• Turkhane Logo

ABD’de sağlık hizmeti almak neden pahalı?

14:25 07 December 2025 Sunday
ABD’de sağlık hizmeti almak neden pahalı?





ABD kişi başına sağlık harcamasında dünya lideri; yurttaşların ödediği primler de başka hiçbir ülkede bu kadar yüksek değil. Değişim zorunlu hale gelirken gözler Avrupa’daki modellere çevriliyor.



ABD’de 43 gün süren ve ancak Kasım ortasında sona eren hükümetin kapanması, yani “shutdown”, büyük ölçüde sağlık teşviklerinin uzatılması tartışması yüzünden kilitlenmişti. Sağlık sisteminin yüksek maliyetleri gündemdeki yerini koruyor.



Dünyanın en pahalı sağlık sistemi olarak bilinen ABD’nin hem daha ucuz hem de daha verimli bir yapıya kavuşması gerekiyor.



Yaşam maliyetlerinin, özellikle de sağlık giderlerinin artması Başkan Donald Trump’ın kamuoyu desteğini ciddi biçimde düşürdü. Masrafları azaltacağı vaadinde bulunan Trump da “Uygun Fiyatlı Bakım Yasası” (Affordable Care Act / ACA) ya da daha yaygın adıyla “Obamacare” sağlık hizmetleri düzenlemesi kapsamındaki teşviklerin uzatılmasıyla ilgili planını bu günlerde açıklamayı hedefliyordu.



Belirsizlik nedeniyle açıklama ertelendi. Trump 25 Kasım’da yaptığı “Teşvikleri iki yıl uzatmak istediğim söylenmiş. Hayır, iki yıl uzatmak istemiyorum; aslında hiç uzatmak istemem” dedi.



ABD sağlık sistemi dünyanın en pahalısı mı?



Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) bu ay yayımlanan “2025 yılında sağlık durumuna genel bakış” raporuna göre ABD, kişi başına sağlık harcamasında açık ara dünya lideri. ABD ile ikinci sıradaki İsviçre arasındaki kişi başına harcama farkı, İsviçre ile 23’üncü sıradaki İtalya arasındaki farktan daha büyük.



Harvard T.H. Chan School of Public Health’ten John McDonough, DW’ye yaptığı açıklamada ABD’de sağlık maliyetlerindeki artışın “yaklaşık yarım yüzyıldır süren kronik bir sorun” olduğunu belirtiyor.



ABD’de sağlık neden bu kadar pahalı?



Uzmanlar yüksek maliyetleri kısmen ABD’deki ileri teknoloji, yenilikçilik ve yüksek standartlarla açıklıyor. Buna rağmen düşük gelirli kesimler, Afroamerikanlar ve Latinler için tedavi kalitesi ve sonuçlarda ciddi eşitsizlikler bulunduğunu söyleyen McDonough şu değerlendirmeyi yapıyor:



“Evet, sistemde iyi şeyler var ama çok ciddi eksikler ve zaaflar da var.”



Brüksel’deki Avrupa Sağlık Sistemleri ve Politikaları Gözlemevi’nden Jon Cylus ise temel sorunun sigorta ve hizmet fiyatlarının aşırı yüksek olması olduğunu, bunun da şeffaflık ve fiyat kontrolü eksikliğinden kaynaklandığını ifade ediyor:



“Piyasa bu fiyatları kaldırabildiği için böyle. Fiyat şeffaflığı yok. Bu sistemde fiyatları karşılaştırmak neredeyse imkânsız.”



Berlin’deki Hertie School’dan halk sağlığı uzmanı Klaus Hurrelmann, ABD’de ücretlerin yüksek olmasının altında sağlık sisteminin büyük ölçüde ticarileşmiş yapısının bulunduğunu söylüyor. DW’ye konuşan Hurrelmann’a göre ABD’de “piyasa mekanizmaları baskın” ve birey kendi yaşam şanslarını güvenceye almakla yükümlü görülüyor. Bu da sağlık hizmetini “devlet müdahalesinin sınırlı olduğu bir piyasa metasına” dönüştürüyor.



McDonough, bunun tamamen doğru olduğunu belirtiyor ve ABD’de sağlık hizmetinin “şirket mantığının aşırı baskısı altında kaldığını” söylüyor:



“Bu sistem artık birçok açıdan hastayı merkeze almıyor.”



Sistem çok, kapsam sınırlı



ABD sağlık yapısı merkezi bir sistemden oluşmadığı gibi çok katmanlı bir düzene sahip. Medicare 65 yaş üstünü kapsarken Medicaid düşük gelirli ailelere destek sağlıyor. İşveren sponsorluklu sigorta (Employer Sponsored Insurance, ESI), emekli askerler ve yerli halk için devlet programları ile özel sigorta seçenekleri de mevcut.



Yine de ABD Nüfus Sayımı Bürosu ve CDC’ye bağlı Ulusal Sağlık Anketi verilerine göre, 25 milyonun üzerinde kişi, yani nüfusun en az yüzde 8’i hâlâ sigortasız.



Özel bir Amerikan kuruluşu olan Commonwealth Fund’un karşılaştırma raporları, ABD’nin zengin ülkeler arasında sağlık performansı en düşük sistemlerden birine sahip olduğunu tekrar tekrar gösteriyor. Karşılaştırılan ülkeler arasında Almanya, Kanada, Fransa, Hollanda, Avustralya, İsviçre, İsveç, Yeni Zelanda ve Birleşik Krallık var.



Avrupa’ya bakış



Uzmanlar, ABD’nin daha erişilebilir ve daha öngörülebilir finansmana sahip Avrupa sistemlerinden neler öğrenebileceğini uzun süredir tartışıyor. Klaus Hurrelmann, Almanya’nın örnek alınabilecek yönleri olduğunu ancak “kopyalanabilir bir model” olmadığını vurguluyor.



Zorunlu sigorta sistemi ve geniş erişim sayesinde Almanya’nın “evrensel erişim ve dayanışmacı finansman” konusunda önemli dersler sunduğunu belirten Hurrelmann, bunun yine de Almanya’nın kendi refah devleti geleneği ve siyasi kültürü olmadan başka ülkelerde aynı şekilde işlemeyeceğini söylüyor. Yükselen sigorta maliyetleri ve yüksek katılım paylarının Almanya için bile ciddi bir uyarı olduğunu da ekliyor.



McDonough ise çok daha net konuşuyor:



“ABD için Alman ya da İsviçre modeli mi isterdim? Açık söyleyeyim, herhangi başka bir sistemi tercih ederdim. Hepsi bizden daha iyi.”



McDonough’a göre bu sistemlerin başarısının temel nedeni kâr amacı gütmemeleri ve tüm aktörlerin aynı kurallara tabi olması. “ABD’de devasa kâr amaçlı şirketler sistemi domine ediyor ve bu da yaşadığımız karmaşaya yol açıyor.”



Hurrelmann farkın daha temel olduğunu savunuyor:



“Avrupa’da sağlık büyük ölçüde sosyal bir hak olarak görülüyor. ABD’de ise daha çok bireysel bir sorumluluk olarak algılanıyor. Bu bakış açısı sistemin tasarımını, finansmanını ve toplumun sağlık beklentilerini doğrudan belirliyor.”



KAYNAK: DEUTSCHE WELLE TÜRKÇE

Son güncelleme: 14:25 07.12.2025
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı