• Turkhane Logo

Alman medyasında seçim yorumları: Erdoğan kaybetse de bırakmaya yanaşmayabilir!

14 Mayıs seçimleri yaklaştıkça Alman basınının Türkiye'deki seçimlere ilgisi de giderek artıyor. Haber ve analizlerde enflasyon ve hayat pahalılığının Erdoğan'ın üzerinde baskı oluşturduğuna dikkat çekiliyor.

15:39 18 Nisan 2023 Salı
Alman medyasında seçim yorumları: Erdoğan kaybetse de bırakmaya yanaşmayabilir!
14 Mayıs seçimleri yaklaştıkça Alman basınının Türkiye'deki seçimlere ilgisi de giderek artıyor. Haber ve analizlerde enflasyon ve hayat pahalılığının Erdoğan'ın üzerinde baskı oluşturduğuna dikkat çekiliyor.

Türkiyedeki 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri yaklaşırken konu Alman basınında kendisine giderek daha fazla yer buluyor.

Hafta sonu ve başında çeşitli gazetelerde yayımlanan yorum, haber ve analizlerde seçimlerin çeşitli boyutları mercek altına alınıyor.
Erdoğan iktidarı bırakmayabilir uyarısıDW Türkçede yer alan habere göre pazartesi günü Frankfurter Allgemeine Zeitungda (FAZ) yer alan Türkiye yol ayrımında başlıklı haberde, 14 Mayıs seçimlerinin Türkiyeyi yepyeni bir yöne sürükleyebileceği ifade ediliyor. Depremin dehşet verici sonuçları doğrultusunda, Erdoğan seçimi kaybetmekten korkmalı değerlendirilmesine yer verilen yorumda, Kemal Kılıçdaroğlunun renksiz bir aday olarak görüldüğü, ancak bunun muhalefet açısından aslında bir avantaja dönüşebileceği vurgulanıyor:
74 yaşındaki eski sosyal güvenlik memuru, bir çeşit anti-Erdoğan: Karizmatik olmayan, ayakları yere basan, mütevazı, dürüst. Tam 13 yıldır CHPnin başında olan Kılıçdaroğlu, şimdiki seçimlerde Erdoğanı sarayından sürmek için gerçekçi bir şansa sahip.
Türkiyenin önünde bir kader seçimi olduğu değerlendirmesine yer verilen FAZ analizinde, Erdoğanın seçimi kaybetse de iktidarını bırakmaya yanaşmayabileceği uyarısında bulunuluyor:
Kılıçdaroğlu çoğu ankette önde. Erdoğanın işi zor olacak. Dört hafta içinde her şey olabilir, gürültülü veya gürültüsüz. Ülkedeki değişim havasına rağmen çoğu Türk, otokrat Erdoğanın 20 yıllık iktidarının ardından sahneden öylece ineceğini tahayyül edemiyor. Seçim, Erdoğan için hayati önemde. Olası bir yenilginin ardından Erdoğan, kaçınılmaz biçimde bizzat kendisinin politize etmiş olduğu yargının odağına girebilir.
Analizde ayrıca seçimlerde hile yapılabileceği de iddia ediliyor.
Türkiyenin mülteci politikası sertleşecek
Ele alınan bir diğer konu da partilerin mülteci politikalarının seçimlere etkisi.
Hafta sonunda Tagesspiegel gazetesinde yayımlanan yorumda, muhalefetin Erdoğan yönetimini açık kapı politikası izlemekle suçladığına işaret edilerek hem hükümet hem de muhalefetin mülteci politikalarının sert olduğu ve aynı zamanda benzerlikler gösterdiği ifade ediliyor:
Mayıs seçimleri öncesinde hem hükümet hem de muhalefet, Suriyeli mültecileri evlerine göndermeyi vaat ediyor. Erdoğanın AKPsinin seçim beyannamesi, Suriyelilerin gönüllü, güvenli ve onurlu bir biçimde eve döneceklerini duyuruyor… Erdoğan, Kılıçdaroğlunun çağrısına kulak vererek Şam yönetimiyle Suriyelilerin geri dönmesine ilişkin görüşmelere hazırlanılması yönünde adım attı. Yıllar boyunca Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile her türlü iletişimi reddeden Cumhurbaşkanı, şimdi Esad ile görüşmek için çaba sarf ediyor. Esad ise bu teklifi, Erdoğana seçimlerde yardım etmek istemediği için reddediyor.
