• Turkhane Logo

Alman tanklarının Afrin'de kullanılması basında geniş yer aldı

Almanya basını Türkiye'nin Afrin operasyonunda iki ülke arasında yapılan silah ticareti kapsamında kullanılmasın Alman basınında gündem oldu. .

13:18 25 Ocak 2018 Perşembe
Alman tanklarının Afrin'de kullanılması basında geniş yer aldı
Almanya basını Türkiye'nin Afrin operasyonunda iki ülke arasında yapılan silah ticareti kapsamında kullanılmasın Alman basınında gündem oldu. .

Almanyanın Türkiye ile yaptığı silah ticareti ve bunun Alman siyasetine yansımaları tartışıldı. Almanyadaki gazetelerde yer alan haberlerde, Kürtlerin devlet kurmalarını engellemenin hata olduğu ve Alman tankları ile Suriyede Kürtlerin vurulmasının Almanyada durumu karmaşık hale getirdiği ile ilgili yorumlar ön plana çıktı.

ALMAN TANKLARIYLA KÜRTLERİ VURUYOR

BBC Türkçede yer alan haberde, Münchner Merkurde Türkiyenin Afrin harekatı çerçevesinde, Kürtlerin de Türkiye gibi Alman silahlarına sahip olduğuna dikkat çekilerek durumun karmaşıklığına vurgu yapılıyor denildi. Gazetenin değerlendirmesi ise şöyle: Şimdi koparılan yaygara tabii çok büyük. Her şeyden önce Türkler, Suriyede Alman tanklarıyla (Alman silahlarıyla kuşanmış) Kürtlere saldırıyor. Bir refleks olarak da Türkiyeye yapılan tüm silah ihracatını durdurma talebi gündeme geliyor. Bu kulağa güzel ve doğru geliyor ancak birazcık naif. Hoşumuza gitmiyor olsa bile, devlet toprağının savunulması federal hükümetin temel görevlerinden biri. Bu bağlamda hükümet diğer ülkelerle güvenlik ittifakları kurmak ve ortak birlikleri uygun biçimde silahlandırmak durumunda. Ve yeniden NATO ortağımız Türkiye ve silahlarını IŞİDe karşı sürdürdüğü önemli savaşta elde eden Kürtlere dönüyoruz. Bu durum, işin basit yanıtlarla çözülemeyecek kadar zor olduğunu gösteriyor.

SİLAH İHRACATI CESURCA KONUŞULSUN

Karlsruhede yayınlanan Badische Neueste Nachrichtenda, silah ihracatının da Alman güvenlik politikasının bir unsuru olabileceğine dikkat çekiliyor: Artış gösteren silah ihracatıyla ilgili çıkarılan yaygara realiteden uzak olduğu kadar naif de aynı zamanda. Aynı şekilde Türkiyenin Suriyede Almanyadan satın aldığı tanklarla savaşıyor olması telaşesi de. Federal hükümetin kamuoyuyla saklambaç oynamaktan vazgeçmesi gereken an geldi: Silah ihracatı da pekala Alman güvenlik politikasının bir parçası olabilir. Bunu açıkça konuşma konusunda cesur olunması gerekiyor. Aksi takdirde insan, aynen şimdi Hristiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokrat Parti arasında yaşandığı gibi, kendi yarı gerçeklikleri kapanına kısılır.

SİLAH ANLAŞMALRI GABRİELİN ELİNİ YAKTI

Münsterde yayınlanan Westfälische Nachrichtenda Almanyada baş gösteren silah ticareti tartışmalarının Sosyal Demokrat Partili (SPD) Dışişleri Bakanı Sigmar Gabrielin elini yaktığı yorumunda bulunuluyor: Silah ticareti tartışmalı bir konu. İnsanın kolayca elini yakan cinsten. Sigmar Gabriel de tam da şu sırada bunu deneyimliyor. Aynen Türkiyeye satılan Leopard 2 tanklarında olduğu gibi, Almanyanın kriz bölgelerine yaptığı silah ihracatı, dışişleri bakanını bir açıklama yapmak zorunda bırakıyor. İlticaya neden olan faktörlerle yerinde mücadele etmek ama aynı zamanda giderek artan miktardaki silahı dünyanın bu ana kriz bölgesine satmak isteyen bir büyük koalisyon nasıl değerlendirilmelidir? Sosyal demokratlar için bu tartışma, talihsiz bir zamanda gündeme geldi. Bu durum yeniden büyük koalisyon kurulmasına karşı olan herkesin eline bir koz veriyor. SPDnin de başına gelmedik şey kalmadı.

KÜRTLERİN KENDİ DEVLETİNE SAHİP OLMASINI ENGELLEMEK HATAYDI

Leipziger Volkszeitungta yer alan yorumdaysa Suriyedeki gelişmeler ışığında bir Kürt devletinin kurulup kurulamayacağı sorusu masaya yatırılıyor: Kürtlerin kendi devletine sahip olmasını engellemek de bir hataydı. Nüfusu yaklaşık 30 milyonu bulan Kürtler bugün dünyada bu kaderi yaşayan en büyük halk. Türkiyenin yeni harekatı da Kürtlerin kendi devletlerine sahip olma çağrılarını dindiremeyecek. Bundan 100 yıl önce bir Kürt devleti kurmak bugüne göre daha kolay olurdu. Ancak bu konu dünya siyasetinin kördüğümü haline geldi. Gereğinden fazla devlet işe burnunu sokuyor, gereğinden fazla soruysa hala cevapsız. Yeni Kürt devletinin sınırları tam olarak nereden geçer? Kürtlerin bu durumda hangi petrol kaynaklarına erişimi olur? Irak, Suriye ve Türkiye hangi topraklardan vazgeçmek zorunda kalır ve bunun bedeli ne olur? değerlendirmeleri Alman basınında ön plana çıktı.

 

Son güncelleme: 13:18 25.01.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı