• Turkhane Logo

'Bağımsız bir Filistin devleti kurulması halinde silahlarımızı bırakırız'

Uluslararası toplum İsrail Filistin meselesinde ezici bir çoğunlukla iki devletli çözümü desteklerken, İsrail Başbakanı Biyamin Netanyahu'nun başında bulunduğu ülke tarihinin en aşırı sağcı hükümeti bunu şiddetle reddediyor.

18:55 25 Nisan 2024 Perşembe
'Bağımsız bir Filistin devleti kurulması halinde silahlarımızı bırakırız'
Uluslararası toplum İsrail Filistin meselesinde ezici bir çoğunlukla iki devletli çözümü desteklerken, İsrail Başbakanı Biyamin Netanyahu'nun başında bulunduğu ülke tarihinin en aşırı sağcı hükümeti bunu şiddetle reddediyor.

Euronewste yer alan habere göre Gazzede yönetimi elinde bulunduran Hamas örgütünün üst düzey siyasi yetkililerinden Halil el Hayya, bağımsız bir Filistin devleti kurulması halinde grubun silah bırakacağını söyledi.

İsrail ile beş yıl veya daha uzun süreli bir ateşkesi kabul etmeye hazır olduklarını belirten Hayya, 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin devleti kurulması halinde de Hamasın silah bırakıp siyasi bir partiye dönüşebileceğini dile getirdi.

Halil El Hayyanın çarşamba günü verdiği mülakatta yaptığı açıklamalar, Gazzede aylardır devam eden ateşkes görüşmelerinin çıkmaza girdiği bir dönemde geldi.

Hamasın silahsızlanma önerisi, İsrailin haritadan silinmesi vadinde bulunan Filistinli grup tarafından verilen önemli bir taviz olarak değerlendiriliyor.

Ancak İsrailin böylesi bir senaryoyu ya da planı düşünmesi pek olası görünmüyor.

Zira 7 Ekim saldırısı sonrası Haması ortadan kaldırmayı ana hedefi olarak gördüğünü iddia eden İsrail, 1967 savaşında işgal ettiği topraklarda bir Filistin devleti kurulmasını reddediyor. İki devletli çözüm önerisine de şiddetle karşı çıkıyor.

Ateşkes ve rehine değişimi müzakerelerinde Haması temsil eden isim olan Halil el Hayya, İstanbulda APye verdiği röportajda, bazen meydan okuyan bazen de uzlaşmacı bir ton kullandı.
İsrail 1967 sınırlarına çekilirse Hamasın askeri kanadı dağılır

El Hayya, Hamasın Gazze ve Batı Şeria için birleşik bir hükümet kurmak üzere el Fetih grubunun liderliğindeki Filistin Kurtuluş Örgütüne katılmak istediğini söyledi.

Yetkili, Hamasın, İsrailin 1967 öncesi sınırları boyunca Batı Şeria ve Gazze Şeridinde tam egemen bir Filistin devletini ve uluslararası kararlara uygun olarak Filistinli mültecilerin geri dönüşünü kabul edeceğini ifade etti.

Ayrıca el Hayya, bunun gerçekleşmesi halinde grubun askeri kanadının dağılacağının altını çizdi.

Halil el Hayya şöyle devam etti:

İşgalcilere karşı mücadele eden tüm insanların deneyimleri, bağımsızlık kazandıktan ve haklarını elde ettikten sonra ne yaptıklarıyla ilgilidir. Peki bu (bağımsızlık için savaşan) güçler ne yaptı? Siyasi partilere dönüştüler ve savunma güçleri de ulusal ordulara evrildi.

Hamas, yıllar içerisinde İsrailin yanında bir Filistin devleti olasılığı konusunda kamuoyu önündeki tutumunu zaman zaman yumuşattı.

Ancak siyasi programı hala resmi olarak nehirden denize kadar Filistinin tam kurtuluşuna yönelik her türlü alternatifi reddediyor.

Nehirden denize ifadesi, Ürdün Nehrinden Akdenize kadar uzanan ve bugünkü İsraili de kapsayan bölgeye atıfta bulunuyor.

Bu arada aynı söylemi İsrailli yöneticiler de kullanıyor ve Ürdün Nehrinden Akdenize kadar olan bölgenin İsrail Devletine ait olduğunu iddia ediyor.

Netanyahu hükümeti, iki devletli çözümü reddediyor

El Hayya, iki devletli çözümü benimsemesinin Filistinlilerin İsraille olan çatışmalarının sona ermesi anlamına mı geldiği yoksa Hamasın, İsraili yok etme hedefinde atılmış bir ara adım mı olduğu sorusuna yorum yapmadı.

Uluslararası alanda tanınan Filistin Yönetiminden ya da İsrailden henüz bir tepki gelmiş değil.

Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi, Hamasın 2007de Gazzenin kontrolü ele geçirmesinin ardından İsrail işgali altındaki Batı Şerianın yarı özerk bölgelerini yönetiyor.

Filistin Yönetimi, 1967deki savaşın ardından İsrail tarafından işgal edilen Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazzede bağımsız bir devlet kurmayı umuyor.

Gazzede çoğu çocuk ve kadın 34 bin kişi öldürüldü

Uluslararası toplum ezici bir çoğunlukla iki devletli çözümü desteklerken, İsrail Başbakanı Biyamin Netanyahunun başında bulunduğu ülke tarihinin en aşırı sağcı hükümeti bunu reddediyor.

Gazzeye yönelik savaş yaklaşık yedi aydır devam ediyor ve ateşkes görüşmeleri durmuş durumda.

Savaş, Hamas liderliğindeki silahlı kişilerin 7 Ekimde İsrailin güneyine düzenlediği ve yaklaşık 1.200 kişinin öldüğü saldırının ardından başladı. Filistinli silahlı savaşçılar, 250 kadar kişiyi rehin aldı.

Bunu takip eden İsrail bombardımanı ve Gazzeye yönelik kara harekâtı, sağlık yetkililerine göre çoğu kadın ve çocuk 34 binden fazla Filistinlinin ölümüne ve 2,3 milyonluk Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 80inin de yerinden edilmesine neden oldu.
El Hayya: İsrail, Hamas güçlerinin yüzde 20sini bile yok edemedi

İsrail şimdi, daha önce güvenli bölge olduğunu iddia ederek sivillerden gitmesini istediği ve 1 milyondan fazla Filistinlinin sığındığı Gazzenin güneyindeki, Mısır sınırına yakın Refah kentine saldırmaya hazırlanıyor.

Tel Aviv, savaşın başlamasından bu yana Hamasın ilk iki düzine taburunun çoğunu dağıttığını ancak kalan dört taburun Refahta saklandığını ileri sürüyor.

İsrail, Hamasa karşı zafer kazanmak için Refah saldırısının gerekli olduğunu savunuyor.

Halil el Hayya, Refah saldırısının Haması yok etmeyi başaramayacağını söyledi. Dışarıdaki siyasi liderlik ile Gazzedeki askeri liderlik arasındaki temasların savaş nedeniyle kesintiye uğramadığını belirten yetkili, iki grup arasında temasların, kararların ve yönlendirmelerin de istişare içinde yapıldığını ifade etti.

İsrail güçleri Hamasın ne insan ne de saha kapasitesinin yüzde 20sini yok edemedi. diyen el Hayya, Eğer Hamasın işini bitiremiyorlarsa, çözüm nedir? Çözüm uzlaşmaya gitmektir. diye İsraili Hamas ile müzakere masasına dönmeye çağırdı.

Hamasın merkez ofisinin Türkiyeye taşınması gündemde değil

Kasım ayında bir hafta süren ateşkes sonucunda İsrailde tutulan 240 Filistinli mahkuma karşılık 100den fazla rehine serbest bırakıldı.

Ancak daha uzun vadeli bir ateşkes ve kalan rehinelerin serbest bırakılması için yapılan görüşmeler, her iki tarafın da diğerini uzlaşmazlıkla suçlaması nedeniyle halihazırda donmuş durumda.

Kilit muhatap Katar ise arabuluculuk rolünü yeniden değerlendirmeye aldığını belirtti.

Daha önce Katarda bulunan Hamasın üst düzey siyasi yetkililerinin çoğu geçtiğimiz hafta Körfez ülkesinden ayrılarak Türkiyeye gitti.

El Hayya ise, grubun merkez siyasi ofisinin kalıcı olarak Türkiyeye taşınmasının gündemde olmadığını belirterek Hamasın, Katarın görüşmelerde ara bulucu sıfatıyla devam etmesini istediğini aktardı.

Hamas: Savaş sona ermeyecekse esirleri neden teslim edelim ki?

İsrailli ve ABDli yetkililer, Haması anlaşma konusunda ciddi olmamakla suçluyor.

El Hayya İsrail ve ABDnin suçlamasını reddederek Hamasın kalan İsrailli rehineler karşılığında serbest bırakılmasını istediği Filistinli mahkûmların sayısı konusunda bile taviz verdiğini söyledi.

Öte yandan, grubun Gazzede kalan ve hala hayatta olan kaç rehine olduğunu tam olarak bilmediğini söyleyen el Hayya, ancak Hamasın kalıcı bir ateşkes ve İsrail askerlerinin tamamen geri çekilmesi taleplerinden geri adım atmayacağını, İsrailin her ikisine de karşı çıktığını belirtti.

İsrail yönetimi, Hamas kesin olarak yenilgiye uğratılana kadar askeri operasyonlara devam edeceğini ve sonrasında güvenlik açısından Gazzedeki varlığını sürdüreceğini belirtiyor.

Hamas lideri, kalan rehineler için Savaşın sona ereceğinden emin değilsek esirleri neden teslim edelim ki? sorusunu yöneltti.

Halil el Hayya: Hamas, 7 Ekim saldırılarından pişman değil

Hamasın, ABDnin deniz yoluyla yardım ulaştırmak iddiasıyla Gazze Seridi kıyısına inşa ettiği yüzer iskele çevresinde konuşlanacak olası İsrail ya da diğer güçlere saldıracağı tehdidinde de bulunan el Hayya, şöyle devam etti:

İster denizde ister karada olsun, Gazzede Filistinli olmayan herhangi bir varlığı kategorik olarak reddediyoruz ve bu yerlerde bulunan İsrailli ya da başka herhangi bir askeri güce işgalci bir güç olarak muamele edeceğiz.

Halil el Hayya, Gazze ve halkına getirdiği yıkıma rağmen Hamasın 7 Ekim saldırılarından pişmanlık duymadığının altını çizdi.

Hamas savaşçılarının saldırılar sırasında sivilleri hedef aldığı yönündeki iddiaları reddeden Halil El Hayya, operasyonun Filistin meselesini yeniden dünyanın gündemine getirme hedefinde başarılı olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Ve İsrailin Haması ortadan kaldırma girişimlerinin Filistinlilerin gelecekteki silahlı saldırılarını önlemede başarısız olacağı yorumunu yaptı.

Halil el Hayya, mülakatı şu soru ile sonlandırdı:

Diyelim ki Haması yok ettiler. Filistin halkı yok mu olacak?

Son güncelleme: 18:55 25.04.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı