri gerçekten ortadan kaldırma konusunda etkili bir şekilde anlaştı. Bu, yasal olarak yüksek temsilciyi zayıflatmasa da, politik olarak kesinlikle öyle. diye konuştu.
EUFORun görev süresi yenilense bile, ABde Bosnada kalan küçük gücü güçlendirme konusunda istek olmadığı ve Macaristan gibi bazı ülkelerin Dodiki desteklediği ifade ediliyor.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Gabriel Escobar geçen hafta Kongreye verdiği demeçte, ABDnin Bosnada yasadışı veya istikrarı bozan herhangi bir eylemin sonuçları olduğundan emin olmak için AB ile birlikte çalıştığını söyledi.
Bosna merkezli düşünce kuruluşu Popularinin başkanı Alida Vracic, sürekli ve kötüleşen kriz duygusunun ülke liderlerinin yönetim başarısızlıklarını gizlemelerine izin verdiğini kaydetti.
Savaş çıkar mı?
Dodik ve Sırp yetkililerin, eski Yüksek Temsilci Valentin Inzkonun 23 Temmuzda soykırım inkarını suç sayan bir yasa çıkartmasını boykot etmeleri kararıyla başlayan siyasi kriz, Sırp lider Dodikin ayrılıkçı söylemleriyle giderek büyüdü ve Bosna Hersekte yeniden savaş olur mu sorularını gündeme getirdi.
Yüksek Temsilcilik Ofisinin (OHR) yürürlüğe koyduğu tüm yasal değişiklikleri inkar eden Dodik, Dayton Antlaşmasının özüne dönülmezse ordu, yargı ve vergilendirme sistemlerinde radikal adımlar atacağını ifade etti.
Dodik, ilk adım olarak da ulusal düzeyde yetkili Bosna Hersek İlaç ve Tıbbi Malzeme Kurumunun yetkilerini, RS bünyesinde kurulacak yeni bir kuruma devretmeye ilişkin kanun teklifinin RS Meclisinde kabul edilmesini sağladı. Entite düzeyinde kurulacak bir kurumun varlığı RSnin paralel bir devlet hazırlığında olduğu şeklinde nitelendirilirken, Dodik, daha da ileri giderek 7 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin RSnin bağımsızlığını desteklediğini iddia etti.
Dodik, en son, genel başkanlığını yaptığı Bağımsız Sosyal Demokratlar İttifakı (SNSD) tarafından kabul edilen bildiri metninin basına sızmasıyla gündeme geldi. Bildiride, RSnin devlete ait bazı yetkileri kendi üzerine alarak özerklik derecesini artırmasına izin verilmemesi halinde Bosnalı Sırpların kendi kaderini tayin hakkını devreye sokacağı ve Bosnalı Sırp kurumlarının devlet kurumlarını entiteden çıkaracağı ifadelerine yer verildi.
Sırp askerlerin Bosna Hersek Silahlı Kuvvetlerinden ayrılarak entite ordusunun kurulmasını da kapsayan bildiride, Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi ile Başsavcılığının kararlarının RSde uygulanmaması vurgulandı.