Yorumda seçimlerin muhalefet lehine sonuçlanması durumunda yeni Türk hükümetinin daha sert bir göç politikası izleyeceği ve buna hazırlıklı olunması gerektiği de belirtiliyor:
Mayısta Ankarada iktidar değişikliği olursa Avrupa, Türkiyenin bu konuda daha sert bir tutum benimseyecek olmasına hazırlıklı olmalı. Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, Euronewsa verdiği bir yanıtta, mülteci mutabakatıyla ilgili olarak Önce Türkiye yanıtını vermişti.
Erdoğanın başarısının anahtarıHafta sonunda yayımlanan Welt am Sonntag gazetesi ise Cumhurbaşkanı Erdoğanın memleketi Rizeden bir analize yer verdi. Erdoğanın dünyayı yönettiği yer. Türkiye Cumhurbaşkanının başarısının anahtarı, liberal Batı kıyılarından çok uzakta denilen analizde, AKPnin kalesi olarak görülen Rizede zaferin bu sefer kesin olmadığı değerlendirmesi yapılıyor.
Türkiye genelinde giderek artan hayat pahalılığı ve hükümetin deprem felaketini yönetmekteki başarısızlığı nedeniyle Erdoğana desteğin son dönemde düştüğü görüşüne yer verilen haberde, buna rağmen Erdoğanın seçimi kaybetmesinin kesin olmadığı belirtiliyor:
Ülkedeki iktidar yarışının galibi hâlâ belirsiz. Mayıs seçimlerine ilişkin anketler, başa baş bir yarışın gerçekleşeceğini öngörüyor. Erdoğanın rakibi Kılıçdaroğlunun muhalefet ittifakının zaferine kesin gözüyle bakılmaması gerekiyor.
Erdoğanın iki rakibi var: Kılıçdaroğlu ve enflasyon
İş dünyası ve ekonomi dergisi Capitalın Almanya versiyonundaki analizde ise Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumun, seçim sonucu üzerinde doğrudan belirleyici olabileceği kaydediliyor. Türkiyenin muzdarip olduğu ağır enflasyonun, Erdoğanın seçimi kaybetmesine yol açabileceği de ifade ediliyor:
Fiyatların artmasının bir sorumlusu da alışılmışın dışında bir ekonomik yaklaşım benimseyen Cumhurbaşkanı Erdoğan. Bu, onun seçim zaferine mâl olabilir… Cumhurbaşkanı Erdoğanın Mayısta yeniden seçilmesini sekteye uğratabilecek iki rakibi var. Biri muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu, diğeri ise yüksek enflasyon.
Türkiyedeki gıda enflasyonuna da değinilen haberde Aşırı fiyat artışları nedeniyle Türklerin alım gücü giderek düşüyor. Özellikle gıda maddelerinde. Bu, Erdoğanın popülerliğini düşürüyor deniliyor. Erdoğanın Atatürkten beri en güçlü siyasetçi olduğu değerlendirmesinin de yapıldığı metinde, Erdoğanın olası yenilgisinin çığır açıcı bir gelişme olacağı ifade ediliyor.
Erdoğan Almanyada daha popülerAlman siyasi - kültür dergisi Cicero ise Almanyada yaşayan Türklerin, Türkiyedeki durumun aksine ağırlıklı olarak Erdoğana destek verdiklerine dikkat çekiyor:
Hükümetin kriz yönetimini ve kronik ekonomik krizi eleştiren herkes, terörist olarak yaftalanma tehlikesiyle karşı karşıya. Hem Türkiyede hem de Almanyada. Evet, Almanyalı Türkler, onlarca yıldır Almanyada yaşıyor. Ancak onlar, güncel siyasi gelişmelere ilişkin bilgilerini ağırlıklı olarak Türk hükümetine sadık olan, ana dillerindeki gazete ve televizyon kanallarından alıyorlar, Almanca basından değil.
Ciceronun analizinde, Almanya’da yaşayan Türk ve Türkiye kökenlilerin, seçmen davranışındaki bir çelişkiye dikkat çekiliyor:
Almanyada ağırlıklı olarak sol yönelimli olan ve azınlık haklarının güçlendirilmesi için çalışan Sosyal Demokrat Partiye (SPD) oy verirlerken Türkiyede ise pek kadın ve azınlık dostu olarak tanınmayan bir partiyi tercih ediyorlar.

Son güncelleme: 15:39 18.04.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı