• Turkhane Logo

Avrupa'da 'Rus tehdidi': Savunma bütçeleri hızla artıyor

Rusya ve NATO ülkeleri arasındaki gerilim giderek tırmanıyor. Yaşanan gerilimle beraber ülkelerin savunma ve silahlanma için ayırdığı bütçeler de her geçen gün artıyor. Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu bölgede ve dünyada kaygıyla izlenen bu durumu köşesinde değerlendirdi.

13:39 21 July 2025 Monday
Avrupa'da 'Rus tehdidi': Savunma bütçeleri hızla artıyor
Rusya ve NATO ülkeleri arasındaki gerilim giderek tırmanıyor. Yaşanan gerilimle beraber ülkelerin savunma ve silahlanma için ayırdığı bütçeler de her geçen gün artıyor. Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu bölgede ve dünyada kaygıyla izlenen bu durumu köşesinde değerlendirdi.

Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşta tarafların müzakere şartlarında mutabık kalamaması; Avrupalı liderlerin ve ABD Başkanı Trump’ın çatışmaları durdurma gayretlerinin sonuç vermemesi, AB ülkelerinde endişeleri artırdı. Bu durum, bölgesel ve özellikle Doğu Avrupa kısmında güvenlik dinamiklerinde önemli bir değişimlere neden oldu. Bunun tetiklemesiyle askeri kapasiteler ve savunma bütçeleri yeniden planlanarak hızlı silahlanmaya girildi. Geleneksel olarak savunma harcamalarına düşük bütçeler ayıran ülkeler, artık daha agresif bir yaklaşım benimsiyor. 
NATO üyesi ülkeler başta olmak üzere, birçok Avrupa devleti askeri altyapılarını modernize etme ve savunma sanayilerini destekleme yarışına girişti. İttifak üyeleri, savunma harcamalarını gayri safi yurt içi hasılalarının (GSYİH) %5ine çıkarma konusunda anlaştılar. Bu karar, Hollanda zirvesinde alındı ve 2035 yılına kadar uygulanacak. Bu karar, Rusyanın artan askeri birikimi karşısında alınan tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu kararla birlikte, NATO müttefikleri, karşılıklı savunma taahhütlerini yeniledi ve toplu savunmaya olan bağlılıklarını bir kez daha teyit etti.
Bu oran (%5) sadece Almanya’dan yılda 230 milyar doların üzerinde NATO desteği manasına geliyor. Neredeyse Rusya’nın savunma bütçesinin 2 katı. Birleşik Krallık ise savunma sanayisini gerektiğinde büyütebilmek için “her zaman hazır” bir mühimmat üretim kapasitesi kararı aldı. Savunma Bakanlığı, Başbakan Keir Starmer hükümetinin savunma sanayisini güçlendirmek ve artan talebi karşılamak için silah stoklarını artırmak amacıyla altı mühimmat fabrikası inşa etmek için 1,5 milyar sterlin (2 milyar dolar) yatırım yapacağını açıkladı. Uzun menzilli silahlar, konut tesisleri ve diğer yatırımlar da düşünüldüğünde en az 3 milyar sterlin harcanacak.
Savaşın “kolektif tüketim aracı olarak görülmesi 
2021-2024 döneminde Avrupanın savunma bütçesi %31 oranında büyüdü. Askeri sanayi kompleksinde siparişler son 30 yılın en yüksek seviyesine ulaşırken, sivil fabrikalar da silah üretimine adapte ediliyor. Bu durum, Ukrayna savaşının etkilerinin ötesinde, Avrupanın uzun vadede Rusyaya karşı doğrudan bir çatışmaya hazırlandığı yorumlarına yol açıyor. Ayrıca Avrupa elitleri, Rus tehdidi söylemini kullanarak içerideki sorunları da örtbas etmeye çalışıyor. Göçmen krizi, rekabet gücünün düşüşü ve sosyal devletin aşınması gibi sorunlar, savaş ekonomisiyle bastırılmak isteniyor. 
20. yüzyılın başında olduğu gibi, savaşın bir kolektif tüketim aracı olarak ekonomiyi canlandıracağı düşünülüyor. Ancak bu yaklaşım, İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan sosyal refah devletiyle çelişiyor. Avrupanın savunma harcamalarını artırmak için borçlanmaya gitmesi dikkat çekiyor. 800 milyar avroluk bir fon, sosyal harcamalara dokunmadan askeri yatırımları finanse etmek için kullanılacak. Bu kaynak, 2035e kadar savunma bütçesini GSYİHnın %5ine çıkarmayı hedefliyor. Ancak bu hamle, ABDnin askeri-endüstriyel kompleksine yapılacak silah alımlarıyla bağlantılı.
Trump yönetimi, Ukraynaya askeri yardımı yeniden başlatarak Avrupanın yükünü artırıyor. NATOnun 2023 Vilnius Zirvesinde olduğu gibi, Ukrayna meselesi Avrupanın güvenlik sorunu olarak tanımlanıyor. Bu, ABDnin yükü müttefiklerine yıkma stratejisinin bir parçası. Aynı zamanda, Avrupa ülkelerinin kamu borçları da hızla yükseliyor. AB ortalaması %80i aşan borç oranları, savaş ekonomisiyle daha da artabilir. Almanya gibi ülkelerin borçlanma politikaları, ABDnin Almanyayı kontrol altında tutma stratejisiyle örtüşüyor.
Rusyanın mühimmat üretimi NATOyu 3e katladı
Rusya, Avrupadaki bu gelişmeleri yakından izliyor. Özellikle ABDnin kıtaya orta ve kısa menzilli füzeler yerleştirmesi, Karayip Krizi benzeri bir gerilime yol açabilir. Rusya, 1941deki gibi bir sürpriz saldırıyı önlemek için önleyici stratejiler geliştirmek zorunda kalabilir. Diğer yandan, Trumpın Çin ve Hindistana yönelik %500lük enerji vergileri, küresel bir finansal krizi tetikleyebilir. Bu durum, Batı ile diğer ülkeler arasında ekonomik ayrışmayı hızlandırabilir.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, The New York Timesa yaptığı açıklamada Rusyanın askeri üretim kapasitesi konusunda NATOyu geride bıraktığını şaşırtıcı bir itirafla ortaya koydu. Rutte, Rusyanın sadece üç ayda ürettiği mühimmat miktarı, NATO ülkelerinin bir yıllık toplam üretiminin üç katına ulaşıyor dedi. Rusyanın modern tarihte eşi görülmemiş bir hızla yeniden yapılandığını belirterek bunun büyük bir jeopolitik meydan okuma olduğunu vurguladı. Ruttenin paylaştığı verilere göre, Rus savunma sanayii NATO karşısında ezici bir üstünlük kurmuş durumda. Bu durum, özellikle Ukrayna savaşında tarafların mühimmat stoklarının hızla tükenmesiyle daha da belirgin hale geldi.
Rutte, NATO ülkelerinin GSYİHnin sadece %2sini savunmaya ayırmasının artık yeterli olmadığını belirterek sert bir uyarıda bulundu: Eğer savunma sanayiimizi ve siber güvenlik altyapımızı geliştirmezsek, kendimizi koruyamayız. NATO Genel Sekreteri, askeri harcamaların %5e çıkarılmasının büyük maliyetler doğuracağını kabul ederken, Ancak bunu yapmazsak, Rusça öğrenmek zorunda kalacağız ifadesini kullandı.
Sonuç olarak Ruttenin açıklamaları NATOnun Rusya karşısındaki endişelerini yansıtıyor. Özellikle doğu kanadındaki NATO ülkelerinin, Rusyanın artan askeri kapasitesi karşısında savunma harcamalarını artırmaya daha istekli olduğu gözüküyor. Rusyanın savunma sanayiindeki üretim kapasitesi, NATO ülkelerini ciddi önlemler almaya zorlarken, önümüzdeki dönemde Avrupanın savunma bütçelerinde önemli artışlar bekleniyor. Ruttenin Rusça öğrenmek vurgusu ise ittifak içindeki alarm seviyesinin ne kadar yükseldiğini gözler önüne seriyor.
Aynı zamanda Avrupanın silahlanması, ABD önderliğinde bir kontrollü kaos stratejisinin parçası da olabilir. Ekonomik savaşlar ve askeri gerilimlerle şekillenen bu süreç, küresel dengeleri kökten değiştirebilir. Rusya ise, tarihten gördüğü örneklerle, sıcak bir çatışmaya zorlanmamak için diplomatik ve askeri manevralarla bu süreci yönetmeye çalışıyor.
Tarih, Avrupanın 1812 ve 1941de olduğu gibi yeniden birleşik bir cephe oluşturabileceğini gösteriyor. Vurgulanması gereken başka bir husus ise, Rusyanın Çin, Kuzey Kore gibi stratejik ortaklarla kurduğu ittifakların dengeleri değiştirebilir olması.

Son güncelleme: 13:39 21.07.2025
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı